Hizbullah Basın Bürosu tarafından gece yapılan yazılı açıklamada, "Ateşkes, çatışmazsızlık ve bazı konularda anlaşma dâhil birçok alternatife açığız" denildi. Açıklamada, geçmişte yaşanan çatışmalardan iki tarafın zarar gördüğünü belirtildi.
"Haksız bir şekilde fiili saldırıya uğramadıkları müddetçe, silaha başvurma veya güç kullanma gibi bir niyet, plan ve programlarının olmadığı" mesajı verilen açıklamada, örgütün 1990’lı yıllarda PKK’ya karşı eylemlerine ilişkin şu değerlendirmede bulunuldu: "Bizim dağlarda sizi kovalayacak ve çatışacak bir durumumuz olmadığından, bir kısmı kırsal alanda olmak üzere uzun süre devam eden bu çatışmaların çoğu yerleşim alanlarında cereyan etti. Kimin ne kaybettiği, çatışmanın kazanan ve kaybeden tarafının kim olduğu konusundaki hükmü uzmanlara, araştırmacılara ve bölge halkına bırakalım. Ancak genel anlamda, Kürt halkı açısından ve siyasi sonuçları itibarıyla bu çatışmanın her iki taraf için kazançtan çok zarar getirdiğini ve bu çatışmadan direkt ve dolaylı en iyi istifade edenin Kemalist rejim ve onun derin unsurları olduğuna inanıyoruz."
17 Ocak 2000 günü Beykoz’da üst düzey yöneticilere yönelik yapılan operasyonunun ise "PKK ile çatışmaları durdurdukları için" yapıldığı öne sürülen açıklamada, "Bu tarihten itibaren bilerek ve kendi irademizle silahları bir kenara bıraktık" denildi.
PKK ile yaşadıkları bütün sorunlara rağmen aralarında resmi bir ateşkes, çatışmazsızlık veya anlaşmanın söz konusu olmadığı belirtilen açıklamada, şöyle denildi: "Sadece zımni ve fiili bir ateşkes veya çatışmasızlık durumu söz konusudur. Bıçak kemiğe dayanmadıkça sizinle fiili çatışmadan kaçınacağız. Ateşkes, çatışmazsızlık ve gerekirse halkımızın çıkarına olacak bazı konularda anlaşma dâhil birçok alternatife açığız. Ancak her ne olacaksa yetkili kişi ve organlar tarafından yapılmalı ve bunun resmi bir statüye kavuşması gerekir."
ANKA