AKP’nin oylarıyla sınırda geçen Anayasa değişikliği paketinin onay için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e gitmesinin ardından dün itibariyle Köşk’ün pakete ilişkin kararını vereceği 15 günlük süre başlamış oldu. Gül önceki gün basına yaptığı açıklamada, Anayasa değişikliğine ilişkin süreci hukukçularının yakından takip edip, değerlendirdiğini belirterek, “Benim kararımın çok gecikmeyeceğini tahmin ediyorum. Tabii ki yine biz gerekli değerlendirmeyi ve incelemeyi yapacağız’’ demişti. Böylece Gül, pakete onay için 15 günlük süreyi bekleyemeyeceği sinyalini verdi.
Eksiklik ya da anayasaya aykırılık görmesi halinde kanunun tamamını ya da bir kısmını Meclis’e gönderme yetkisi olmakla birlikte Gül’ün, bu yasayı halkoyuna sunulmak üzere onaylaması ihtimalinin çok yüksek olduğu belirtiliyor. Taraf ’a konuşan hükümet kaynakları, Gül’ün, paketi bölerek referanduma gidilmesi yolunda bir eğilim içinde olmadığı görüşünü dile getiriyor.
Paket bölünmeyecek
CHP, teklifin, Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nın yapısında değişikliğe giden maddelerinin diğer unsurlarından ayrılarak iki ayrı paket halinde referanduma yani halkoylamasına götürülmesini talep etmiş, AKP ise bu öneriyi, paketin diğer bazı maddelerini de kapsayacağı gerekçesiyle kabul etmemişti.
Gül’ün, AKP’nin bölmediği Anayasa değişiklik paketinin yasalaşan haliyle, bölerek referanduma götürülmesine sıcak bakmadığı belirtiliyor. Gül’e yakın bir hükümet yetkilisi, “Paketi bölseniz de bir şey değişmeyecek. CHP’nin paketin bölünmesi yolundaki talebinin arkasında Anayasa değişikliğine tümüyle karşı çıktığı ortaya çıktı zaten, bu taleplerin sonu gelmeyecek” değerlendirmesinde bulundu.
Mahkeme taraf olur mu
Gül’ün, paketin halkoyuna sunulması için onay vermesi halinde bu onay Resmî Gazete’de yayımlanacak. Kararın, Resmî Gazete’de yayımlandığı günün ertesi günü itibariyle 10 gün içinde CHP, 110 ila 112 milletvekilinin imzasıyla paketin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilecek.
Bu arada, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tersi bir karar almazsa, Gül’ün onayının Resmî Gazete’de yayımlanmasından 60 gün sonra yani temmuz ortalarında halkoylamasına gidilecek.
Mahkemenin, iptal başvurusunu görüşmesi öncesinde 35 ila 40 günlük bir hazırlık süresi bulunduğu tahminleri yapılıyor. Dolayısıyla, mahkemenin iptal başvurusuna ilişkin kararını vermesinden 20 ila 25 gün sonra halkoylamasına gidilecek. Anayasa Mahkemesi’nin, pakete halkın karar vermesine az bir süre kala iptal yoluna gitmesinin akılcı olup olmadığı Ankara kulislerinde sorgulanıyor.
Üyeleri, mensubu oldukları Anayasa Mahkemesi’nin yapısının da değiştirilmesini öngören Anayasa değişikliği kanunu üzerinde “Benim kurumumu da etkileyecek bir konuda karar almam doğru olmaz” eğilimi içine girebilir. Anayasa paketinde yapılan önemli değişikliklerden biri de Anayasa Mahkemesi’nin yapısı ve görevlerine ilişkin.
