Genel Kurul'da CHP'li Muharrem İnce ile İçişleri Bakanı arasında "yalancı" tartışması yaşandı.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, TBMM Genel Kurulunda, bakanlığının 2011 yılı bütçesi üzerinde hükümet adına yaptığı konuşmada, devlet ve hükümet olarak, Demokratik Açılım çalışmalarını, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'ni titiz bir şekilde sürdürdüklerini, bu konuda kararlı olduklarını söyledi.
Devletin bütün vatandaşlarına daha fazla sahip çıkmaya çalıştığını kaydeden Atalay, zamanında gösterilen bazı ihmalleri bugün kapatmaya çalıştıklarını, hiçbir vatandaşın mağduriyet duygusu içinde kalmasını istemediklerini belirtti.
Türkiye'nin açık bir toplum olduğunu ve her şeyin daha rahat konuşulduğunu anlatan Atalay, “Türkiye bu prangadan inşallah kurtulacak. Türkiye bu prangalardan kurtularak daha büyük Türkiye olacak” dedi.Ak Parti iktidarının özgürlüklerden korkmadığını, iktidar olduklarından bu yana demokrasiyi güçlendirmek ve özgürlük alanlarını artırmak için çalıştığını belirten Atalay, bu sorunları çözmek için muhalefetten de katkı istediklerini dile getirdi. Her ülkede, sorunların paylaşılarak çözüldüğünü ifade eden Atalay, “CHP'nin Sayın Genel Başkanı'nın son kurultayda bu konudaki konuşmasını önemli görüyoruz ve bu konuda ileride daha fazla yardımlaşacağımızın işaretini gördük” diye konuştu. Bu sürecin yürüdüğünü ve başarılı sonuçlar alınacağını vurgulayan Atalay, “Yeter ki provoke edilmesin. Yeter ki bunlardan nemalanan birileri, terörden fayda uman birileri engellemesin. Bu süreç inşallah büyük titizlikle yürütülüyor” ifadesini kullandı.
Atalay, köy isimleri ile ilgili eleştiriye yanıt verirken, köydeki vatandaşların, köyün isminin değişmesi talebiyle kaymakamlıklara müracaat edebileceğini söyledi. Ardından bu köyde bir referandum yapılacağını anlatan Atalay, yöre sakinlerinin yarısından fazlasının istemesi, halinde isim değişikliği talebinin İçişleri Bakanlığına gönderildiğini ve köyün isminin değiştirildiğini anlattı. Atalay, bakanlığa bu konuda gelip de reddedilen bir talep olmadığını bildirdi.
“SÜRECİN HER BOYUTU AÇIK”
Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi ile ilgili eleştirileri de yanıtlayan Atalay, şöyle devam etti:
“Bizim yürüttüğümüz sürecin her boyutu açık. Devletin bütün kademeleri çalışıyor. Vatandaş çözüme doğru giden yoldan umutlu. Ülkenin her köşesinde vatandaş umut içinde. Artık 'terör olmasın' diyor insanlar. Yeter ki kin ve nefret duyguları ile etnik politika yaparak birileri bunu engellemesin. Bizim üniter yapımız, böyle güçlenecek. Bu sorunlar bittiğinde, Türkiye'nin bütünlüğü, kardeşliği daha artacak. Eğer çözülmez ise gelecekte Türkiye bunları daha zor çözecek ve Türkiye daha büyük sorunlarla karşılaşacak.
Vatandaşlarımız bunu biliyor, Ak Parti ve Ak Parti hükümeti, birlik ve bütünlüğün çimentosu ve garantisidir. Biz bölgesel ve etnik siyaset yapmıyoruz. Biz, ülkemizin her yerindeki bütün vatandaşlarımızı kucaklıyoruz. Hepsini birbirine çimento ile bağlamak istiyoruz. Bozulan, duyguları tamir etmek istiyoruz, restore etmek istiyoruz. İhmalleri kapatmak istiyoruz.”
