Ingmar Karlsson 2001-2008 yılları arasında İstanbul’un İsveç Başkonsolosu olarak görev yaptı. Bu uzun süren ve onu İstanbul’da duayen konumuna getiren diplomatik görev Ekim 2008 tarihi itibariyle sona erdi.
ATİLA ALTUNTAS/STOCKHOLM
Sıra dışı, insani yönlerini ve özellikle Ingmar Karlsson'u bilim adamlığı,Türkiye-İsveç ilişkilerini, daha doğrusu Türkiye-Avrupa ilişkilerini yansız ve adaletli bir şekilde değerlendiren tutumu, bunu sayısız kitapta, yayında, konferansta, söyleşide somutlaştırması ile belirginleşen üretkenliği çok kişinin ve çevrenin dikkatini çekti.
İsveç'in, Türkiye'nin AB üyeliğini en çok destekleyen ülke olmasından duyduğu gururu hep yinelen Ingmar Karlsson, Avrupa ve Batı dünyası açısından en acımasız özeleştirileri yapabilecek kadar olgun ve iğneyi kendisine batırabilen bir karaktere sahip bir kişi.
İsveç Başkonsolosluğuna Türk-İsveç İşbirliği Bölümü açarak 2001-2008 yıllarıarasında sayısız bilimsel ve sanatsal etkinliğin gerçekleşmesini sağlayan, 2010 yılında İsveç meclisinin aldığı ‘’sözde Ermeni tasarısına’’ en büyük tepkiyi gösterirken parlamentoya ateş püskürdü.
Türkiye’yi ve Türkleri çok seven, Türkiye ile İsveç arasındaki iyi ilişkilerin hayata geçirilmesinde büyük emeği olan Ingmar Karlsson İsveç basınına zaman zaman verdiği röportajlarla Türki’ye ve İstanbul hayranlığı gözler önüne seriyor.
Ingmar Karlsson’un gözünde İstanbul
İstanbul’u Avrupa’nın metropoli olarak adlandıran Karlsson, bir taraftan Newyork, Frankfurt kadar çağdaş mahallelere sahipken, bir taraftan da Tahran Beyrut’taki kadar gizemli ve orientalisk mahallelere sahip bir şehir olduğuna dikkat çekti.
İstanbul’a giden bir İsveçlinin kesinlikle tekne ile boğaz turu yapmasını tavsiye eden Karlsson, Kenti uzaklardan görmeye gelenler için gezmekle bitmeyecek bir vahadır. İstanbul, batı ile doğunun, farklı kültürlerin, farklı dinlerin buluşma noktasıdır. Yerli ya da yabancı herkesin geçmişiyle, kimliğiyle bir kesişim noktası bulunur.’’Şeklinde konuştu.
İsveç dışişleri bakanlığına ‘’İsveçlilerin Türkiye ve İstanbul’da turistik tatillerini geçirmesi için öneride bulunan Karlsson, Türkiye’nin İspanya’dan daha güvenli bir ülke olduğunu belirtti. Modern ve canlı kültürel hayatın çok heyecan verici olduğunu kaydeden Karlsson, İstanbul’da İsterseniz Türk sanat müziği de dinleyebilirsiniz isterseniz, Hollywood’un en son vizyona giren filmlerini de izleyebilirsiniz’' dedi.
Türkiye ve İstanbul’da son yıllarda abur cubur yemeklerinin satıldığı fast food’ların çoğalmasına rağmen, Zengin Türk mutfağının yemeklerine hayran olduğunu dile getiren Karlsson, Türklerinde damak zevklerini değiştirmeden geleneksel yemeklerine sahip çıkmalarına çok sevindiğini belirtiyor.
Avrupa ülkelerindeki Türk ve İslam fobisine de dikkat çeken Karlsson, ‘’Türkiye’nin Müslüman ve 80 yıldır laik bir ülke olduğunu vurgulayan Karlsson, Türkiye seksen yıldır kararlı bir biçimde Avrupa´ya yönelmiştir. Bugün Türkler, sosyolojik olarak büyük bir çoğunlukla Avrupalıdırlar. Bugün için Avrupa ortalamasından daha az kentlileşmişlerdir ama Avrupalıdırlar. Günümüz Türkiye´sinde kendini Avrupalı olarak görmeyenler, Kıbrıs ve Malta´da ve kesinlikle Romanya ve Bulgaristan´da da kendilerini Avrupalı olarak görmemektedirler." Dedi.