Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türk demokrasisinin önündeki en önemli mesele olarak, ''Herkesin mutabakat içinde olduğu bir meselenin bile çözülememesini'' gördüğünü belirtti. Gül, ''Büyük meseleleri hep beraber çözme alışkanlığı yok'' dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, Kazakistan'daki temaslarını izleyen Türk gazetecilerle, konakladığı Rixos Oteli'nde sohbet toplantısı yaptı.
Gül, Türk televizyonlarında 27 Mayıs 1960 tarihiyle ilgili tartışma programları yapıldığının belirtilmesi ve bu konuda ne hissettiğinin sorulması üzerine, bu tarihin üzerinden yarım asır geçtiğini söyledi. O dönemde çocuk olduğunu, radyodan Yassı Ada duruşmalarını dinlediğini anlatan Gül, ''Geçti gitti onlar artık. Tarih oldu. Yıl dönümü bende heyecan yaratmıyor. Türkiye'de olumlu gelişim yönünde heyecan yaratan yeni şeyler var artık'' diye konuştu.
Gül, bir gazetecinin, ''12 Eylül'' hatırlatması üzerine, ''12 Eylül de geçti gitti. Son anayasa değişikliğiyle zaten tamamen gündemden kalktı. Çıkıp kimse savunmuyor'' dedi.
-''SİYASİ GELENEĞİN KÖTÜ MİRASI''-
Bir gazetecinin, Türk demokrasisi önünde en büyük engel olarak neyi gördüğünü sorması üzerine Gül, şöyle konuştu:
''En önemli engel, herkesin mutabakat içinde olduğu bir meselenin bile çözülememesi. Türkiye'nin noksanlığı bu. Siyasette yarış var ama siyasette çekişme doğruya doğru, iyiye iyi, kötüye kötü demek. Kalbinle 'iyi' dediğine dilinle niye kötü diyesin ki! Bu önemli bir mesele. Mutabakat içinde herkes kimliğinden uzak olsa, 'şu şöyle olsun mu, olsun' diyeceği konuda, 'onu sen mi yapacaksın, ben mi yapacağım' noktasına geliyor. Olacak iş olmaz oluyor. Bu, Türkiye'nin siyasi geleneğinin kötü miraslarından biridir. Türkiye'nin daha demokrat, standartlarının daha yükselmesi istenmiyor mu? Hep beraber yapma alışkanlığı yok.''
-''ANAYASAL GÖREVİM...''
Cumhurbaşkanı Gül, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kastedilerek, ''Yeni bir liderin aldığı gömleği, Başbakan'a hitap şekli tartışılıyor'' sözleri üzerine, bu konuların konuşulmasının normal olduğunu ifade etti. ''Bu konu benim alanımın dışında'' diyen Gül, ''Zaman zaman bunu denedim; siyasi partileri barıştırmak benim Anayasa'daki görevim değil. Devlet organları arasındaki uyumu sağlamak anayasal görevim'' diye konuştu.
Zaman zaman siyasi parti liderleriyle telkinlerini paylaştığını anımsatan Gül, Kılıçdaroğlu'nu da kabul edebileceğini, DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk'u, mevcut görevine seçilmesinden sonra kabul ettiğini anımsattı.
-ERMENİSTAN İLE İLİŞKİLER-
Cumhurbaşkanı Gül, Erivan'a yaptığı ziyaretle başlayan Ermenistan ile ilişkiler konusunda son dönemde olumlu sonuçların gelmemesiyle ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine de Kafkaslar'da bugün hakim olan statükonun kimsenin lehine olmadığını vurguladı.
Statükoyu değiştirmek için çabalamak gerektiğinin altını çizen Gül, ''Ziyaretim statükoyu yerinden oynattı ama kolay açılmıyor. Kangren olmuş'' dedi. Bu konuda sessiz ve kararlı çalışmanın gerekliliğine işaret eden Gül, ''Bu meseleler 1-2 yıl içinde hallolmazsa en az 10 yıl daha beklenir. Bu da kimsenin işine yaramaz'' diye konuştu.
-KAZAKİSTAN İLE EKONOMİK İLİŞKİLER-
Kazakistan'daki temaslarına ve ülkedeki yatırım fırsatlarına da değinen Cumhurbaşkanı Gül, Türk iş adamlarının başta vize olmak üzere sosyal güvenlik konusunda ilettiği sorunları Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'e aktardığını söyledi.
