Emekli Koramiral Atilla Kıyat'ın, 1993-1997 yılları arasında işlenen faili meçhul cinayetlerin "devlet politikası" olduğunu ileri sürmesi tartışmaları da beraberinde getirdi. 1993-1997 yılları arasında cumhurbaşkanları Turgut Özal ve Süleyman Demirel, başbakanlar Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Necmettin Erbakan, genelkurmay başkanları da Doğan Güreş ve İsmail Hakkı Karadayı idi.
Eski Susurluk Araştırma Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, Kıyat'ın çok doğru bir şey söylediğini belirterek, kendisini tebrik etti. Faili meçhul cinayetlerden devleti yönetenlerin haberdar olduğunu savunan Elkatmış, "Haberi yoksa gafildirler. Gafilliği de kabul etmeyeceklerine göre, kendileri ülkeyi yönettiklerini iddia ettiklerine göre bu işlerden hepsinin de haberi vardır." iddiasında bulundu.
Cihan Haber Ajansı muhabirine konuşan Elkatmış, kendisinin de devamlı söylediği konunun bu olduğunu ifade etti. "Bu devlet politikasıydı, devleti yönetenlerin de bundan haberdar olmaması mümkün değildi." diyen Elkatmış, Susurluk Komisyonu'nda Mehmet Ağar'ın ifadesinde 'Ben ne yapsam Milli Güvenlik Kurulu kararları doğrultusunda yaptım. Ben ne yaptıysam devletin politikalarını, Milli Güvenlik Kurumu'nun kararlarını uyguladım.' dediğini aktardı. Bunun dolaylı bir ihbar olduğunun altını çizen Elkatmış, şöyle devam etti: "Tansu Çiller o zaman bir şey söyledi, 'İşte 100 tane ismi tespit ettik, PKK'yı destekleyen, mali destek veren.' Nitekim bunların büyük çoğunluğu faili meçhullere kurban gitti. Ordaki olayların bir çoğu devletin politikasıydı. Nitekim bizim raporumuzda da, bizden sonraki yapılan bir takım değerlendirmelerde de bu konu ortaya atıldı. JİTEM araştırılsın dendi. Çünkü ordaki faili meçhullerin büyük bir kısmı JİTEM tarafından yapılıyordu. Özellikle 'Yeşil' bu işin başındaydı. Dolayısıyla Atilla bey doğru söyledi. O zaman devleti yönetenlerin Genelkurmay Başkanı olsun, Jandarma komutanı olsun, MİT olsun, Başbakanlar olsun, Cumhurbaşkanları olsun 'bu konuda bizim haberimiz yoktu, biz bilmiyoruz' demeleri doğru değil. Hepsinin haberi vardır. Haberi yoksa gafildirler. Gafilliği de kabul etmeyeceklerine göre, kendileri ülkeyi yönettiklerini iddia ettiklerine göre bu işlerden hepsinin de haberi vardır, bilgisi vardır. Dolayısıyla bunları çıkıp erkekçe söylemeleri gerekir."
"KORKUT EKEN MAHKUM OLUNCA KOMUTANLAR SAHİP ÇIKTI"
Susurluk davasında 6 yıl ağır hapis cezası alan eski MİT görevlisi Korkut Eken'e, mahkum olunca o dönem komutanlarının sahip çıktığını dile getiren Elkatmış, ama bu işin üstünün örtüldüğünü söyledi. Bunların devletin bir politikası olduğunu anlatan Elkatmış, devleti yönetenlerin, üst düzeyde güvenlikten sorumlu olanların, hepsinin bilgisi bulunduğunu savundu.
"Hatta ve hatta dahili vardır." diyen Elkatmış, "Onun için bunların araştırılması, onların da çıkıp mertçe söylemesi gerekir. Ama maalesef böyle birşey de görmedik. Bunların ortaya çıkarılması gerekir." dedi.
Savcıların bu konuda harekete geçtiği kanaatinde olmadığını vurgulayan Elkatmış, günün birinde bunların mutlaka ortaya çıkacağını belirtti. Bir takım demokratik ülkelerde devletin en gizli kararlarının dahi belli bir süre sonra yayınlandığını dile getiren Elkatmış, "Türkiye'de böyle olması gerekiyor ama maalesef gizlilik geçmişten beri var. İstiklal Mahkemesi kararları dosyası dahi çıkarılmadı. İşte yeni yeni tercüme ediliyor, tasnif ediliyor. Belki bunlar kamuoyuna sunulacak. Aradan 80 yıl geçti. Ama demokratik ülkelerde 10-15 yıl sonra bir takım şeyler kamuoyunun bilgisine sunuluyor." diye konuştu.
Yüksek Askeri Şura'daki terfi tartışmalarını da değerlendiren Elkatmış, hukuktaki herhangi birinin bir suçla suçlandığında soruşturmanın selameti açısından açığa alındığı kaidesini hatırlattı. Soruşturma ve yakalama kararı bulunan askerlerin açığa alınmadığını, terfi ettirilmelerinin ise hiç mümkün olmadığını kaydeden Elkatmış, "Bu kadar iddialar dolaşırken daha üst noktalara getirilmeye çalışılması anlaşılır değil. Demokrasiyle bağdaştırılması mümkün değil. Bu savunulamaz, düşünülemez. Savunanlara da hayret ediyorum." şeklinde konuştu.