Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Cemevleri'nin ibadethane sayılmasına ilişkin, "Cemevi, Cemevi'dir. Tarihte hangi fonksiyonu icra etmişse bugün de aynı fonksiyonu özgürce ifade etmeye devam etmeli" dedi.
"DARBE YÖNETİMİ DÖNEMLERİNDE DİYANET ADINA KİTAPLAR BASILMIŞTIR"
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, TRT Haber'de gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Darbe yönetimi dönemlerinde, Diyanet'in haberi olmadan diyanet adına kitaplar basıldığını dile getiren Görmez, "Diyanetin haberi olmadan diyanet adına kitaplar basılmıştır. Üzerine Diyanet İşleri Başkanlığı yayınları yazılmıştır. Diyanet işleri Başkanlığı'nın haberi yoktur. Darbe yönetimi dönemlerinde" dedi.
"DİYANET ACIKLI TARİHİNDE HEP ODAK NOKTASI OLMUŞTUR"
Görmez, "Diyanet'in acıklı bir tarihi vardır. Bürokrasi içerisinde, bütün o gerilimlerin içerisinde hep odak noktası olmuştur. Diyanet'in yüz yıllık bir tecrübesi vardır. Ben daha özerk bir Diyanet'e doğru 1952'de merhum Adnan Menderes'in meşhur hukuk profesörümüz Ali Fuat Başgil'e bir Diyanet İşleri Teşkilat Kanunu tasarısı hazırlatmıştır" diye konuştu.
(CEMAAT VE PARALEL YAPI) "MİLLETİN MANEVİYATINI ÇALMAK ÇOK DAHA KÖTÜ BİR ŞEYDİR"
Cemaat ve paralel yapıya ilişkin Görmez, "Tarihte, Diyanet sivil dini yapıları hep koruya gelmiştir. Hem onların hata yapmamalarını sağlamak için çaba içerisine girmiştir. Hem de devletle onlar arasında köprü olarak devletin onları tamamen ezmesinin de önünde engel olmuştur. Bu son derece önemli. Ama bu yapı özelinde değil. Bütün dini yapılar için. Şunu ifade etmek isterim, bu son konunun bir siyasi bir de hukuki boyutu var. O bizi ilgilendirmiyor. Hukuk, siyaset çerçevesinde o çözülecektir. Ama bu topraklarda bu tartışmanın bir de dini ve ahlaki boyutu vardır. Biz daha çok bu dini ve ahlaki boyutunun çok iyi konuşulması gerektiğini düşünüyoruz. Bir dini yapı ortaya çıkarken daha çok halka dayanır. Halkın zekatlarına, sadakalarına dayanır. Yardım, sadaka toplarken ne demişse sadece o çerçevede hizmetini yapacak. Kırk yıllık bir emekten sonra bütün bunları kuru bir güç tutkusu adına ve uluslararası siyasete müdahale adına bütün bunları heba ettiği zaman, bütün o insanların hukukunu da çiğnemiş olur. Sadece söylediğiniz yapı özelinde bunu söylemiyorum. Bütün dini yapılar için söylüyorum. Elbette hırsızlık kötü bir şeydir. Ancak milletin maneviyatını çalmak çok daha kötü bir şeydir" ifadelerine yer verdi.
"HAŞA CENAB-I HAK İLE DOĞRUDAN İLETİŞİM KURMAK"
Görmez, "Son zamanlarda Türkiye'de mehdilik, mesihlik, rüyalar, peygamber ile görüşmeler üzerinden, haşa Cenab-ı Hak ile doğrudan iletişim kurmak üzerinden bir farklı bir din yorumu ihdas edilmek ve eğer bir siyasi bir mücadele, politik mücadele veriyorsa bütün bu politik mücadeleyi bu tür yanlış dini temeller üzerine kurmak doğru değildir" dedi.
"RUHBAN OKULU'NU AÇMAK BASİT BİR HADİSE"
Ruhban Okulu'nun yeniden açılmasına ilişkin Görmez, "Ruhban Okulu'nu açmak Türkiye için bizim herhangi bir ilçede Kuran kursunu açmaktan çok daha basit bir hadisedir. Bu ülkede yaşayan bir Ortodoks cemaatinin kendi din adamını yetiştirmek için Selanik'e, Yunanistan'a muhtaç olması yahut Ermeni cemaatinin kendi din adamını yetiştirmek için Ermenistan'a göndermesi doğru değildir. Tabikî siyasetin kendi kuralları vardır. Bunu düşünecektir. Hala Yunanistan'da bir tek Bayram namazını kılmak için oradaki bütün Müslümanların gidip bir kapalı spor salonu kiralaması son derece üzücüdür" diye konuştu.
"BARTHOLOMEOS'A ATİNA'DA TARİHİ CAMİYİ BİRLİKTE YAPALIM" DEDİM"
Görmez, "Sayın Bartholomeos'a konuyla ilgili bunu yapalım. 'Siz öncülük yapın. Beraber Atina'ya gidelim. Bu tarihi camiyi birlikte yapalım' dedim" dedi.
"AYASOFYA KİLİSE DEĞİLDİR"
Ayasofya'nın ibadete açılmasına ilişkin Görmez, "Ayasofya, bu milletin, bu medeniyetin, bu tarihin aslında bütün dünyada önemli olan sembolik değeri çok yüksek olan bir İslam mabedidir. Müze değildir. Ayasofya kilise değildir. Ayasofya, Fatih Sultan Mehmet'in hatta bütün Müslümanların ortak bir mabedidir" ifadelerine yer verdi.
"CEMEVİ CEMEVİ'DİR"
Cemevleri'nin ibadethane sayılmasına ilişkin Görmez, "Cemevi, Cemevi'dir. Tarihte hangi fonksiyonu icra etmişse bugün de aynı fonksiyonu özgürce ifade etmeye devam etmeli" dedi.