Kazakistan'da büyük ekonomik potansiyel bulunduğuna işaret eden Gül, Astana'nın yüzde 60'ını Türk müteahhitlerin yaptığını belirtti.
Türk iş adamlarının bundan sonra petrol, doğal gaz ve madencilik sektörlerine girmesini istediklerini ifade eden Gül, ''İnşaat işleri, enerji meselelerinin yanında çerez gibi kalıyor'' dedi.
Petrol ve doğal gaz sektörünün büyük sermaye gerektirdiğinin altını çizen Gül, Kazakistan'daki ihalelere girebilmesi için Türk şirketlerine birleşmelerini önerdiklerini kaydetti. Gül, Irak'tan örnek vererek, ''Irak'ta ihale yapıldı. Hiçbir Türk şirketi giremedi'' ifadesini kullandı.
-''BİRKAÇ KEZ TAKE-OFF YAPTIK AMA UÇAK DÜŞTÜ''-
Gül, Kazakistan'ın Türk kamyonlarına uyguladığı 1000 araçlık kota sınırlamasını, görüşmeler sonucunda çözdüklerini de açıkladı.
Cumhurbaşkanı Gül, BDDK Başkanı Tevfik Bilgin'in de heyette yer almasının nedeninin sorulması üzerine, Şekerbank'ta hissesi olan Kazak bankası Turan'ın iflas ettiğini, bu hisselerin Kazakistan devletinde kalmasını istediklerini ifade etti. Gül, ''Bankacıların hesapları gözden geçirmesi gerekiyor. Büyük hesaplar var'' dedi.
Türk ekonomisinin övünülecek durumda olduğunu vurgulayan Gül, ekonomi alanında yapılan hukuk reformları sayesinde Türkiye'nin kendisini ispatladığını ve AB ile müzakerelerin bu sayede başladığını söyledi.
Türk ekonomisinin geçmişte birkaç kez ''take-off (kalkış)'' yaptığını dile getiren Gül, ''Ama uçak düştü. Bunlar 50'li, 70'li, 80'li yıllardı. Bu take-off gerçek take-off. Artık 'kaç irtifada uçuyorsunuz' diye konuşulacak'' dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, Kazakistan'daki temaslarını izleyen Türk gazetecilerle, konakladığı Rixos Oteli'nde sohbet toplantısı yaptı.
Gül, Türk televizyonlarında 27 Mayıs 1960 tarihiyle ilgili tartışma programları yapıldığının belirtilmesi ve bu konuda ne hissettiğinin sorulması üzerine, bu tarihin üzerinden yarım asır geçtiğini söyledi. O dönemde çocuk olduğunu, radyodan Yassı Ada duruşmalarını dinlediğini anlatan Gül, ''Geçti gitti onlar artık. Tarih oldu. Yıl dönümü bende heyecan yaratmıyor. Türkiye'de olumlu gelişim yönünde heyecan yaratan yeni şeyler var artık'' diye konuştu.
Gül, bir gazetecinin, ''12 Eylül'' hatırlatması üzerine, ''12 Eylül de geçti gitti. Son anayasa değişikliğiyle zaten tamamen gündemden kalktı. Çıkıp kimse savunmuyor'' dedi.
-''SİYASİ GELENEĞİN KÖTÜ MİRASI''-
Bir gazetecinin, Türk demokrasisi önünde en büyük engel olarak neyi gördüğünü sorması üzerine Gül, şöyle konuştu:
''En önemli engel, herkesin mutabakat içinde olduğu bir meselenin bile çözülememesi. Türkiye'nin noksanlığı bu. Siyasette yarış var ama siyasette çekişme doğruya doğru, iyiye iyi, kötüye kötü demek. Kalbinle 'iyi' dediğine dilinle niye kötü diyesin ki! Bu önemli bir mesele. Mutabakat içinde herkes kimliğinden uzak olsa, 'şu şöyle olsun mu, olsun' diyeceği konuda, 'onu sen mi yapacaksın, ben mi yapacağım' noktasına geliyor. Olacak iş olmaz oluyor. Bu, Türkiye'nin siyasi geleneğinin kötü miraslarından biridir. Türkiye'nin daha demokrat, standartlarının daha yükselmesi istenmiyor mu? Hep beraber yapma alışkanlığı yok.''