Yeni üyelerde aklı selim galip gelebilir
Cumhurbaşkanı Gül, geçen nisan itibariyle, Anayasa Mahkemesi asıl üyeliklerine, emekli olan Albay Necmi Özler’in yerine Askerî Yargıtay Genel Kurulu’nca gösterilen üç aday arasından, Askerî Yargıtay üyesi Hâkim Kıdemli Albay Nuri Necipoğlu ile Yükseköğretim Genel Kurulu’nca gösterilen üç aday arasından Sakarya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Engin Yıldırım’ı atamıştı. Gül, Anayasa Mahkemesi raportörlüğü görevinden Denizcilik Müsteşarlığı’na Müsteşar Yardımcısı olarak atanan Dr. Alpaslan Altan’ı da Anayasa Mahkemesi yedek üyeliğine seçmişti.
Hükümet çevreleri, Anayasa Mahkemesi’nin, yeni atanan üyeleriyle birlikte aklı selimin galip geleceği ve referandum yoluyla halkın iradesine başvurulacak bir kanunu iptal yoluna gitmeyebileceği yorumları yapıyorlar.
Erzincan, yargı reformunu tetikledi
Anayasa değişikliği paketinin Köşk’e gitmesiyle ilgili süreç devam ederken paketin yargı reformunu da içine alacak biçimde genişletilmesiyle ilgili perde arkası bilgiler de ortaya çıkmaya başladı. Türkiye’de değişime karşı çıkan statükocu zihniyetin devamı olarak algılanan HSYK’nın, geçen şubat ayında Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’i Ergenekon’dan tutuklatan Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal’ın, yetki aşımı yaptığı gerekçesiyle, tüm yetkilerini kaldırması, hükümet açısından bardağı taşıran son damla oldu. HSYK’nın Şanal’ın yanı sıra üç savcıyı aynı gerekçeyle görevden almasını hükümet, HSYK’nın yetki gaspı olarak tanımlamıştı.
Savcı Ferhat Sarıkaya’nın, HSYK tarafından meslekten men edilmesi olayına suskun kalmasının bedelini sonradan ağır ödeyen hükümetin, Erzincan’daki olaya suskun kalamayacağı kanaatine vardığı belirtiliyor.
Hükümetin Erzincan olayıyla birlikte, “Artık yeter” diyerek, sınırlı değişiklikler içeren Anayasa değişikliği paketini yargı reformunu da içine alacak şekilde genişlettiği ortaya çıktı.
Köşk’ün onayına sunulan 28 maddelik pakette yer alan HSYK’nın yapısının değiştirilmesini öngören maddeyle, bu kurulun statükocu zihniyetinin sonlandırılması hedefleniyor.
Taraf
Eksiklik ya da anayasaya aykırılık görmesi halinde kanunun tamamını ya da bir kısmını Meclis’e gönderme yetkisi olmakla birlikte Gül’ün, bu yasayı halkoyuna sunulmak üzere onaylaması ihtimalinin çok yüksek olduğu belirtiliyor. Taraf ’a konuşan hükümet kaynakları, Gül’ün, paketi bölerek referanduma gidilmesi yolunda bir eğilim içinde olmadığı görüşünü dile getiriyor.
Paket bölünmeyecek
CHP, teklifin, Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nın yapısında değişikliğe giden maddelerinin diğer unsurlarından ayrılarak iki ayrı paket halinde referanduma yani halkoylamasına götürülmesini talep etmiş, AKP ise bu öneriyi, paketin diğer bazı maddelerini de kapsayacağı gerekçesiyle kabul etmemişti.
Gül’ün, AKP’nin bölmediği Anayasa değişiklik paketinin yasalaşan haliyle, bölerek referanduma götürülmesine sıcak bakmadığı belirtiliyor. Gül’e yakın bir hükümet yetkilisi, “Paketi bölseniz de bir şey değişmeyecek. CHP’nin paketin bölünmesi yolundaki talebinin arkasında Anayasa değişikliğine tümüyle karşı çıktığı ortaya çıktı zaten, bu taleplerin sonu gelmeyecek” değerlendirmesinde bulundu.
Mahkeme taraf olur mu
Gül’ün, paketin halkoyuna sunulması için onay vermesi halinde bu onay Resmî Gazete’de yayımlanacak. Kararın, Resmî Gazete’de yayımlandığı günün ertesi günü itibariyle 10 gün içinde CHP, 110 ila 112 milletvekilinin imzasıyla paketin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilecek.
Bu arada, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tersi bir karar almazsa, Gül’ün onayının Resmî Gazete’de yayımlanmasından 60 gün sonra yani temmuz ortalarında halkoylamasına gidilecek.
Mahkemenin, iptal başvurusunu görüşmesi öncesinde 35 ila 40 günlük bir hazırlık süresi bulunduğu tahminleri yapılıyor. Dolayısıyla, mahkemenin iptal başvurusuna ilişkin kararını vermesinden 20 ila 25 gün sonra halkoylamasına gidilecek. Anayasa Mahkemesi’nin, pakete halkın karar vermesine az bir süre kala iptal yoluna gitmesinin akılcı olup olmadığı Ankara kulislerinde sorgulanıyor.
Üyeleri, mensubu oldukları Anayasa Mahkemesi’nin yapısının da değiştirilmesini öngören Anayasa değişikliği kanunu üzerinde “Benim kurumumu da etkileyecek bir konuda karar almam doğru olmaz” eğilimi içine girebilir. Anayasa paketinde yapılan önemli değişikliklerden biri de Anayasa Mahkemesi’nin yapısı ve görevlerine ilişkin.
Yeni üyelerde aklı selim galip gelebilir
Cumhurbaşkanı Gül, geçen nisan itibariyle, Anayasa Mahkemesi asıl üyeliklerine, emekli olan Albay Necmi Özler’in yerine Askerî Yargıtay Genel Kurulu’nca gösterilen üç aday arasından, Askerî Yargıtay üyesi Hâkim Kıdemli Albay Nuri Necipoğlu ile Yükseköğretim Genel Kurulu’nca gösterilen üç aday arasından Sakarya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Engin Yıldırım’ı atamıştı. Gül, Anayasa Mahkemesi raportörlüğü görevinden Denizcilik Müsteşarlığı’na Müsteşar Yardımcısı olarak atanan Dr. Alpaslan Altan’ı da Anayasa Mahkemesi yedek üyeliğine seçmişti.
Hükümet çevreleri, Anayasa Mahkemesi’nin, yeni atanan üyeleriyle birlikte aklı selimin galip geleceği ve referandum yoluyla halkın iradesine başvurulacak bir kanunu iptal yoluna gitmeyebileceği yorumları yapıyorlar.
Erzincan, yargı reformunu tetikledi
Anayasa değişikliği paketinin Köşk’e gitmesiyle ilgili süreç devam ederken paketin yargı reformunu da içine alacak biçimde genişletilmesiyle ilgili perde arkası bilgiler de ortaya çıkmaya başladı. Türkiye’de değişime karşı çıkan statükocu zihniyetin devamı olarak algılanan HSYK’nın, geçen şubat ayında Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’i Ergenekon’dan tutuklatan Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal’ın, yetki aşımı yaptığı gerekçesiyle, tüm yetkilerini kaldırması, hükümet açısından bardağı taşıran son damla oldu. HSYK’nın Şanal’ın yanı sıra üç savcıyı aynı gerekçeyle görevden almasını hükümet, HSYK’nın yetki gaspı olarak tanımlamıştı.
Savcı Ferhat Sarıkaya’nın, HSYK tarafından meslekten men edilmesi olayına suskun kalmasının bedelini sonradan ağır ödeyen hükümetin, Erzincan’daki olaya suskun kalamayacağı kanaatine vardığı belirtiliyor.
Hükümetin Erzincan olayıyla birlikte, “Artık yeter” diyerek, sınırlı değişiklikler içeren Anayasa değişikliği paketini yargı reformunu da içine alacak şekilde genişlettiği ortaya çıktı.
Köşk’ün onayına sunulan 28 maddelik pakette yer alan HSYK’nın yapısının değiştirilmesini öngören maddeyle, bu kurulun statükocu zihniyetinin sonlandırılması hedefleniyor.
Taraf