ENTEGRE SINIR YÖNETİMİ
Türkiye'de entegre sınır yönetiminin kurulacağını belirten Atalay, bütün AB dokümanlarında da bunun olduğunu söyledi.AB ülkelerinin polis ve askerden farklı sivil sınır güvenliği kurduğunu kaydeden Atalay, kendilerinin de bunu kurmak durumunda olduklarını kaydetti. Atalay, entegre sınır yönetimi çerçevesinde polisten ayrı, İçişleri Bakanlığı bünyesinde yaklaşık 50 bin mevcudu olan ve tek uzmanlık alanı sınır güvenliği olan bir teşkilat kurulacağını anlattı.
Kolluk gözetim mekanizmasına da değinen Atalay, bu mekanizmayı terörle irtibatlandırmanın yanlış olduğunu vurguladı. Atalay, bunun, vatandaşın, yanlış bir tutumda bulunan güvenlik güçleri hakkında şikayette bulunacağı bir mekanizma olduğunu ifade etti.
Yapılan eleştirilerde, bazı siyasi parti grupların kendi içlerinde de çelişkiye düştüğünü belirten Atalay, aynı gruptan bir sözcünün, “polis uzun askerlik yapmasın” dediğini, diğer bir sözcünün ise “polis neden askerlik yapmasın” dediğini söyledi.
“SİLAH KANUNU TASARISI”
Bakan Atalay, son günlerde kamuoyunda tartışılan ve Genel Kuruldaki görüşmelerde de gündeme getirilen Silah Kanunu Tasarısı hakkında bilgi verdi.
Tasarının, İçişleri Bakanlığının değil hükümetin bir tasarısı olduğuna dikkati çeken Atalay, şöyle devam etti:
“İnsaf için bu tasarı alınıp, bunun içinde 'ne var' diye bakılsın. Bu yasa için '18 yaşa düşürülüyor' deniliyor. Tasarıda, mevcut durumda 18 yaş sınırı olan av tüfekleri için bile yaşı 21'e yükseltmeyi teklif ettik. Bu tasarı iki yıl önce Meclise gönderilmiş. Havalı tüfekler tasarı içine alınıyor, bunlara ruhsat getiriyoruz. Türkiye'de silah ruhsatının sayısı yoktur, sınırsız. Bir insan isterse on tane bile ruhsat alır. Bir başıboşluk var. Biz bunu en fazla 5 ile sınırlıyoruz. Biz AB standardını getiriyoruz. Başıboş olan silahlandırmayı azaltmak istiyoruz. Pompalı tüfekleri bile ruhsat içine alıyoruz, havai fişeklere bile sınır getiriyoruz.”
ÖĞRENCİ PROTESTOLARI
Öğrencilerin protesto gösterisi ve polisin müdahalesi ile ilgili eleştirileri de yanıtlayan Atalay, kendileri için öğrencinin de polisin de kıymetli olduğunu söyledi.Türkiye'nin çağdaş bir Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na sahip olduğunun altını çizen Atalay, hedeflerinin özgürlükleri artırmak olduğunu kaydederek, “Bizler özgürlükler mücadelesi vererek buralara geldik. Öğrenciliğimizden beri, bu alanları genişletmek için uğraştık, Başbakanımızdan başlayarak, hepimiz...' dedi.
Öğrenci protestoları ve polisin müdahalesi konusunda polis yöneticileri ile gerekli incelemeleri yaptıklarını belirten Atalay, şöyle devam etti:“(İstanbul'daki öğrenci protestosu) O gün 6 grup vardı ve 6 farklı yerdeydi. Bu grupların dördü geliyor, basın açıklaması yapıp gidiyor. Polis onlara yalnızca, “Lütfen trafiği aksatmayın ve çevreye zarar vermeyin, istediğiniz açıklamanızı yapın ve dağılın' diyor. Ama diğer iki grup dağılmıyor. Toplantının olduğu yere gitmek istiyor. Polis orada bir engel oluşturuyor. Gözümle gördüm. Yanlış bir beyan söylemeyiz, kimseyi aldatmayız. İlk olarak polise bayrakların sopaları ile saldırı öğrenciden geliyor. Eğer öğrenciye polis orada müdahale etmeseydi, derdiniz ki 'polis görevini niye yapmadı?' Yoksa o özgürlükleri biz savunuyoruz. Bütün öğrencilerimiz istediği yerde düşüncesini açıklar ama sopalarla polise saldırarak düşünce açıklanmaz.
