Gazeteci Nedim Şener ile Ahmet Şık'ın tutuklanıp cezaevine konulmalarının yankıları sürüyor.
Ulusalcı cenahtan muhafazakar kanada değin birçok yazarın tepki gösterdiği tutuklamalara bir isyan da Habertürk yazarı Ece Temelkuran'dan geldi.
Şu zehir-zemberek sözler Temelkuran'ın:
Allah'ın adını pis ağızlarında geveleyerek, gözyaşlarını geviş getirerek geliyorlar.
Vakit geldi, sıkı durun. En büyük başkan Başbakan bile durduramayacak onları. Çünkü yıllardır çevrelediler iktidar koltuğunu. İktidar koltuğu hariç her yeri ele geçirdiler. Tahta kurtları gibi ağır ağır... O iktidar koltuklarında oturanlar biliyorlar: Koltukları havada duruyor, onların omuzlarında.
VAKİT GELDİ ARTIK BAĞIR
BAĞIR BAĞIRMANIN ZAMANI
Temelkuran 'artık vakit geldi' dediği yazısında şu sözlerle meydan okudu:
Kıpırdasalar düşerler. Delikanlılığın, kabadayılığın, bitirimliğin sınırı da buraya kadar işte.
Vakit geldi, neyiniz varsa koyun ortaya. Beklediniz değil mi bunca zaman. Birileri, bir şeyler durdurur bu gidişi diye. Öyle olmayacak.
Habertürk yazarı yazısını eylem çağrısı yaparak noktaladı:
Anlamıyor musunuz, Ahmet'i alıyorlarsa, Nedim'i götürüyorlarsa, denizin sonuna gelindi. Kara göründü hanımlar beyler, kapkara, en kara, zifiri kara göründü.
Vakit geldi, nefesinizi uzun yola göre ayarlayın. Artık şaşırmayın, dona kalmayın hayretten. Bundan sonra neler neler olacak. Şaka gibi olacak her şey her seferinde ve her seferinde çok ciddi olacak hepsi.
İnsanı güldürecek kadar saçma sorular soracaklar ve güldüğünüzde suratınıza yiyeceksiniz tokadı. Tıpkı darbelerin küçük askerlerinin hep yaptığı gibi. Her faşist her kahkahayı üstüne alınır çünkü. Vakit geldi, toparlayın ağzınızı, ürkütmeyin faşist vakvaklan.
Vakit geldi. Eski hikâyeleri hatırlayacaksınız. Babamın 12 Mart darbesinden sonra avukatlık yaptığı davalardan biriymiş. Bir öğretmene sormuş gazeteci Fethiye'de: "Hocam turşu yapmak mı zordur, darbe yapmak mı?" Öğretmen cevap vermiş: "Turşu yapmak daha zordur.
Çünkü turşu için vasıflı hıyar gerekir.
Darbe için birkaç vasıfsız hıyar yeterlidir." Öğretmen böyle bir espri yaptı diye yıllarca hapis cezasıyla yargılanmış. Komik değil mi? Bu komikliklerin hepsi işte bizim de başımıza gelecek, geliyor. İnsanın hiç de gülesi gelmiyor.
Vakit geldi. Rakı bardaklarını kaldırıp içerideki arkadaşlarımız için içeceğiz. Dışarıda olduğumuz her günü suçlulukla yaşayıp, güldüğümüz her seferinde dudağımızı kırıp onları hatırlayacağız. Telefon numaralarını çevirdiğimizde buz gibi bir kadın sesi "Aradığınız numaraya şu an..." diyecek. Artık arkadaşlarımıza ulaşamayacağız. Çünkü vakit geldi.
Vakit geldi. Artık bağır bağır bağırmanın zamanı. Çünkü hava kurşun gibi ağır. Yeter artık: Bağır bağır bağır!
Kaynak : http://www.internethaber.com