Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği kazaya ilişkin 'inanılması zor' önemli gerçeklere ulaşıldığını söyledi. Gül, düşen helikopterin hafızası durumundaki beyninin ortadan kaldırıldığının Devlet Denetleme Kurulu raporuyla belgelendiğini vurguladı: "Bana video geldi. Baktım ki, birileri buzlarda cesetlerle ilgileniyor, birileri diğer taraftan vida söküyor."
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Devlet Denetleme Kurulu'na (DDK) incelettiği eski BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun acı ölümüyle ilgili şoke edici gerçeklerin ortaya çıktığını söyledi. DDK'nın araştırmasının 'büyük açıkları ortaya koyduğunu' vurgulayan Gül, "Düşünebiliyor musunuz, Meclis'te bu mesele kapanmıştı. Ama düşen helikopterin beyni, yani her şeyi kaydeden o hafızası yok şimdi ortada. Keçiler gelip söküp götürmedi onu." yorumunda bulundu. Bu tespitin ardından kendisine 'Şunlar şunlar da var. Şu videoya da bak.' diye çok sayıda belge geldiğini söyleyen Gül, "Baktım ki bir taraftan birileri buzlarda cesetlerle ilgileniyor, birileri de diğer taraftan vidayı söküyor. Bunların hepsi çıktı ortaya. Daha bunun gibi insanın aklının almayacağı şeyler var orada." dedi.
Almanya temasları sırasında beraberindeki gazetecilere konuşan Cumhurbaşkanı, 'Kaza değil, cinayet diyebilir miyiz?' şeklindeki soruya ise şöyle cevap verdi: "Onu savcı diyecek."
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Almanya'daki ilk günkü temaslarının ardından kendisine refakat eden gazetecilerle gece yarısı bir araya gelerek önemli açıklamalarda bulundu. Gül'ün açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Helikopkerin beyni, özel aletlerle sökülüp yok edilmiş: Doğrusu Muhsin Yazıcıoğlu'yla ilgili çok büyük açıklar ortaya çıktı. Düşen helikopterin beyni, yani her şeyi kaydeden o hafızası yok şimdi ortada. Keçiler gelip söküp götürmedi onu. Böyle özel aletlerle sökülüp yok edilmiş. Bunun yok olduğunu tespit etti denetleme raporu. Beynin yok edildiği tespit edildikten sonra ihbarlar yağdı. "Al şu videoya bak" diye gönderdiler bana. Baktım ki bir taraftan birileri buzlarda cesetlerle ilgileniyor, birileri de diğer taraftan vidayı söküyor. Savcılar, Yazıcıoğlu konusunda da Hrant Dink konusunda da çok detaylı çalışıyorlar.
AB konusunda Almanlar, Fransızlara göre daha dürüst: Türk-Alman ilişkileri ne kadar sağlam olursa hepimizin faydasına olur. AB konusunda Fransızlara göre yine bunlar dürüst davranıyor. En çok fasıl Almanların döneminde açıldı.
Vize konusunda iyileştirmeler olacak: Bazı hukukî problemler, vize sorunu gibi sorunlar var. Onları konuştuk bugün. Bazı düzeltmeler yapacaklar. İş Konseyi'nde Alman işadamları vize konusunda Türklere yapılanlardan şikâyetçi oldular; ne kadar haksız bir durum olduğunu anlattılar. Bu konuda yeni bir düzenleme olacaktır.
İhbarın kaynağı terör örgütü: Humboldt Üniversitesi'nde yaşanan tam bir rezalet. Roj TV sabahtan akşama kadar yayın yapmış. Buna rağmen üniversitenin karşısına ancak 30-40 kişi toplayınca fiyaskolarını bu şekilde kapatmak istediler. Böyle bomba filan denilince, tabiri caizse kafamın tası attı. Ne demek Berlin'de bomba? İhbarın kaynağı terör örgütü. Alman Cumhurbaşkanı üzüntüsünü dile getirdi; "Ayrılmamakla çok iyi ettiniz." dedi. Şantaja boyun eğsek bizi konuşturmayarak programımı sabote etmiş olacaklar.
İstersen referandumda üyeliğe hayır de, müzakereleri niye önlüyorsun?: Türkiye kriterleri yerine getirdikten sonra üyelik kararı alınacak. Yani Fransa ve bazı ülkeler bugünün konusunu konuşmuyor. Bunlar tam üyeliğe gider diye bazı fasılları açtırmıyor. Zaten referandum yapacaksın. O zaman bana hayır diyebilirsin. Ama böyle sahtekârlık yaparak, başarılı şekilde müzakereleri tamamlamamı engelleme. Benim için önemli olan, Türkiye'nin bir Norveç gibi olabilmesi. Yani müzakere sürecini başarıyla bitirmesi. Hiçbir zaman yalvarma durumunda olmayız.
