HADİSLER: Mütevatir, meşhur ve âhâd taksimi hicri 3.asırdan önceye aittir. Hadislerin sıhhati henüz net ortaya konmadığı, tabiri caizse nüfus kağıtları henüz tesbit edilmediği için, ulema dine yanlış birşey karışmasın diye âhad rivayetlere karşı titiz davranmıştır.
Fakat 3. asırda hadislerin tasnif ve tedvini yapılınca yani hadislerin nüfus kağıdı ortaya çıkınca artık sahih, hasen, zayıf ve mevzu... dönemi başlamış; mütevatir, meşhur ve âhad dönemi bitmiş, mütevatir aramaya gerek kalmamıştır.
NETİCE de rivayet;
1. Sahih veya hasen ise (mütevatir, meşhur veya âhad değil) onunla hem hüküm hem amel ederiz.
2. Zayıf ile amel ederiz. ANCAK bu rivayetin ifade ettiği hüküm doğrultusunda İCMA vaki olduysa, icma onu sahih kılar. icma aksine vaki olduysa onu metruk kılar.
3. Mevzu ise bakarız: Hikmet ifade ediyorsa kelam-ı kibar sayarız. Yoksa red ederiz vesselam.
-Prof Dr Orhan ÇEKER