Görmez, ziyarette, makamında bulunan tablolar ve el yazmaları hakkında Weil'e bilgi verdi.
Mehmet Görmez, ziyarette yaptığı konuşmada, Weil'ın, yurt dışındaki Türk vatandaşlarının ve Diyanetin hafızasında çok müspet bir yerinin olduğunu söyledi.
Weil'in din özgürlüğüne verdiği değerin ve farklı din mensuplarının birlikte yaşaması için gösterdiği çabaların takdire şayan olduğunu belirten Görmez, Aşağı Saksonya'nın Almanya'da ilklerin yaşandığı bir eyalet olarak bilindiğini, eyalet ve federal düzeyde başlamadan, İslamiyeti resmen muhatap din olarak kabul etme öncülüğünü yaptığını anlattı.
Eyalette, İslam ve din derslerinin yasal zemine oturması açısında da ilklerin yaşandığını ifade eden Görmez, "Ramazanlarda, bayramlarda Müslümanlarla olan birlikteliğinizin fotoğrafları hep bize gelmiştir. Aldığım haberlere göre bu sene istisnai olarak 3 bayram gününü oradaki Müslümanlara tatil olarak ilan ettiğinizi duydum" dedi.
Aşağı Saksonya'nın hatırlamak istemedikleri bir ilkin de yaşandığı bir eyalet olduğunu kaydeden Görmez, şöyle konuştu:
"İyi ki geldiniz de daha önce arkadaşların yaptığı hatalar bir daha tekrar etmedi. Çünkü bilhassa camiye gidenlerin damgalanması meselesi, bütün muhayyilelere silinemeyen, kötü bir iz bıraktı. Ancak inanıyorum ki gösterdiğiniz çabalar artık o kötü örneklerin tamamını silip, ortadan kaldıracaktır.
Çok farklı bir dünyadayız. Bütün dinlerin, kültürlerin iç içe girdiği, birlikte yaşadığı bir dünyayı yaşıyoruz. Hepimiz çok dinli ve kültürlü bir dünyada yaşamaya ve böyle bir dünyayı doğru yönetmeye alışmalıyız. Böyle bir dünya içinde Almanya ile Türkiye çok daha farklı bir noktada. Çünkü artık milyonlarla ifade edilen ortak akrabalarımız var aynı zamanda. İç içe geçmiş iki toplum olarak bütün dünyada görülüyor. Artık 'sizdekinden bana ne' veya 'bende olup bitenlerden size ne' yerine, bütün meseleleri, sorunları konuşarak o birlikte yaşamanın en güzel prensiplerine ulaşmak gerektiğini düşünüyorum."
"NE OLURSAN OL YİNE GEL"
Hannover ile Konya'nın kardeş olduğunu duyduğuna sevindiğini dile getiren Görmez, Mevlana ile Goethe arasındaki iletişimin, bugün hala iki toplumun örnek alması gerektiğini söyledi.
Mevlana'nın, "Gel, gel, ne olursan ol yine gel" sözünü hatırlatan Görmez, "Hristiyan da, Yahudi de, ateşperest de putperest de olsan gel diyor" dedi.
"SAYGI DUYDUĞUMUZU GÖSTERMEK İSTİYORUZ"
Almanya'nın Aşağı Saksonya Eyaleti Başbakanı Stephen Weil de Görmez'e teşekkür ederek, kendisi hakkında çok iyi bilgi edindiğini söyledi.
Almanya'daki şehirlerin hepsinin sadece çok kültürlülükle değil, çok dinlilikle kendini gösterdiğini belirten Weil, eskiden Almanya'da yaşayan Müslümanların bir kısmının, dinlerine saygı gösterilmediğini düşündüğünü, Almanya'nın durumuna baktığında, bu insanların yerine kendisini koyabildiğini kaydetti.
Belediye başkanlığı döneminde camileri ziyaret ettiğini belirten Weil, "Ziyaretlerim sırasında, devlet veya kent temsilcilerinin camide bulunduğu dikkatimi çekmişti. Eyalet olarak İslamiyet'i, Müslümanlığı ne şekilde kabul ettiğimizi, saygı duyduğumuzu ve takdir ettiğimizi de göstermek istiyoruz" dedi.
"İSLAMİYET, İSLAMCILIKTAN FARKLI"
Almanya'da dinler arası diyaloğun geliştiğini gördüğünü aktaran Weil, şunları kaydetti:
"Dünyamızda artık bir sürü bölgede ve ülkede dinlere atıfta bulunularak bir takım çatışmalar bulunmaktadır. Bizim gibi çok dinli bir toplumda karşılıklı saygı olduğunu gösterebildiğimiz zaman insanlığın da bu çerçevede birlikte yaşayabileceğini gösterebiliriz. Bütün bu konularda artık geçmişe nazaran çok daha iyi bir durumda olduğumuzu söyleyebilirim. İnsanlar birbirini daha iyi tanımak ve birbirine saygı duymak zorundadır.
Almanya'da şunun özellikle altını çizmeye çalışıyoruz; İslamiyet, İslamcılıktan çok daha farklı. Hristiyanlık tarihine baktığımızda da birçok zaman Hristiyanlığın da suistimal edildiğini görmek mümkün. Toplumlarımız arasında bu güveni tesis edebilmek için karşılıklı iletişimin de gerekli olduğunu ve bunun teşvik edilmesi gerektiğini söylemem gerekir. Bunu, özellikle Osnabrück Üniversitesi örneğinde göstermiş olduk."
"ALMANYA'DA İLAHİYAT FAKÜLTELERİ KURULDU"
Mehmet Görmez de Almanya göç aldığında, Türk vatandaşlarının dini ve manevi hayatının ne olacağı, cuma ve bayramlarında ne yapacakları, cenazelerinin nasıl kaldıracağı konusunda herhangi bir hazırlık yapılmadığını, göç edenlerin kendi imkanlarıyla bu ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştığını anlattı.
Belli bir noktadan sonra kurulan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) ile önemli bir diyaloğun oluştuğunu belirten Görmez, bu ilişkinin siyasi ve politik değil, dini, manevi ve ahlaki bir ilişki olduğunu söyledi.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu ilişkisinin sadece Almanya'daki Müslümanlarla değil, Rusya, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, Balkanlar'da yaşayan Müslümanlarla da olduğunu ifade eden Görmez, bu ilişkinin Avrupa'nın pek çok ülkesine örnek olduğunu kaydetti. Görmez, aynı ilişkinin Amerika, Avustralya, Kanada gibi uzak ülkelerle de kurulduğunu dile getirdi.
Almanya'daki Müslümanlar için sadece bu ilişkinin yeterli olmadığını, yeni alternatiflerin olması gerektiğini belirten Görmez, Almanya'nın önemli bir adım atarak 5 üniversite bünyesinde ilahiyat fakültesi kurduğunu kaydetti.
Görmez daha sonra yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi.