Yazar Atilla Akar, yeni kitabı “Gizli Suikastlar / Şüpheli Ölümler”de Türkiye tarihindeki “gizli suikast” olgusunu ele alıyor. Aralarında Turgut Özal, Eşref Bitlis, Alpaslan Türkeş, Adnan Kahveci, Recep Yazıcıoğlu’nunda bulunduğu 40 esrarengiz vakayı inceliyor.
Çok değil daha kısa bir süre öncesine kadar Emniyet Özel Harekat Daire Başkanı Behçet Oktay’ın intiharı kuşkuyla karşılanmış ve bunun aslında bir “suikast” olup olmadığı yönünde soru işaretleri doğurmuştu. Ne var ki Türk tarihindeki “şüpheli ölümler” ya da “gizli suikast” ihtimalleri bununla sınırlı değil. Özellikle yakın tarihimizde birçok siyasetçi, aydın, bürokrat, bilim adamı, vb bu şekilde üzerinde soru işaretleri olan ölümlere kurban gitmiş bulunuyor. Nitekim Atilla Akar’ın Profil Yayıncılık’tan piyasaya yeni çıkan kitabı “Gizli Suikastlar / Şüpheli Ölümler” kitabı tam da bu konuya değiniyor.
Türkiye tarihinin el değmemiş konulardan biri olan “gizli suikast” olgusuna el atan, derin konuları seven okur kitlesinin yakından tanıdığı yazar Atilla Akar, başta Turgut Özal, Eşref Bitlis, Alparslan Türkeş, Adnan Kahveci, Recep Yazıcıoğlu olmak üzere tam 40 isim ve vakayı ayrı ayrı ele alıyor.
Toplumun önemli bir kesimi de normal görünen birçok ölümün arkasında gizli birtakım mihrakların eli olduğundan ciddi kuşku duyarken araştırmacı yazar Atilla Akar, bu kez üzeri örtbas edilmiş, kaza, intihar, hastalık, vb görüntüsü verilmiş, fakat her zaman zihinlerde soru işareti bırakmış “esrarlı ölümler”i masaya yatırıyor. Gizli suikastların hangi yöntemlerle yapıldığı ve Türk tarihindeki gizli suikast vakalarını da ele alan kitapta oldukça etraflı bir şekilde yakın tarihimizde ve günümüzde üzerinde “Gizli Suikast” kuşkusu olan ölümler inceliyor.
Kitapta yer alan isim ve olaylar ise şunlar:
İttihatçı Kara Vasıf, Türk Milliyetçisi Mustafa Çokay, Vali Nevzat Tandoğan, Enver Paşa’nın Kardeşi Nuri Killigil, İlahiyatçı Yaşar Kutluay, İhtilalci ve MHP ideologu Dündar Taşer, Petrol Araştırmacısı Raif Karadağ, MİT Müsteşarı Bahattin Özülker, Kaçakçı İbrahim Telemen, MİT’çi Turan Çağlar, Rauf Denktaş’ın Oğlu Raif Denktaş, Bekir Çelenk, Ülkücü Militan Samet Aslan, Tuğgeneral Zeki Durlanık, Albay Vicdan Başaran, Eski Maliye Bakanı Adnan Kahveci, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Orgeneral Eşref Bitlis, “Ataköy Kontu” Yasef Öztürk, ANAP Milletvekili Yılmaz Hocaoğlu, Aydın Menderes, Ülkücülerin Başbuğu Alparslan Türkeş, MİT Görevlisi Ertuğrul Berkman, Susurluk Raportörü Akman Akyürek, Susurluk Komisyonu Sözcüsü Bedri İncetahtacı, İskenderpaşa Cemaati Lideri Prof. Dr. Esat Coşan, Telekulakçı Cengiz Çelik, Abdullah Çatlı’nın Ortağı Efraim Barut, Vali Recep Yazıcıoğlu, Albay Kazım Çillioğlu, İşadamı Sakıp Sabancı, Su Profesörü Ali İhsan Bağış, Askeri Kripto Uzmanları, ASELSAN Mühendisleri, Test Pilotu Şener Koltuk ve TAİ vakaları, Isparta’ya Düşen Atlasjet Uçağı, CERN Temsilcisi Engin Işıksal, MİT’çi Engin Karagöz, Hrant Dink Cinayetiyle Bağlantılı Ölümler, Albay Abdülkerim Kırca, Tuğgeneral İsmet Yediyıldız, Yüzbaşı İsmail Öztoprak…
