Abdullah İbn Ummi Mektum, Allah Teâlâ'nın, hakkında yedi kat semanın üstünden Peygamber'inin kalbine ayet indirdiği mübarek bir sahabi ve Resulullah'ın müezzinidir. Kureyşli ve Resulullah sallallahu aleyhi vesellem'le akraba olan Abdullah İbn Ummi Mektum, müminlerin annesi Hatice binti Huveylid'in dayısının oğlu idi. Babası Kays İbn Zaid, annesi ise Âtike Bint Abdullah'tır.
Daha sonra Allah Teâlâ, şu âyetleri indirdi
1. O (Peygamber) hoşlanmadı ve yüzünü çevirdi.
2. Kendisine o âmâ geldi diye...
3. Onun halini sana hangi şey bildirdi? Belki o, (senden sormakla cehalet kirinden) temizlenecekti.
4. Yahut öğüt alacaktı da, o öğüt kendisine fayda verecekti.
5. Ama (malı ile Allah'a) ihtiyaç göstermeyene gelince;
6. Sen, ona dönüp, sözüne kulak veriyorsun.
7. Onun (İslâm'ı kabul etmeyip) temizlenmemesinden sana ne? (Sen ancak tebliğe memursun)
8. Ama sana koşarak gelen,
9. Allah'tan korkmuş iken,
10. Sen ondan yüz çeviriyorsun.
11. Hayır, (bir daha böyle yapma) çünkü o Kur'ân bir öğüttür.
12. Artık dileyen ondan öğüt alır.
13. O Kur'ân (Levh-î Mahfûz'da, Allah katında) çok şerefli sahifelerdir.
14. Ki (onların) kıymetleri yüksektir, tertemizdirler.
15. (Meleklerden ibaret) kâtiplerin elleri ile yazılmıştır.
16. Ki onlar, (Allah katında) kerîmdirler, itaatkârdırlar..." [Abese Suresi, 1,6]
İşte o günden itibaren Resûlullah (sav) Efendimiz, Abdullah'ın evine ziyarete gittiğinde onlara ikramda bulunur, o geldiğinde de ona yakın oturur, halini hatırını sorar ve ihtiyacını karşılar olmuştur. Bunda şaşılacak bir şey yoktur elbette.
Hicret yolunda öncü bir müezzin!
Kureyş, Resûlullah'a (sav) ve beraberindeki mü'minlere eziyetini artırıp, onları dayanamaz hale getirince, Allah Teâlâ, Müslümanların hicret etmesine müsaade etmişti. Abdullah İbn Ummi Mektum, yurdunu en çabuk terk eden ve Medine yolunu tutan ilk müminlerden olmuştu. Abdullah İbn Ummi Mektum, Resûlullah'ın (sav) ashabı arasında Medine'ye giden ilk sahabilerden olmuştu. Medine'de davet yolunda, takati yettiğince çalışan ilk sahabilerden biri de elbette oydu. Resûlullah (sav) Medine'ye gelince, Abdullah İbn Ummi Mektum'la, Bilâl İbn Rabah'ı, her gün beş kere Kelime-i Tevhîd'i yüksek ses-le okumak, insanları en hayırlı amele davet etmek ve onları felaha teşvik etmek üzere Müslümanların ilk müezzinleri olarak görevlendirmişti. Bilâl ezan okur, Abdullah İbn Ummi Mektum ise kamet getirirdi. Bazen de İbn Ummi Mektum ezan okur, Bilâl kamet getirirdi.
Davet'e ilk uyanlardan...
Abdullah İbn Ummi Mektum, Mekke'de davet'in başlangıcına şahit olmuş ve Allah'ın lütfüyle İslam'la ilk şereflenen kişilerden olmuştur. Bütün sebat ve kararlığıyla birlikte, Müslümanların karşılaştığı tüm eziyet ve işkencelerle karşılaşmış, 'Rabbim Allah'tır' dedi diye zulme uğrayanlardan biri olmuştur. Ancak müşriklerin azgınlıkları, onu kararlığından döndürmemiş aksine Allah'a ve Resulü'ne olan sevgisini artırmıştı.
Resulullah, davet yolunda çırpınıyor!
Resulullah sallallahu aleyhi vesellem, üzerindeki tebliğ vazifesini ifa niyetiyle tüm ömrü boyunca olduğu gibi yine çırpınıyor ve Kureyş'in ileri gelenleriyle görüşüyor ve onları, İslam'a çağırıyordu. Bilhassa Kureyş'in ileri gelenlerine sık sık gidip anlattığı devrelerden biriydi.
Resulullah, bir gün Utbe İbn Rabîa, kardeşi Şeybe İbn Rabia, lâkabı Ebu Cehl olan Amr İbn Hişam, Umeyye İbn Halef ve Allah'ın kılıcı Halid'in babası Velîd İbn Muğire ile buluşmuş, onlara İslâm'ı telkin etmeye çalışıyordu. Böylece onları ya İslâm'a girerler ya da ashabına eziyet etmekten vazgeçerler diye düşünüyordu.
İşte tam bu sırada, Resulullah'ın yanına Abdullah İbn Ummi Mektûm, Allah'ın Kitabından bir ayeti okuyarak çıkageldi: "Ya Resûlullah! Allah'ın sana öğrettiğinden bana da öğret" dedi. Resûlullah (sav) yüzünü çevirdi ve konuşmakta olduğu Kureyşlilere doğru döndü. İslâm'a girmelerini ve İslâm'a girerlerse Allah'ın dininin kuvvetleneceğini ve onun Resulünün (sav) davetinin te'yidi olacağını ümit ettiği için onlara yöneldi.
Resûlullah'ın onlarla yaptığı konuşma sona erer ve evine dönme-ye niyet eder etmez, Allah Teâlâ bir müddet, Peygamberinin görme duygusunu aldı ve sanki bir şeyin başına vurduğunu hissetti...milli gazete