Taraf yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, Said Nursi'nin hayatının unutulmaz bir sinema filmi olabileceğini söyledi.
Vefat yıldönümü nedeniyle Said Nursi’ye dair okumalarının aklına geldiğini belirten Kütahyalı, "En başta Şerif Mardin’in Nursî’ye dair kitabıyla başlamıştım. Sonra doğrudan Risale-i Nur külliyatının bir bölümünü okumaya, Said Nursi’nin manevi ve zihinsel evrenini anlamaya gayret etmiştim... Nursî’nin bizzat kendisi “Risale-i Nur’un vazifesi imanı kuvvetlendirip kurtarmaktır” diyordu ama bu metnin okuduğum bölümlerinde beni en çok etkileyen şey Nursî’ye yaşatılan o korkunç hapis, sürgün, işkence ve tecrit hayatının ortasında yaşadığı manevi buhranları ifade ettiği pasajlardı" dedi.
Said Nursi’nin hayatının başlı başına çok etkileyici olduğuna dikkat çeken Kütahyalı, "Bir sinema filmi için bundan daha elverişli bir hayat hikâyesi olamaz herhalde. İyi bir yönetmenin elinde unutulmayacak bir film olabilecek bir gelişim çizgisi var Nursî’nin hayatının" şeklinde yazdı.
Bediüzzaman'ın hayatından kısa kesitler aktaran Kütahyalı, Halil İbrahim Dergâhı’na defnedilen mezarının 12 Temmuz 1960’da 27 Mayıs cuntasının emriyle bilinmeyen bir yere nakledildiğin vurgulayarak, "Nursi’yi seven milyonlarca Türkiye yurttaşına bir mezar ziyareti bile çok görülmüştür bu alçak cunta tarafından. Said Nursi’nin hâlâ mezarı yok. Fakat vefatının 50. yılında Nursi yolunu takip eden milyonlar hâlâ var. Ve bu milyonlarca insanımız hâlâ askerî vesayet zihniyeti tarafından mezarsız bırakılmak isteniyor.." dedi.
Rasim Ozan Kütahyalı'nın "Said Nursi ve askerî vesayet" yazısı için TIKLAYINIZ