İŞKUR'un 6. Olağan Genel Kurulu sonrası basın mensuplarının konuyla ilgili sorularını cevaplandıran Ahmet Gündoğdu, bazı bakanların, 'bütçe kanununa göre zam yapılacağı' şeklindeki açıklamasının kabul edilebilir olmadığını belirtti. Gündoğdu, "Bu, masanın konusudur. Anayasa değişmiştir, keşke 15 Ocak'a kadar yasamız çıksa ve toplu sözleşme yapmış olsaydık. Ama bu olmamışsa masanın arkasında tek taraflı ücret belirleme dönemi bitmiştir. Sanki bazı bakanlarda, özellikle mali kanatta anayasa değişikliğini hazmedememiş bir tablo görüyorum. Kesinlikle bu toplu sözleşme masasının işidir. Bir an önce yapılmalıdır" şeklinde konuştu.
Uzlaşma sağlanırsa belirlenen ücret artışının 1 Ocak'tan itibaren geçerli olacak şekilde yansıtılması gerektiğini kaydeden Gündoğdu, uzlaşılamaması halinde de Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'nun kararının kesin olacağını; bunu Anayasa'nın söylediğini ve Anayasada bakanlara verilmiş bir yetkinin söz konusu olmadığına dikkat çekti.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in yasa tasarısına 'bu akşam son şekli verilecek ve Bakanlar Kurulu'na gidecek. Daha sonra da Bakanlar Kurulu tarafından TBMM'ye sevk edilecek' açıklamasını da değerlendiren Ahmet Gündoğdu, "Bakanlar Kurulu tarafından TBMM'ye sevk edilecek ama, TBMM yarın tatile girecek. Bunu, ancak Nasreddin Hoca'nın bir fıkrasıyla açıklayabiliriz. Nasreddin Hoca'ya, 'Hanımın çok geziyor' demişler. Hoca, 'inanmam, çok gezse bize de uğrar' cevabını vermiş. Meclis çok çalışıyor, 15 ayda bizim yasamız meclise gelmedi. Meclis çok yoruldu, tatile giriyor. Ama bir ayda, köşkten dönüp de iki kez çıkarılan yasalar var. Referandum 12 Eylül'de gerçekleşti. 14-15 aylık bir süre geçti. 2 buçuk milyon memur, milyonlarca memur emeklisi beklenti içinde. Ama şu anda, toplu sözleşmenin 15 Ocak'a yetişmeyeceği de aşikar. Bu, işi ne kadar ciddiye almak. Bir taraftan meclisi tatil ederken, diğer taraftan bugün tasarıyı meclise gönderiyoruz yaklaşımı ne kadar uyumlu, bunu da kamuoyunun vicdanına bırakıyoruz" dedi.
Bütçe Kanunu'na göre zam yapılacağı yönündeki açıklamaları da değerlendiren Ahmet Gündoğdu, toplu sözleşme ile toplu görüşme arasında kalmış bir siyaset anlayışının var olduğunu, Maliye Bakanlığı'ndan ayrı, Çalışma Bakanlığı'ndan ayrı açıklamalar yapıldığını belirtti. Gündoğdu, anayasanın 53 ve 128. maddelerinin değiştiğini ve 128. maddenin yeni halinin, 'maaşlar toplu sözleşme masasında belirlenir' şeklinde olduğunu hatırlatarak, "Geçen yıl, işçi sendikaları ile Temmuz ayında anlaşıldı, 1 Ocak'tan geçerli oldu. Burada da yapılması gereken budur. Kanun Hükmünde Kararname uygulamalarıyla ortaya konulan tablonun bir sıkıntısı var. Nedir; ek ödeme sıkıntısı. Ek ödemeyi, 2006 yılında toplu görüşme masasında 40+40 TL denge tazminatı olarak başlatan biziz. Altında imzamız var. 2008 yılında 103-112 TL olarak verdiren biziz. Geçen yıl sadece Memur-Sen'in imzasıyla 80 TL ek ödeme 1 milyon 700 bin çalışana verildi. Şimdi, KHK ile aynı ünvanda olanlar eşitlendi, ama bu ek ödemeden şimdiye kadar yararlanmış olan öğretmenler, öğretim görevlileri, öğretim üyeleri, imamlar, müezzinler, Kur'an Kursu öğretmenleri, polisler yararlanamadı. İŞKUR'un genel kurulundayız. İŞKUR çalışanlarının Ocak ayı ikramiyesi, 666 Sayılı KHK ile iptal edildi. İŞKUR'un divanında işçi, işveren örgütleri var, ama bunun dile getirilmesine tahammül edemiyorlar. Kendilerine söz verilmediğinde 'bizi susturuyorlar' diye feveran eden edenler, söz verme konumuna gelince diktatörleşiyorlar. Çözüm önerilerine saygıları yok, emekçilerin hakkının aranmasına tahammül edemiyorlar. 3 bin 800 memurun almakta olduğu ikramiye, bir KHK ile iptal edildi." şeklinde konuştu.