Eski bakanlardan Hasan Celal Güzel, ''Balyoz Planı'' iddialarıyla ilgili ''Bu iddialar, bu insanların aslında ne kadar kendi insanlarından, kendi milletlerinden uzaklaşmış olduklarının göstergesidir. 28 Şubat da böyle bir darbeydi'' dedi.
Güzel, AK Parti Sultangazi İlçe Başkanlığınca Yunus Emre Konferans Salonu'nda düzenlenen ''28 Şubat'ın Türk Siyasi Hayatına Etkileri'' konulu konferansta yaptığı konuşmada, 2010 yılı Türkiye'sinin 28 Şubat 1997 yılının Türkiye'sinden çok farklı olduğunu düşündüğünü belirtti.
''Özellikle son 7 yıldır AK Parti Hükümetinin, Silahlı Kuvvetleri yıpratmamaya çalışarak bir denge içinde verdiği mücadeleyi çok isabetli bulduğunu'' kaydeden Güzel, ''bu mücadelenin gerçekten Türkiye'deki inançlı halkın, bir avuç oligarşiyle mücadelesi olduğunu'' söyledi.
Darbelerin 1876 yılında, ilk modern ordunun yaptığı bir ayaklanma mahiyetindeki hareketlenme ile başladığını anlatan Güzel, 1909 yılında ise Padişah 2. Abdülhamit'in 31 Mart Vakası ile tahttan indirildiğini anımsattı.
Konuşmasında milli mücadele dönemine de atıfta bulunan Güzel, şunları anlattı:
''Atatürk, o zaman bu mücadeleyi başlatmak için sadece askerle hareket etmedi. Kuvayi Milliye ve ve Müdafai Hukuk Cemiyetlerinden faydalanarak mümkün olduğu kadar halka dayalı bir hareketi götürmeye çalıştı. 1920 yılında 1. Meclisin kurulması böyledir. 1921 Anayasası da bir bakıma diğer anayasalara göre demokratik sayılabilir. Ama ne yazık ki bu millet hiçbir zaman kendi anayasasını kendi yapma imkanını bulmadı. Hep darbeciler, bürokratlar, tepeden inmeciler, oligarşik despotlar, halkın manevi değerlerine yan bakanlar, halkı hor görenler bu anayasaları yapma durumunda oldular.
En son bu Çetin Doğan ve arkadaşlarının tüylerimizi diken diken eden, inanmakta zorluk çektiğimiz 'Balyoz harekatındaki camilere bomba koyma' faciası, bu iddialar, bu insanların aslında ne kadar kendi insanlarından, kendi milletlerinden uzaklaşmış olduklarının göstergesidir. 28 Şubat da böyle bir darbeydi.''
Güzel, Türk demokrasi tarihini de anlatarak, ''28 Şubat'ın bu yıl dönümünde şunu söylemek lazım ki, darbeler dönemi artık kapanmıştır, kapanmak zorundadır'' dedi.
Orduyu ''peygamber ocağı'' kabul ettiğini ifade eden Güzel, ''Vazifesi başında asla politikaya karışmadan işini yapan general, subay, asker, benim başımın üzerindedir. Bu millet hiçbir zaman asker düşmanı olmadı. Kırgın olduğu zamanlarda bile küskünlüğünü içine döktü. Çünkü Türk Silahlı Kuvvetleri gerçekten önemlidir. Yıpratılmaması lazım'' diye konuştu.