Yapılanların elbet bir gün hesabı ödenecektir. Geçmiş dönemlerde maliyetlerin ortaya çıkması için hiç de uzun sürmeyen bekleyişler, bugün yine karşımıza çıkıyor. Nasıl mı?
Kısaca hatırlayalım. Kamu bankalarına ana faaliyetlerinin dışında kaynak aktarıcı görevler vererek, onların kasasında 20 milyar dolara yakın zarar oluşmasının bedelini 2001 krizi sonrasında ağır şekilde ödemeye nasıl da başlamıştık. Yine hatırlayınız erken emeklilik geldiğinde sanki bu hesabı başkaları ödeyecekmiş gibi erkenden atılmadık mı emekliliğe. Hesabı ödeyenler çok uzakta değil; bakınız bir sonraki kuşağa ödesin dursunlar denilmedi mi?
Şimdi;
Yüksek faizin hesabını ödüyoruz,
Sosyal güvenlik sisteminin açıklarını ödüyoruz,
Eskinin yüksek borç ve faizlerini de ödüyoruz.
Bol keseden herkese banka verişlerin yol açtığı hortumların parasını da ödüyoruz,
Kısaca yanlış seçimlerimizin cezasını toplum olarak biz ödeyip duruyoruz.
Ama tüm hesaplara karşılık bir insanın zoruna giden en önemli kısım sanırım mesul olmadığı hesapları ödemek durumunda kalmasıdır. Düşünün ki; kim ne iş ediyorsa o işin hesabını bir başkasının ödemek zorunda kalması ne hazindir. Bu örneği neden veriyoruz; çünkü ülkemizde bu tür hesapları maalesef her zaman halk öder-durur.
Şimdi karşımıza bir hesap kâğıdı daha geldi. Maliyeti bir bir ortaya çıkıyor. Nasıl mı? Önce faizlere bakınız. Küresel krizin sermaye piyasalarını en sert vurduğu bu yılın Mart ayında yüzde 18,50'lerde gezinen iç borçlanma kâğıtlarının faizi bugün yüzde 20,00'lerde seyrediyor. Oysa krizin derinliği hafiflemiş ve "en kötü bitti" görüşleri ortalıkta dolaşmaya başlamışken. Lâkin bizde kriz maalesef bitememiştir.
Faturanın ikinci tarafını borsada görebilirsiniz. Bir bakıma moral endeksi olarak düşünebileceğiniz borsada fiyatlar yeniden en kötü seviyelerde dolaşıyor. Hisse senetlerinin büyük kısmı yabancıda, yerliler borsaya gelmediği için yabancılar bu hisseleri satamazlar deyimi geride kalıyor. Yabancılar yüzde 72,30'lerdeki oranını 70'10'e doğru düşürdü. Bu işte önemli olan ne yönde hareket ettikleridir zaten. Görüldüğü gibi onlar da satıyorlar!
Önümüzde duran son fatura, dışardan değil. Nerede ise tamamı içeriden geldi. Ortalığı germenin faturası bu. Kamunun iş dünyasına sürprizidir bu fatura. Açıkçası bu faturayı yine halk ödeyecektir.
Keşke "buyurun yaptıklarınızın faturasını; ödeyin" diyebilsek!