Müzakereler sürecinde ne kadar ilerlersek o kadar güçleniyoruz: Şunun farkındayız. Müzakereler sürecinde ne kadar ilerlersek o kadar güçleniyoruz. Hukukumuz, demokrasimiz güçlü oluyor, insan hakları standardımız yükseliyor. Dolayısıyla problemlerimiz de azalıyor. Yine de benim için esas amaç Türkiye'nin o seviyeye gelmesidir. Ben inanıyorum ki o seviyeye geldikten sonra Türkiye'nin peşinden çok koşarlar.
Filistin'in bağımsızlığını tanımayan ülkeler zorda kalacak: Türkiye, BM Genel Kurulu'nda bağımsız Filistin devletini güçlü şekilde destekleyecek. Bu konuda yalnız değiliz. 126 ülke 'destekleyeceğiz' dedi. Desteklemeyenler zor duruma düşecek. Sonunda İsrail'in, müttefiklerine başta ABD'ye ne kadar yük olduğu ortaya çıkacak. Onlar da illallah demeye başlayacak. Zaten demeye başladılar.
Türkiye'yi biz kıymetsizleştiriyoruz: Niye bugün Avrupa bu sıkıntıyı yaşıyor? Büyüyemediği için. Dünyanın merkezinin nereye kaydığını görüyorlar. Onun için bunlar Türkiye'nin kıymetini çok iyi bilecekler. Doğrusu biz Türkiye'yi kıymetsizleştiriyoruz. Benim başından beri konuştuğum şey, hukuk açısından, insan hakları açısından, ekonomik açıdan kendi evimizi düzene koymak.
En etkili PR, Türkiye'nin ekonomik performansı: Türkiye'nin AB nezdinde imajını düzeltmek adına çaba sarf ettik. Ama bunların çok az katkısı oldu. Türkiye'nin ekonomik alanda toparlanması, büyümesi, rakamların iyiye gitmesi çok daha etkili tanıtım adına.
Merkel'den sıcak karşılama
Almanya temaslarına devam eden Cumhurbaşkanı Gül, dün Berlin'de Başbakan Angela Merkel ile görüştü. Gül, başbakanlığa gelişinde Merkel tarafından, Türkiye, Almanya ve AB bayraklarının önünde karşılandı. Merkel, sıcak bir şekilde karşıladığı Gül ile başbakanlığın girişinde bir süre sohbet etti. İkili daha sonra görüşme yapmak için başbakanlık binasına girdi. Bazı hükümet yetkilileri, görüşmede Merkel'in Türkiye ve İsrail arasındaki gerginlikten duyduğu endişeyi dile getirdiğini aktardı. Görüşmede, Almanya'da yaşayan Türk kökenli insanların durumu ve sorunlarının da ele alındığını belirten yetkililer, Gül ve Merkel'in, Türklerin Alman toplumuna uyumu için Almanca öğrenilmesi gerektiği konusunda görüş birliği içinde olduğunu ifade etti.
Wulff, Gül'ü memleketi Osnabrück'e götürdü
Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü memleketi Osnabrück şehrine götürdü. İki cumhurbaşkanı, eşleri ile birlikte şehrin tarihî yerlerini gezdiler. Gül, geçtiğimiz yıl Türkiye'ye gelen Alman mevkidaşını kendi memleketi Kayseri'ye götürmüş, şehrin tarihî yerlerini gezdirmişti. Osnabrück belediye binası önünde cumhurbaşkanları ve eşleri, iki ülkenin bayraklarını taşıyan ve kendilerine sevgi gösterilerinde bulunan kalabalığın yanına giderek, bir süre sohbet etti. Wulff, Aşağı Saksonya Sosyal İşler Kadın Aile Sağlık ve Uyum Bakanı Aygül Özkan'ın karşılayanlar arasında bulunmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Bunun büyük bir anlam taşıdığını ve Türklerin Almanya'daki birçok başarı öyküsünden biri olduğunu söyledi. Gül de yıllar önce işgücü olarak Almanya'nın daveti üzerine bu ülkeye giden Türklerin geçen süre içinde Almanlar ile ne kadar bütünleştiğini, Almanların da Türkleri ne kadar çok kucakladığını gördüğünü kaydetti. (Zaman)