Genetiği Değiştirilmiş Organizmaların (GDO) insan sağlığını olumsuz etkilediği tartışmaları sürerken, uzmanlar söz konusu gıdalarla ilgili uyarılarını yineliyor. Uzmanlar, GDO’lu ürünlerin çıplak gözle bakılarak anlaşılamayacağını, tüketilen gıdaların etiketlerinde mutlaka okunaklı bir şekilde belirtilerek vatandaşın aydınlatılması gerektiğini ifade etti.
MISIR VE SOYA
Dünyada genetiğiyle oynanmış yaklaşık 1600 gıda maddesi olduğuna dikkat çeken diyetisyen Şule Çınar, mikroorganizmalarda yapılan her bir değişikliğin sağlıklı beslenmenin temeli olan “gıda çeşitliliği”ni de etkilendiğini söyledi. Genetiğiyle oynanmış gıdalar arasında, en çok tüketilen mısır, patates, domates, pirinç, soya, buğday, kabak, balkabağı, ayçiçeği, yerfıstığı, bazı balık türleri, kolza gibi gıdaların olduğunu belirten Şule Çınar, muz, ahududu, çilek, kiraz, ananas, biber, kavun, karpuz ve kanola üzerindeki genetik değiştirme çalışmalarının devam ettiğini öne sürdü.
Çınar, bu bitkilerden üretilen yan ürünlerin de GDO riski taşıdığını söyledi. Mısır ve soyadan üretilen yağ, un, nişasta, glikoz şurubu, sakaroz, fruktoz içeren gıdaların günlük tüketim maddeleri arasında bulunduğunu kaydeden Çınar, bisküvi, kraker, kaplamalı çerezler, pudingler, bitkisel yağlar, bebek mamaları, şekerlemeler, çikolata ve gofretler, hazır çorbalar, mısır ve soyayı yem olarak tüketen tavuk ve benzeri hayvansal gıdalar ile pamuğun da GDO’lu olma riski taşıyan gıdaların başında geldiğini dile getirdi. Şule Çınar, 800 çeşidin üzerinde GDO’lu ürünün hiçbir denetime tabi olmadan tüketici sofrasına ulaştığını söyledi.
BİYOGÜVENLİK KURULUNA PROTESTO
Greenpeace, yarın İstanbul Eminönü’nde Mısır Çarşısı’nın girişinin yanında, saat 10.00’da, 9 yeni GDO’lu mısıra ithalat izni vermeye hazırlanan Biyogüvenlik Kurulu’nu protesto eylemi düzenleyecek. Kurul, geçen aralık ayında da 13 GDO’lu mısır çeşidinin yem amaçlı kullanılmak üzere ithal edilmesine izin vermişti. Biyogüvenlik Kurulu, adındaki anlamının tersine, artık yalnızca izin veren bir kurum niteliğinde.