-''ANAYASAL GÖREVİM...''
Cumhurbaşkanı Gül, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kastedilerek, ''Yeni bir liderin aldığı gömleği, Başbakan'a hitap şekli tartışılıyor'' sözleri üzerine, bu konuların konuşulmasının normal olduğunu ifade etti. ''Bu konu benim alanımın dışında'' diyen Gül, ''Zaman zaman bunu denedim; siyasi partileri barıştırmak benim Anayasa'daki görevim değil. Devlet organları arasındaki uyumu sağlamak anayasal görevim'' diye konuştu.
Zaman zaman siyasi parti liderleriyle telkinlerini paylaştığını anımsatan Gül, Kılıçdaroğlu'nu da kabul edebileceğini, DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk'u, mevcut görevine seçilmesinden sonra kabul ettiğini anımsattı.
-ERMENİSTAN İLE İLİŞKİLER-
Cumhurbaşkanı Gül, Erivan'a yaptığı ziyaretle başlayan Ermenistan ile ilişkiler konusunda son dönemde olumlu sonuçların gelmemesiyle ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine de Kafkaslar'da bugün hakim olan statükonun kimsenin lehine olmadığını vurguladı.
Statükoyu değiştirmek için çabalamak gerektiğinin altını çizen Gül, ''Ziyaretim statükoyu yerinden oynattı ama kolay açılmıyor. Kangren olmuş'' dedi. Bu konuda sessiz ve kararlı çalışmanın gerekliliğine işaret eden Gül, ''Bu meseleler 1-2 yıl içinde hallolmazsa en az 10 yıl daha beklenir. Bu da kimsenin işine yaramaz'' diye konuştu.
-KAZAKİSTAN İLE EKONOMİK İLİŞKİLER-
Kazakistan'daki temaslarına ve ülkedeki yatırım fırsatlarına da değinen Cumhurbaşkanı Gül, Türk iş adamlarının başta vize olmak üzere sosyal güvenlik konusunda ilettiği sorunları Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'e aktardığını söyledi.
Kazakistan'da büyük ekonomik potansiyel bulunduğuna işaret eden Gül, Astana'nın yüzde 60'ını Türk müteahhitlerin yaptığını belirtti.
Türk iş adamlarının bundan sonra petrol, doğal gaz ve madencilik sektörlerine girmesini istediklerini ifade eden Gül, ''İnşaat işleri, enerji meselelerinin yanında çerez gibi kalıyor'' dedi.
Petrol ve doğal gaz sektörünün büyük sermaye gerektirdiğinin altını çizen Gül, Kazakistan'daki ihalelere girebilmesi için Türk şirketlerine birleşmelerini önerdiklerini kaydetti. Gül, Irak'tan örnek vererek, ''Irak'ta ihale yapıldı. Hiçbir Türk şirketi giremedi'' ifadesini kullandı.
-''BİRKAÇ KEZ TAKE-OFF YAPTIK AMA UÇAK DÜŞTÜ''-
Gül, Kazakistan'ın Türk kamyonlarına uyguladığı 1000 araçlık kota sınırlamasını, görüşmeler sonucunda çözdüklerini de açıkladı.
Cumhurbaşkanı Gül, BDDK Başkanı Tevfik Bilgin'in de heyette yer almasının nedeninin sorulması üzerine, Şekerbank'ta hissesi olan Kazak bankası Turan'ın iflas ettiğini, bu hisselerin Kazakistan devletinde kalmasını istediklerini ifade etti. Gül, ''Bankacıların hesapları gözden geçirmesi gerekiyor. Büyük hesaplar var'' dedi.
Türk ekonomisinin övünülecek durumda olduğunu vurgulayan Gül, ekonomi alanında yapılan hukuk reformları sayesinde Türkiye'nin kendisini ispatladığını ve AB ile müzakerelerin bu sayede başladığını söyledi.
Türk ekonomisinin geçmişte birkaç kez ''take-off (kalkış)'' yaptığını dile getiren Gül, ''Ama uçak düştü. Bunlar 50'li, 70'li, 80'li yıllardı. Bu take-off gerçek take-off. Artık 'kaç irtifada uçuyorsunuz' diye konuşulacak'' dedi.