Gülen Cemaati ve AK Parti

Utah Üniversitesi`nden Hakan Yavuz`un yaptığı son açıklamalara gönderme yapan Cüneyt Ülsever, Gülen cemaati hakkında ilginç açıklamalarda bulundu

GEÇEN pazar günü (25.07) Akşam Gazetesi’nde Şenay Yıldız ABD Utah Üniversitesi’nden Profesör Dr. Hakan Yavuz ile bir söyleşi yayınladı:

“Türkiye’deki dönüşümde kaybeden Gülen cemaati.”

Hakan Yavuz AKP ve Gülen cemaatini yakın takip eden ve görüşlerini ilgi ile izlediğim bir bilim adamı.
Yavuz’un bu söyleşide yer alan “AKP analizi”ni AKP’yi anlamak isteyen herkes okumalı. Ben bugünkü yazımda hepimizin çok merak ettiği ama bir türlü tam teşhis koyamadığı “Gülen cemaati ile AKP ilişkisi” üzerine Yavuz’un söylediklerine dikkat çekmek istiyorum. İşte bazı sözleri:
* * *
“... Bunlar (örneğin Zaman Gazetesi - C.Ü.) artık iktidarla içlidışlı olmuş, cemaatten çok AKP’ye biat eder hale gelmişler... Türkiye’de cemaatin içinde bulunduğu bağlam ile ABD’de cemaatin koşulları aynı değil. Ayrıca ‘Her şeyi hoca yönlendiriyor’ gibi basit bir düşünce içinde olmamamız lazım. Pek çok iş Hoca’ya rağmen yapılıyor. AKP-cemaat ilişkilerine baktığınız zaman, bu bir koalisyon. Fakat, cemaat mensubu birçok üniversiteli AKP sayesinde bürokrasiye girebildi ve yüksek mevkilere geldi. Bu nedenle, şimdi AKP’ye daha fazla biat eder hale geldiler. Artık onların dinleyeceği kesim Fethullah Gülen değil, Recep Tayyip Erdoğan...”
* * *
Hakan Yavuz haklı! Neden?
Yavuz ile hemfikirim:
“... Eskiden tüm siyasal partilere eşit olan cemaat, şimdi taraf oldu ve bugün artık Gülen hareketi AKP ile özdeşleşti. Ama, cemaat-AKP teknesi su alınca, ilk giden cemaat olacak... Cemaat içinde AKP ile ilişkilerin çok ciddi tartışıldığından haberdarım. Cemaat de homojen bir yapı değil...”
* * *
AKP, Milli Görüş kökenli yerel bir hareket. Gülen hareketi ise evrensel mesajlar taşıdığını iddia eden İslam kökenli ama uluslararası bir yapılanma.
Gülen hareketi Türkiye’de her kesimde saygınlığını tüm partilere aynı mesafede durarak korurdu. En büyük silahı aktif siyasetten uzak durmasıydı.
Hayatının her safhasında sertlik/çatışma/baskı/zordan uzak duran Fethullah Gülen’in “Mavi Marmara” çıkışı ile AKP ile kendi arasına mesafe koyması Gülen’in ABD’de yaşıyor olmasından öte genel dünya görüşü ile de ilgilidir.
Gülen hareketi hiçbir zaman Milli Görüş, Hamas, Hizbullah, Müslüman Kardeşler vb. türü görüşlere yakın düşmemiştir. Şimdilerde Arap dünyası ve İran’la kol kola giren AKP’nin aksine; gerek Ortadoğu’da, gerekse İran’da sempati ile karşılanmamaktadır.
Benim tanıdığım Gülen Hareketi İslam’a Ortadoğu’dan değil, dünyadan bakar!
* * *
Koskoca bir cemaat/hareketin tek merkezden yönetildiğini zannetmek safdillik.
Arada muhakkak mecburi organik bağlar var ama ABD’nin Gülen’i, Gülen’in de Türkiye’deki milyonlarca taraftar/sempatizanına emir komuta zinciri içinde hükmettiğini düşünmek dünyayı basit beyinleri ile anlamaya çalışanların işine gelen bir şema!
Hatta, Fethullah Gülen’i basit siyasete indirgemek de ona haksızlık!
Ancak, Hakan Yavuz haklıdır. 27 Temmuz 2007’den sonra tamamen AKP’nin dümen suyuna giren Hareket’in bazı ileri gelen mensupları, iktidarı elinde tutanın gücü sayesinde, sadece AKP’nin işine geleni yapan kişiler/oluşumlar haline gelmiştir.
Bu durumdan da en fazla Recep Tayyip Erdoğan memnundur! 

cüneyt ülsever- hürriyet

Medyanaliz Haberleri