Kanal D programına telefonla bağlanan Başbakan, Birand'la ilgili bazı anılarını paylaştı. Birand için "Kimyamız çok uyardı" diyen Erdoğan, 2011 Haziran'ın da ünlü gazetecinin kendisini arayarak helallik istediğini anlattı.
Başbakan Erdoğan, canlı bağlandığı yayında Birand için "Kendisiyle ta belediye başkanlığım döneminden bu yana şahsen de tanışırız. Hele hele Haydarpaşa ilçesindeki programımız gerçekten bende çok ciddi anılar bırakan bir programdı. Benimle defalarca söyleşi yapmış bir insandır. Kendisiyle kimyamız da aslında çok iyi uyardı. Benimle yaptığı her söyleşide ben de büyük zevk almışımdır" dedi.
Birand'ın kendisiyle yaptığı en son söyleşinin ocak ayında olduğunu hatırlatan Erdoğan, "28 Şubat belgeseli için AK Parti genel merkezine gelmişti. Söyleşimizin ardından beraber akşam yemeği yemiştik" şeklinde konuştu.
Ardından bir başka yemek anısını anlatan Erdoğan, "Bir başka anlamı da 2011 Haziran seçimleri öncesi İstanbul il merkezimizde bir programımız olmuştu. Programında sonra kendisine 'Mehmet Ali bey, ben şu anda çok açım. Sen de açsan beraber çıkalım yukarıda akşam yemeği yiyelim. Benim burada menümdeki en önemli yemek kokoreçtir demiştim. Bir feryat atmıştı. O feryadı ile birlikte Mehmet Ali beyin kokoreçi çok sevdiğini anlamıştım. Birlikte orada kokoreç yemiştik. O da bizim ayrı bir anımızdı. Tabi mesleği çok seven biriydi. Özel sohbetleri dahi adeta habere dönüştüren bir gazeteci olarak kendisini tanıdım. Çalışkan azimli kararlı bir insandı" ifadelerini kullandı.
Mehmet Ali Birand 'ın "Erdoğanlı Yıllar" diye bir belgesel hazırlamakta olduğunu ve kendisinde bunun için söz aldığını anlatan Başbakan Erdoğan, "Kendisini gazeteciliğin yanı sıra belirli hassasiyetleri olan bir kişi olarak biliyorum. Küçük bir anımızı da aktarmak istiyorum. 2011 yılı Haziran ayında ciddi bir ameliyat geçirmişti. O ameliyat öncesinde beni aradı. Ben de merak ettim niye arıyor diye. 'Senden helallik istiyorum' dedi. 'Hayırdır ne helalliği' dedim. 'Dua istiyorum' dedi. Dolayısıyla duanın gücüne inanan, önem veren bir insandır. Hatta ben de dedim ki 'Ben bu sabah namaza kalktığımda duamı yapacağım, eşime de söyleyeceğim birlikte dua edeceğiz'. Nitekim ameliyat öncesinde de ekran aracılığıyla tüm izleyicilerden dua istemişti. Ama ben bir şeyi gördüm kendisinde. Ölümden korkmadığını gördüm. O dua isterken dahi sempatikti. Tebessümüyle beraber o duayı istiyor ve geleceği günleri de orada haber veriyordu" diye anlattı.
Erdoğan son olarak, "Ölümü hiç kuşkusuz medyamız açısından ciddi bir kayıptır. Hepimiz şüphesiz öleceğiz. Nerede ne zaman nasıl belli değil. Ben kendisine bu vesileyle bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum, medyamızın başı sağolsun. Cemre hanıma, Umur beye o torununa en kalbi duygularla bu temennilerimi iletiyorum. Kendilerine sabır ve metanet temenni ediyorum" ifadelerini kullandı.