Ahmet Altan'ın “Bir cumhuriyetin 86'ncı yılının gazetelerde yarım sayfa kutlanmasına diktatörlüklerde rastlanır sadece” sözleri tartışma yarattı.
SABAH GAZETESİ YAZARI MEHMET BARLAS
‘Basın mensupları da her Türk gibi coşkuyla kutluyor’
Dünyanın demokratik ülkelerine baktığımızda da benzer büyük kutlamalar görürüz. ABD’de 4 Temmuz, Fransa’da da 14 Temmuz görkemli törenlerle, havai fişek gösterileriyle kutlanır ve gazetelerde de çok büyük yer alır. Ahmet Altan’ın yapmak istediği bir metafor. Türkiye’nin askeri bir cumhuriyet olduğunu vurgulamak için söylemiş. İnsanlar, Cumhuriyet Bayramı’nı çocuk-yaşlı sokaklara koşup kutluyor,
bunun bahsettiği yapıyla alakası yok. Basın mensupları da Türk vatandaşı oldukları için kendilerini bu havaya kaptırıyorlar. Ama protokolün ilk listesinde Genelkurmay
Başkanı’na rastlanması Türkiye’ye özgü bir durum. Anayasa’da Genelkurmay
Başkanı’nın Başbakan’a bağlı olması ve Milli Savunma Bakanı’nın onun altında yer
alması AB’yi de şaşırtmıştı.
VATAN GAZETESİ YAZARI CAN ATAKLI
‘Gazeteler, Cumhuriyet’i tehlikede gördükleri için refleks gösteriyor’
Türkiye büyük bir savaş vererek, Batılı emperyalistler tarafından çökertilen bir imparatorluğun yerine yeni bir devlet kurmuştur. Ben de bunu kutlarım. 86 yıl da geçse, 186 yıl da geçse kutlarım. Bizde bu tür parlak, görkemli törenler çok doğal.
Diğer ülkelerin tarihlerinde böyle bir kurtuluş savaşı yok. Geçmişe bakarsak gazetelerde böylebüyük çapta bayram kutlamaları yoktu. 28 Şubat sürecinde bile bayramlar bu kadar büyütülerek yazılmıyordu. Bu bir reflekstir. Gazeteler Cumhuriyet’in tehlikede olduğunu görüyorlar ve böyle bir tepki, refleks ortaya koyuyorlar.
ZAMAN GAZETESİ YAZARI PROF. DR. MÜMTAZ’ER TÜRKÖNE
‘Nazi Almanya’sından iktibas edilmiş
Bizim bu bayram kutlamalarımız ve özellikle kitlesel gösteriler, 1930’larda faşist İtalya ile Nazi Almanya’sından iktibas edilmiş kutlamalardır. Soğuk savaş döneminde de özellikle Sovyetler Birliği başta olmak üzere totaliter ülkelerde devam etti. Olabildiğince ilkel bir biçimde devletin toplumu disipline etmesinin, ona bir
ideoloji empoze etmesinin sembolleridir bunlar. Bu tür görüntüler bizde de şu anda
alışkanlıklarla devam ediyor. Bu kutlamaların altında rejimin herkesi belli bir hizaya sokarak, toplumu disiplin altına alarak, böylece devletin biçimlendirdiği bir toplum yaratma fikri yatıyor. Medyanın bu konuda tutumu da genel eğilime paralel cereyan ediyor. Medya organları birinci sayfasında bu olaya büyük yer vermezse bir ideolojik
infaza uğrayacağı korkusu yaşıyor. Her şey o kadar birbirinin aynı, o kadar klişe
ki... Bütün gazetelerin ilk sayfaları aynı yazıişlerinden çıkmış gibi bir şablon içinde.
Bu tür totaliter devlet yapısından kalma alışkanlıklardan bir an önce vazgeçmemiz gerekiyor. Ahmet Altan’a sonuna kadar hak veriyorum.