Atilla Akar, araştırdığı olguya ilişkin “Suikast denilince nedense insanlar birilerinin hedefteki kişiye yapılan silahlı, bombalı, vs. türde bir saldırıyı anlarlar. Bu önemli ölçüde doğru bir bakış olsa bile gerçekte böyle değildir. Çünkü tarihin çok eski dönemlerinden beri siyasi savaş ve entrikalarda “açık suikast”lardan ziyade “gizli suikast” yöntemleri daha sıklıkla kullanılmış olup, bu gerçek halktan gizlendiği veya ispatı kolay olmadığı için sanki “yokmuş” gibi davranılmıştır. Dar anlamından kurtarıp daha geniş açıdan baktığımızda suikastın sadece ateşli veya patlayıcı saldırı silahlarıyla yapılan bir öldürme eylemi olmadığı görülecektir. Tarihte “doğal ölüm” ya da “kaza” gibi görünen, ilk bakışta suikast olarak algılanmayan ama her biri aslında birer suikast olan onlarca vaka mevcuttur.” derken kitaba hakim temel bakışı da özetlemiş bulunuyor.
“Gizli Suikastlar/ Şüpheli Ölümler” okuruna hayrete düşürecek bilgiler sunarken “doğal ölüm” zannettiğimiz olayların aslında öyle olmayabileceğinin ipuçlarını da veriyor. Öyle görünüyor ki, çok tartışılacak “Gizli Tarih” alanındaki bu çalışma gene bilinmeyeni, saklananı su yüzüne çıkartarak…
Kitaptan bir bölüm:
Tarih boyunca suikast işine kafa patlatanlar bunun için çeşitli yollar geliştirmişlerdir. Özellikle de günümüzün modern istihbarat servisleri bu işi tam bir “sanat” haline getirerek muhtelif öldürme biçimleri keşfetmişlerdir. Hatta o kadar ki gerektiğinde toplu ve seri halde ölümler gerçekleştirmişlerdir. Normal silahlı suikastçılarının yanı sıra özel eğitimli suikast timleri veya “taşeron bağlantılar”ı bulunur. Ayrıca gizli suikastlar içinde sırf bu alanda uzmanlaşmış elemanları, bilim adamları, doktorları, kimyagerleri, eczacıları, toksikologları, mühendisleri, vb bünyesinde barındıran “laboratuar ortamları” kurmuşlar, araştırma için her tür masraftan kaçınmamışlardır. Her gizli servisin sırf bu işler için düzenlenmiş özel “ünite”leri vardır. Kafaları sinsice öldürmeye programlanmış bu adamlar aldıkları emirler doğrultusunda harekete geçerek “hedef”teki kişiyi yok edecek binbir türlü yol geliştirmişlerdir. Onlar tabanca, tüfek, bomba, vb gibi “klasik” yollarla değil daha “garantili” ama “sessiz” yöntemlerle çalışmayı tercih ederler.
İşte bunlardan bazıları:
(Not: eserden sadece başlıklar alıntılanmıştır. Her başlıkla detayların açıklamasını kitapta bulabilirsiniz...)
Zehirli Gıda ve içecekler:
Zehirli Spreyler:
Püskürtücü Düzenekler:
Zehirli Diş Macunları:
Zehirli Kürdan:
Zehirli Kitap:
Zehirli Yüzük:
Zehirli İskemle:
Zehirli Ustura/Jilet:
Baca / Soba / Şofben Zehirlenmesi:
Egsoz zehirlenmesi:
Zehirli Sigara / Puro:
Zehirli Şemsiye (Bulgar Şemsiyesi):
Zehirli Eldiven:
Zehirli Mendil:
Kalp Krizi geçirtici ilaçlar:
Mikrop Kokteyli:
Mikrodalga Sinyaller/Şualar:
Radyoaktif Yüklemeler:
İntihar Süsü Verme:
Kaza Süsü Verme:
Uçak Sabotajları:
Kundaklama:
Adi Vaka Görünümlü Suikastlar: