Halo;Kurtlar Vadisi'ni anlattı

'Kurtlar Vadisi'nde Halo karakteriyle izlediğimiz Sönmez Atasoy, Dizinin Amerika'da Türklerin yanısıra yabancılar tarafından da izlendiğini söylüyor

Dört sezondur “Kurtlar Vadisi”nde “Halo” karakteriyle izleyici karşısına çıkan Sönmez Atasoy, oynadığı diziyi “Korkusuz bir fenomen” olarak değerlendirdi. Dizinin çok sağlam bir hikâyesi olduğunu ve böyle bir projede yer almaktan mutluluk duyduğunu söyleyen Sönmez Atasoy, “Kurtlar Vadisi'nde oynamasaydım şu anda evde oturuyor olurdum” dedi. Amerika'da kurduğu tiyatroda oyun sergilerken oradaki halkın büyük ilgisi karşısında şaşırdığını söyleyen Atasoy, “Kurtlar Vadisi'ni orada Türklerin yanı sıra yabancılar da izliyormuş. Dışarıda dolaşırken Amerikalılar, Japonlar benimle fotoğraf çektirmek istediler. Bu durum karşısında şaşkına döndüm” diye konuştu. Dizide kendisinden yaşça küçük bir kadınla aşk yaşayan Atasoy, zamanında gerçek hayatta da böyle bir aşk yaşadığını itiraf etti.

“Kurtlar Vadisi Pusu”da geçen sezon Halo Dayı hapisteydi, şimdi kanser olduktan sonra özgür kaldı. Neler olacak?

“Kurtlar Vadisi”nde dördüncü sezondur oynuyorum. Bu dört sene içinde ne olacak diye tahminler yaptım ama hiçbiri tutmadı bugüne kadar. Çok nazik bir konu. Senaristlerimiz bir bakıp aynı dertten mustarip insanlarla bir dayanışma kuracaklar diye düşünüyorum. Neler olacak bilemiyorum. Ölür müyüz, kalır mıyız diye bir tahminde bulunamam. Bunu zaman gösterecek.

Halo Dayı'nın kendisinden yaşça küçük genç bir sevgilisi var. Bu konuyla ilgili izleyicinin nasıl bir tepkisi oldu?

Hiç olumsuz bir tepki almadım. Önce şüphelenmişler “Bu kadın Halo Dayı'ya bir şey mi yapacak” diye ama sonradan iyi niyetli olduğunu gördüler ve hep iyi yönde yorumlar aldım.

Gerçek hayatta kendinizden genç bir kadınla aşk yaşar mıydınız?

Zamanında ben de yaşadım. Benim yaşadığım beraberlikte aşktan çok karşılıklı saygı ve dayanışma vardı.

Kızınız Fadik Sevin Atasoy ile birlikte Amerika'da bir tiyatro kurdunuz New York'taki maceranızı anlatır mısınız?

65 yaşındayım. 2006 yılında Amerikalı Türkler tarafından “Halo Dayı” olarak davet edildim. Giderken elim boş gitmeyeyim dedim ve Yahya Kemal'in serüveni olan “Kendi Gökkubbemiz” adlı oyunu çalıştım. İşin içine tiyatro girdiği zaman orada tiyatro öğrencisi olanlar 'Baba bizi bırakma beraber olalım' dediler. İşi kurumsallaştırmak için New York Sanat Topluluğu'nu kurduk ve onaylattık. Bu olaya herkes çok sıcak baktı ve duyan bütün Türkler geldi. Orada bizim olan bir şeyi göstermek bana görev gibi geldi ve “Kanlı Nigarı”ı düşündüm. Bir yıl süreyle arada bir giderek oyunu geliştirdim. New York Sanat Topluluğu'nu kurduktan hemen sonra da Fadik bizim aramıza katıldı. Kızımın da çok büyük katkısı oldu. Devlet Tiyatroları'ndan Lemi Bilgin, baş dekoratörünü bizim için görevlendirdi. Orada muhteşem bir sahne kurdu.

New York Sanat Topluluğu'nu kurdunuz başka oyunlar da sunacak mısınız?

Hayır sunmayacağım. Bundan sonrasını artık gençler yapsın.

“Kurtlar Vadisi Pusu” dizisi Amerika'da da izleniyor başınızdan ilginç bir olay geçti mi?

