Sabah yazarı Engin Ardıç, CHP'deki son gelişmeleri ve bazı beyanatları köşesine taşıdı.
Ardıç, kendine has üslubu ile yine tebessüm ettiren bir yazı kaleme aldı.
Ardıç, kendine has üslubu ile yine tebessüm ettiren bir yazı kaleme aldı.
İşte o yazı:
Yalaaaan, yalaaaan | |
Gözümüzün içine baka baka yalan söylüyorlar. Hiç utanmıyorlar.
Parti amigolarını anladık da, "ciddi kabul edilen" adamlar da bunu yapınca çok ayıp oluyor.
Önce "CHP 1950'den beri hiçbir seçimi kazanamadı" diyorlar, sonra da hemen lafı çeviriyorlar: "Yok yahu, 1973 ve 1977 seçimlerini kazanmıştı..."
Nasreddin Hoca'ya okunup üflenmek üzere getirilen çocuk gibi, hangi bir yanını düzelteceksin?
CHP hiçbir serbest seçimi kazanamamıştır, hiçbirini, ama hiçbirini.
1950 seçimini kazanan DP olmuştur. Öyleyse, bir kere "CHP 1950'den beri seçim kazanamadı" demek mantık açısından yanlıştır, sanki 1950'yi kazanmışmış da ondan sonra işler iyi gitmemişmiş gibi bir anlam doğurur.
Oysa CHP 1946 seçimini kazanmıştı, ama bu sonuç "şaibelidir"... Oylar açık verilmiş, sandık başlarına jandarma dikilip seçmen korkutulduğu ve oy kullanan vatandaşa sandık başında açıkça "şuna verme, buna ver" şeklinde emirler yağdırıldığı yetmezmiş gibi (telkin falan değil, düpedüz emir), oy sayımı da kapalı kapılar ardında gizli yapılmıştır!
Eh, buna da pek "serbest" denilemez galiba.
Herhalde utandıkları için, 1946 seçimini hatırlamak ve hatırlatmak istemiyorlar, kazanmıştık diyemiyorlar...
(Ondan önceki seçimler seçim meçim değildir, hiçkimse Google'a bakmadan tarihlerini bile söyleyemez. Ben söyleyeyim: 1927, 1931, 1935, 1939, 1943...)
Peki, CHP gerçekten 1973 ve 1977 seçimlerini kazanmış mıdır?
Hayır, kazanmamıştır.
"En fazla oyu almak" demek, "seçimi kazanmak" demek değildir. Seçim kazanmak, mecliste tek başına hükümet kurmak için gerekli koltuk sayısına ulaşmaktır. Seçim sistemi ve meclis genel kurul üye tamsayısı dönem dönem ne olursa olsun.
CHP bu iki seçimde de kazanmaya "yaklaşmıştır", o kadar.
CHP bu seçimlerden sonra koalisyon lideri olmuştur, o kadar.
1977'de hükümeti kurmuş ama güvenoyu alamamıştır! Çünkü mecliste çoğunluğu yoktu.
Kazanmış olsaydı ve hükümet kurabilseydi, ertesi yıl bütün o "Güneş Moteli'nde adam ayartma" rezaletleri yaşanmazdı... Gençler bilmeyebilirler, yaşlılar ne çabuk unuttular?
1973 yılında da seçimi kazanmış olsaydı, Erbakan'la koalisyon kurmak yoluna gitmezdi... Gençler bilmeyebilirler, yaşlılar ne çabuk unuttular? (Şimdi bu çaresizliği ve mecburiyeti "halka açılmak" şeklinde yutturmaya çalışanlar da var.) Bunları kazanılmış kabul ediyorsanız, 1961 seçimlerini niçin saymıyorsunuz?
1961'de de CHP en çok oyu almış, fakat bu yetmemiş, İnönü gene bir koalisyon kurmak zorunda kalmıştı.
1961 yılında İnönü'nün henüz eli ayağı tuttuğu, Ecevit o zaman henüz önemli bir adam olmadığı için mi o seçimi saymıyorsunuz?
Evet, çünkü amacınız Kılıçdaroğlu'na "sen de Ecevit gibi olursan kazanırsın" dolduruşunu vermek. Onun için, 1961 önemsiz ama 1973 ve 1977 çok önemli görünüyor size.
Kimi çapsızlar bunu amigoluk gayretiyle yapıyorlar, akıllı uslu görünen kimileri de "partiyi sola yatırmak" gibi bir kör umutla...
Sanıyorlar ki CHP solcu olsa, seçim çantada keklik.
Hadi görelim bakalım, "Çakma Gandhi" ara sıra kasket de giyiyor. Zarf tamam gibi, mazrufu görelim.
"Halka inmek ayağından gecekondu mahallesinde ev kiralamak" gibi zavallılıklar değil ama...