Hakimler Devleti istemiyoruz

"Sandıktan 'hayır' çıkarsa Türkiye Hâkimler Devleti olacak, TBMM darbelere karşı savunmasız ve açık kalacaktır."

Referandumda ‘evet’ oyu vereceklerini açıklayan Hak-İş Konfederasyonuna bağlı Öz İplik-İş Sendikası Genel Başkanı Murat İnanç, ‘evet’in gerekçelerini ve sandıktan ‘hayır’ çıkması halinde bunun ne anlama geleceğini madde madde açıkladı.

* Bağlı olduğunuz Hak-İş Konfederasyonu ile birlikte referandumda ‘evet’ kampanyası başlattınız. Başlattığınız kampanyaya işçilerin yaklaşımı nasıl?

Hak-İş’e bağlı sendikalar ve üyeleri anayasa değişikliğini referandum vesilesiyle gündemine almadı. 27-28-29 Şubat 1992 yılında, 1982 Anayasası’nın yerine daha demokratik, devlete değil birey ve topluma öncelik veren yeni bir anayasa için Ankara / Milli Kütüphanede üç gün dolu dolu geçen verimli bir panel gerçekleştirdi. Hak-İş Konfederasyonu ve bağlı sendikalar Anayasa değişikliği için açık oturumlar yaptı. Dergilerimizde anayasa özel sayıları hazırladı, kitaplar yayınladı ve her platformda bu ihtiyacı dile getirmeye çalıştı. 24 Eylül 2001 yılında aralarında Hak-İş’in de bulunduğu 9 sivil toplum örgütü gazetelere çarşaf çarşaf ilan vererek anayasa değişikliğine evet dediklerini açıkladı. Hak-İş Konfederasyonu mensupları ve bağlı sendikaların üyeleri Anayasa değişikliği konusunda derin bir bilgi ve bilinç sahibidir. Toplumun büyük çoğunluğu 1982 anayasasının askeri darbe eseri olduğu konusunda hem fikirdir. Bu anayasanın Türkiye’ye birkaç gömlek dar geldiğini yaşayarak görmüştür. Dolayısıyla vatandaşı değil, devleti sınırlandıran, devleti kendi milletine karşı koruyan değil, temel hak ve özgürlükleri esas alan, demokratik bir anayasa istemektedir. Bu istek Hak-İş’e bağlı sendikaların üyelerinde toplumdaki orandan çok daha fazla ve yoğundur. Değişiklikten yana ve değişikliklere karşı çıkan partileri bir yana bırakarak, değişiklik paketindeki maddeleri tek tek okuduğumuzda anayasa değişikliklerinin bireye ve topluma neler kazandırdığını rahatlıkla görebiliriz. Bu şekilde bakıldığında söz konusu değişikliklerin, eskisine göre daha demokratik, daha özgürlükçü ve milli iradenin önündeki engelleri kaldıran bir niteliğe sahip olduğu görülecektir.

ÖZİPLİK-İŞ’İN ‘EVET’ GEREKÇELERİ

* Peki değişiklik paketine neden ‘evet’ diyeceksiniz?

Öncelikle bu toplumun bir ferdi olduğumuz için ve sendikacı olduğumuz için, üyelerimizi temsil ettiğimiz için, daha gelişmiş ve kalkınmış bir ülke, daha özgür bir fert ve toplum, daha şeffaf ve hesap sorulabilir bir yönetim, muhteşem mazisine yakışır bir Türkiye istediğimiz için ‘evet’ diyoruz. Bunu gerekçelendirmek için ilk anda aklıma gelen değişiklikleri şöyle sıralayabilirim.

· Anayasa mahkemesine bireysel başvuru hakkının verilmesi

· Sendikal özgürlüklerin eskisine göre genişletilmesi,

· Grev yasaklarının kalkıyor olması,

· Memura Toplu Sözleşme Hakkı tanınması,

· Birden fazla sendikaya üye olabilme imkanının sağlanması,

· Şehit ve gazi yakınlarına, çocuk, yaşlı, kadın ve engellilere pozitif ayrımcılık getirilmesi,

· Özel hayata koruma geliyor olması, yani fişlemenin büyük bir oranda kaldırılması,

· YAŞ kararıyla ordudan atılanların yargıya müracaat etme hakkının verilmesi,

· Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu tarafından meslekten ihraç edilen hakim ve savcılara yargı yolunun açılması,

· Kamu denetçiliği vasıtası ile yargı masrafı ve aşamasından önce, gidebilecek problemlerini söyleyebilecek bir makamın olması,

· Çocuk istismarı ve işçiliğine karşı yasal güvencenin geliyor olması,

Bir sendikacı bunlara hayır diyebilir mi? Ne yazık ki, diyenler var ama biz “evet” diyeceğiz. Bütün bunların yanında Yargıtay ve Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunun “sen beni seç-ben seni seçeyim” anlayışıyla kapalı devre bir seçim sistemiyle teşekkül etmesinin sona erecek olması, Anayasa Mahkemesi de dahil çok sesli ve daha geniş, toplumu daha çok temsil eden bir niteliğe kavuşması göz önüne alındığında toplumun bütün bu demokratik gelişmelere “evet” dememesi mümkün değildir.

“HAYIR”CILARIN BUNLARDAN HABERİ VAR MI?

* 12 Eylül 2010 Referandumundan “hayır” oyu çıkarsa ne olur?

· Türkiye Hâkimler Devleti olacak, TBMM darbelere karşı savunmasız ve açık kalacaktır. Halkın seçtikleri atanmış bürokratlar karşısında esas duruşunu sürdürmeye devam edecektir. Dış dünyada Türkiye ikinci sınıf demokrasisi olan bir ülke konumunda olacaktır.

· Bu durum yabancı sermayenin ülkemize kuşkulu bakmasını beraberinde getirecektir. Yerli sermaye yurt dışına kaçacaktır. Ülkemize yatırım yapılmayacaktır. Yatırım ve istihdam olmadığı zaman işsizlik sürekli artış kaydedecektir. İşsizliğin artması sosyal dokuyu bozacak, anarşiye ve teröre davetiye çıkaracaktır.

“EVET” İLE DARBE GELENEĞİ SON BULACAK

* 12 Eylül 2010 Referandumundan peki “evet” oyu çıkarsa…

· Sadece darbe geleneğini tarihin sayfalarına gömmeyecek, Hâkimler ve Savcılar Devletinden tam demokrasiye geçişin basamaklarını da görmüş olacağız.

· Siyasiler darbe anayasanın tamamını değiştirmek için cesaretleneceklerdir.

· Ülkemizde darbe olmadan da halkın seçtikleri ve halkın temsilcileri anayasa yaparak rüştlerini ispat etmiş olacaklardır.

· Ülkemizdeki üreticilerin sorunları da çözülecektir. Kayısı, fındık, çay üreticilerinin sorunları ancak tam demokrasi ile çözülebilir. Bu üreticiler haklarını aramak için miting yaptıklarında devlet tarafından fişlenmeyecekler. Çünkü bu paketin içerisinde yer alan maddelerden biriside fişlemenin ortadan kalkmasıdır.

· Muasır Medeniyetler seviyesine ülkemiz taşınacaktır.

Başak Medya Ajans

Özel Röportajlar Haberleri