Hem internette hem de televizyonda dizimizi izliyorlar. Empire State binasının önünde birisi gelip bana sarılacak ve beraber fotoğraf çektirecek. Böyle bir şey hiçbir zaman aklıma gelmezdi. Necati Şaşmaz'ın başından da böyle ilginç bir olay geçmiş o anlatırdı. Oda Amerika'ya gitmişti ve şöyle demişti 'Amerika'da otelden çıktım dışarıda fazla duramadım hemen gerdi döndüm'. O zaman hafızam almamıştı yaşayınca çok şaşırdım. Broadway'de o ışıkların önünde televizyon ve haber ajansları vardı. Önce bir Türk grubu bizimle röportaj yaptı. Onlar gitti Amerikan grubu geldi bizimle fotoğraf çektirmek istedi. O anda bizi işletiyorlar sandım. Meğerse Türk arkadaşlarıyla bizim diziyi izliyorlarmış. Fotoğraf çektirdik ama bu kadarla da kalmadı. Bir grup Japon turist de bizimle fotoğraf çektirdi. Bu durum beni çok şaşırttı.

Kurtlar Vadisi Pusu dışında başka bir proje var mıydı?

Eğer “Kurtlar Vadisi Pusu” dizisi olmasaydı evimde oturuyordum. Yeditepe Üniversitesi'nde hocalık yapıyordum yeni bıraktım. Şu anda Haliç Üniversitesi'nde hocalık yapıyorum. Önümüzdeki sömestrde Kadir Has Üniversitesi'nde derslere başlayacağım.

Bugüne kadar yayınlanan Kurtlar Vadisi dizisini usta bir oyuncu olarak analiz edebilir misiniz?

Kurtlar Vadisi çok sağlam bir hikayeye dayanıyor. Dizimiz, fevkalade özgün, kendisi olan kendisi olmaktan da en ufacık bir korku duymayan fenomen.

Fadik doğuştan yetenekli bir çocuktu
Kızınız Fadik Sevin Atasoy'la ilgili sert eleştiriler yapılıyor. Bu duruma tepkiniz nasıl oluyor?

Eleştirilerin ne olduğunu, kızımın ne yaptığını ve ne olduğunu bildiğim için her zaman onun arkasındayım. Aslına bakarsanız o kendi arkasında çok değerli bir sanatçı. O kötü eleştirileri yapan utanmasıyla kalır bence.

Kızınızınız oyunculuğunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Doğuştan yetenekli bir çocuktu. İyi hocalarla çalıştı. Benim hocam Cüneyt Gökçer, Fadik'i okuttu. Fadik mesleğini çok seviyor. Dil yetisi var ve birkaç dil biliyor. Dünyayı takip ediyor. Bence çok başarılı bir oyuncu.

Oyuncu olmadan önce size en çok sorduğu soru neydi?

Oyuncu olmaya niyeti yoktu çok çile çekti. Kulislerde büyüdü. Şu anda Fadik'in annesi ile beraber değilim. Ama o zamanlarda eşim turneye giderken kızımı bir komşuya teslim ederdi. Ben de başka bir şehirden akşam gelip kızımı alır ve turneye götürürdüm. Annesi başka bir turnede, ben başka bir turnede koştururduk. Kızımın bu meslekten nefret etmesi gerekirken, belirli bir yaştan sonra oyunculuğu sevdi.

Kızınızın oyuncu olmasını istemiş miydiniz?

Teşvik etmedim ama içim istiyordu. Çünkü benzeyen çok yanımız var. Ben bu işten her zaman mutluluk duydum. Oyunculuğun verdiği mutluluk, haz çok bambaşka. Ben hala bu işi yaptığım için çok mutluyum. Tadını çıkara çıkara yapıyorum bu işi.

Kızınız kendisinden yaşça büyük biriyle aşk yaşarsa tepkiniz ne olur?

İstiyorsa, seviyorsa tabii ki yaşasın. Benim desteğime hiç gerek yok. Fadik ne yaptığını bilen birisi. Her zaman birbirimize danışırız, konuşuruz. O yeter ki mutlu olsun. Ben herkesin mutlu olmasını isteyen bir adamım.

Sizi önümüzdeki günlerde bir sinema filminde görme ihtimalimiz nedir?

Yılmaz Erdoğan'ın “Bağbozumu” diye bir senaryosu vardı. Ama yağmurlardan dolayı bağlar bozuldu. Bizim de gidip bozacağımız bağ kalmadığı için filmin çekimi ertelendi. Bir üniversite hocasını canlandıracaktım.

Bir yatınız vardı. Hâlâ duruyor mu? İstanbul Boğazı'nı geziyor musunuz zaman zaman?

Evet 8,5 metrelik İstanbul yapımı davlumbaz 25 yaşında ahşap bir yatım vardı. Setur'da duruyordu. Fakat o kadar yüksek bir kira ve o kadar yüksek bir bedel çıktı ki 2001 krizinde odun fiyatına satıldı. Kirayı karşılamaya bile yetmedi. Geri kalan kısmını cebimden ödedim. Yeni bir yat almayı isterim ama maalesef İstanbul'da olmaz. Orhan Veli gibi uzaktan gemileri ve tekneleri seyreder geçer giderim.


Medyanaliz Haberleri