Sandıktan çıkan BDP destekli 6, CHP destekli 2 ve MHP’den de bir milletvekili adayı halen cezaevinde. Meclis’e gitmeleri için önce tahliye olmaları gerekiyor. ‘Anayasal suç’tan yargılanan 9 vekil adayının tahliyesine ‘ret’ verme yetkisi de mahkemelerin elinde
Milletvekili genel seçimlerinde seçilen 9 milletvekilinin çeşitli davalardan cezaevinde olması ortaya ilginç bir tablo çıkardı. Tutuklu milletvekillerinin cezaevinden tahliye edilip edilmeyeceği konusunda mahkemelerin vereceği karar merakla bekleniyor. Önceki seçimde vezaevinde iken milletvekili seçilen Sebahat Tuncel’in hemen tahliye edilmesi cezaevinde milletvekili seçilenler için umut olurken yargı kararları, tahliyenin kesin olmadığını, sadece mahkemelere “kaçma şüphesinin ortadan kalktığı” yönünde önemli bir emare olması nedeniyle tahliye ihtimalinin güçlü olduğunu gösteriyor. Tutuklu milletvekilleri, yargılandıkları suçlar itibariyle dokunulmazlık kazanamayacakları için yargılandıkları davada mahkum oldukları takdirde yeniden cezaevine girebilecekler.
Anayasal suçtan
BDP’nin desteklediği KCK davasından tutuklu 6 aday vekil seçildi. Gülser Yıldırım (Mardin), Selma Irmak ve Faysal Sarıyıldız (Şırnak), Hatip Dicle (Diyarbakır), İbrahim Ayhan (Şanlıurfa) ve Kemal Aktaş (Van) halen KCK davasında tutuklu bulunuyor. Ergenekon davası tutukluları gazeteci Mustafa Balbay (İzmir) ile Başkent Üniversitesi eski rektörü Mehmet Haberal (Zonguldak) ise CHP listelerinden vekil oldular. Balyoz davasından tutuklu bulunan emekli korgeneral Engin Alan ise MHP İstanbul milletvekili oldu. Seçilen 9 vekilin de yargılandıkları davalar “Anayasal düzene ve devlete” karşı suçlar kapsamında yer alıyor.
Ret hakkı da var
Mazbatalarını vekilleri aracılığıyla alabilecek olan tutuklu milletvekillerinin tahliye talebiyle mahkemeye başvurmaları bekleniyor. Mahkemelerin tutuklu vekilleri tahliye edip etmeme konusunda takdir hakları bulunuyor. CMK’ya (Ceza Muhakemesi Kanunu) göre tutuklama kararı verilebilmesi için sanığın suç işlediği yönünde kuvvetli şüphenin yanı sıra mutlaka kaçma şüphesinin olması da gerekiyor. Mahkemeler, milletvekili seçilmenin sanıklar açısından “kaçma şüphesini” ortadan kaldırdığı yönünde yorum yaparsa tahliye kararı verecekler. Ancak mahkemeler vekil seçilmenin bu şüpheyi ortadan kaldırdığı yorumu yapmazsa tahliye taleplerini reddedebilecekler.
Davaları sürecek
Tutuklu vekiller tahliye olsalar bile haklarında açılan davaların devam etmesi bekleniyor. 2007 seçimlerinde tutuklu iken seçilerek tahliye olan Sebahat Tuncel’in PKK üyeliği iddiasıyla yargılandığı davada mahkeme “devam” kararı almıştı.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi de şimdiki BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yargılandığı bir davada önemli bir emsal karar vermişti. Daire, 15 Ekim 2008 tarihli kararlarında, 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası’nın 7/2 maddesinde tanımlanan “terör örgütünün propagandasını yapmak” suçunun, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 14. maddesinde öngörülen “devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmaya yönelik suçlardan olduğu” belirtildiğinden davanın dokunulmazlık kapsamına girmediğine hükmetmişti. Bu karar üzerine yerel mahkemeler de çok sayıda DTP’li ve BDP’li milletvekilinin yargılandığı davalarda zorla getirme kararları vermişti.
ANAYASA NE DİYOR?
Anayasa’nın 83. maddesi “Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır” hükmünü taşıyor.
Hapisteki 9 vekil nasıl meclise girecek
Hapisteki 9 vekil Meclis için yargı kararı alacak
Anayasa’nın 14. maddesinde ise “Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.
Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz” hükmü yer alıyor. Anayasa’da hangi tür suçların Anayasa’nın 14. maddesi kapsamında olduğuna ilişkin net bir hüküm olmamasına rağmen Yargıtay, Demirtaş’la ilgili kararında “terör suçlarının” bu kapsamda olduğuna hükmetmişti.
{{member_name}}
{{formatted_date}}
{{{comment_content}}}
YanıtlaYükleniyor ...
Yükleme hatalı.