Hamile kız gündeme geliyor. Bu kız öğrenci değil. Polise sopayla vuran o. Doktorda rapor var, bu kızımıza orada hiç bir darp ve vurma olmamış. Kızımızın özel alanı, diğer boyutlarını konuşmuyorum. Polis in burada yaptığı bir şey yok. Bu çok istismar ediliyor”
KAYSERİ'DEKİ YOLSUZLUK İDDİALARI
Kayseri'deki yolsuzluk iddialarını da değerlendiren Atalay, en önemli misyonlarından birisinin yolsuzlukla mücadele, açıklık ve şeffaflık olduğunu söyledi.Bakan Atalay, 2004-2010 yılları arasında görevden alınan belediye başkanlarından 21'nin Ak Parti'li 9'nun CHP'li, 5'nin MHP'li ikisinin bağımsız olduğunu belirtti.
Son bir yılda 295 soruşturma izni verdiğini belirten Atalay, bunların 138'nin Ak Parti'li, 72'sinin CHP'li, 31'inin MHP'li, 13'ünün BDP'li ve diğerlerinin bağımsız belediye başkanları olduğunu kaydetti. “Bu konularda kimsenin gözünün yaşına bakmayız” diyen Atalay, şöyle devam etti:
“Kayseri ile ilgili her şey bizim web sitemizde de var. Biz haksızlığa karşı da çıkarız. Haksız yere iftiraya uğrayan belediye başkanını savunmak da bizim görevimiz. Biz bu konularda ayrım yapmayız. Burada CHP zor bir adım attı. Milletvekilleri uydurma evrak getirmiş. Onunla ilgili çıkıyor Genel Başkan, en önemli bütçe görüşmesinde, burada kırmızı dosyalarla gelerek bunu ifade ediyor. Bunun altı boş çıkıyor.
Bizim dönemimizin en önemli simgesi güvenlikte çetelerle, mafya ile organize suç örgütleriyle mücadeledir. Bugün ortalıkta gezen mafya görüntüleri, çete yoktur.”
ATALAY İLE İNCE ARASINDA TARTIŞMA
Atalay'ın konuşmasının ardından söz alan CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Bakan Atalay'ın, Türkiye'nin gözü önünde olan olayları “öğrenciler polisi dövdü” şeklinde nitelendirdiğini öne sürdü. İnce, Kayseri'deki yolsuzluk iddialarına ilişkin değerlendirmesinde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dokunulmazlıklarının kaldırılmasını önererek, “Yüreğiniz varsa bunu yaparsınız” dedi.
Muharrem İnce, Bakan Atalay'ın, belediyelerle ilgili soruşturmalarda ayrım yapmadıklarına ilişkin verdiği örneklere tepki göstererek, “Siz müfettişlerinizi oraya, onları aklamaya göndermişsinizdir. Size AKP diyorduk ama artık Ak Parti diyeceğiz. Çünkü siz aklama partisisiniz. Mecliste, komisyonda bekleyen 724 dosya var. İçlerinde CHP'nin de var. Hadi kaldırın dokunulmazlığı” diye konuştu.
Bunun üzerine söz alan Atalay da “Sayın Grup Başkanvekili ya yalan söylüyor ya yanılıyor. Rüşvetle ilgili iddialarda savcılık işlem yapar, izin alınmaz” dedi.
Yeniden söz alan İnce de “Bir bakan konuşurken üslubuna dikkat edecek. Ben yalan söylemedim. Ama Atatürk Orman Çiftliğinde görüşüp, sonra görüşme ortaya çıktı diye oradaki güvenlik görevlisini işten atan ben değilim” diye konuştu.
Bu arada Atalay ve İnce, birbirlerine karşılıklı olarak “Yalan söylüyorsun' diye bağırdı. Her iki grubun milletvekillerinin de tartışmaya katılması üzerine TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, birleşime ara verdi.