GenclikGeliyor Sordu... Recep KOÇAK Cevapladı...

internet aleminde gerçekleştirdiği çok özel röportajlarla adından sıkça söz ettiren 'GençlikGeliyor' Mail Grubumuz, Deniz Feneri Derneği Genel Başkan Yardımcısı ve habername.com Köşe Yazarı Recep KOÇAK beyefendiyi konuk etti.

Röportaj - Furkan KUTLUYOL (MMK)
-Recep Koçak bey,  dilerseniz röportajımıza sizi tanıyarak başlayalım. Recep Koçak kimdir?

1963 Çorum doğumluyum. İlk orta ve lise eğitimimi Çorum’da tamamladıktan sonra üniversite tahsili için Ankara’ya gittim. 1981 girdiğim AÜ İlahiyat Fakültesi’nde öğrenciliğim devam ederken İslam Mecmuası’nda çalışmaya başladım. 1986 Eylül ayından 1990 yılına kadar İslam, Kadın-Aile ve Gülçocuk dergilerinin Ankara Temsilciliğini yürüttüm. 1990’da İstanbul’a gelerek adını saydığım dergilerini genel yayın yönetmenliği görevini üstlendim. 1994-1995 yıllarında Seha Neşriyat’ta Genel Müdür Yardımcılığı yaptım. 1995 Haziran’ından Kasım 1999 yılına kadar AKRA FM’de çalıştım. AKRA’da programcılık, haber müdürlüğü ve genel müdürlük sorumluluklarında bulundum. 1998 yılında 7 ay süreyle Sağduyu Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği yaptım. AKRA’da çalıştığım dönemde –şimdi yayında olmayan- AK TV’de program hazırlayıp sundum.
2000 yılından beri Deniz Feneri Derneği’nde çalışıyorum. 2007 yılından beri derneğin yönetim kurulu üyesiyim. Halen Deniz Feneri Derneği’nin Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyorum. Gülyarası isimli bir kitabım geçtiğimiz yıl yayınlandı.
İki yıldan beri www.analitikbakis.com ve www.habername.com sitelerinde köşe yazarlığı yapmaktayım.
 

-'Gençlik' Sizin için neyi ifade ediyor?

Gençlik hepimiz için geleceği temsil eder. Ülkemizin nüfusunun ağırlıklı grubu gençlerdir ve onlar çok önemli bir insan kaynağıdır. Gençler, üzerinde titrememiz gereken en değerli varlığımızdır. Onları yarının dünyası için doğru yöntemlerle hazırlamamız, inanç ve kültür değerlerimizle mücehhez hale getirmemiz gerekiyor. Gençliğini yeteri kadar yarınlara hazırlamayan bir toplumun geleceği yoktur. Gençlik Farsça’da “hazine” anlamına gelir. En değerli hazinemize biz sahip çıkmazsak başkaları mutlaka onlar üzerine hesap yapacaktır.
 

-'Gençlik'  Şüphesiz Yüce Peygamber (s.a.v.)’in üzerinde en çok durduğu hayat işaretidir. Sizce günümüz gençliği olması gereken yerde midir?

Bu sorunuza karşılık keşke “evet” diyebilseydim. Günümüz gençlerinin çoğu bizim babalarımızın dedelerimizin gençlik dönemlerine nazaran daha müreffeh bir dünyaya gözlerinin açtılar. Ne var ki, bugünün gençleri dünün gençlerinden daha fazla tehdit ve tehlike altında. Uyuşturucu ve sigara kullanım yaşı çok erken yaşlara inmiş durumda. Gençlerimizi, çocuklarımızı zehirleyen uyuşturucu ve benzeri malzemeler artık maalesef ortaokullara kadar sokulmuş durumda. Güvenlik birimlerimize ve devletin ilgili diğer birimlerine çok iş düşüyor. Tabii anne babalara, velilere, öğretmen ve okul yönetimlerine de düne göre bugün daha dikkatli ve müteyakkız olmak düşüyor. Bugün medyanın konvansiyonel bütün araçları ile birlikte yeni sosyal paylaşım alanlarında da onları bekleyen tehlikeler, tuzaklar var. Burada da hepimizin onların yanında olup, bu yeni araç ve imkânları hayrın, iyiliğin hizmetinde kullanmayı öğretmemiz gerekiyor. Gençlerimizin kimlerle arkadaşlık ettiğini, nerelere girip çıktığını, ne okuyup ne dinlediğini, neleri izlediğini merak etmek durumundayız. Çoğu aile için bu soruların cevabının can sıkıcı ve uyku kaçırıcı bir mahiyette olduğunu düşünüyorum.
 

 
-17 yaşındayken İslam ordularını yöneten  Usame İbni Zeyd'ler olmak yerine,  günümüz gençliğinin gayesi/özentisi Recep İvedik, Cem Yılmaz ve Popstar olmak. Günümüz gençlerini buna mecbur eden başlıca sebepler neler olabilir?

Gençlerimizi, onların örnek almasını arzu ettiğimiz gerçek yıldız şahsiyetlerle tanıştırmak görevini hakkıyla ifa edemediğimiz sürece, onların model aldıkları kişiler bizim tercihlerimize uzak tipler olacaktır. Bugün doğan her çocuk gençlik yıllarına varıncaya kadar saatler süren şiddet içerikli film ve haber izliyor, onların bazıları anne babalarının bilmediği, kullanmadığı bin bir çeşit argo, küfür ve kaba söz işitiyorlar. İnternet gibi dipsiz bir kuyunun başında o gençlerin yüz binlercesi bir kısmı.
Onlara rehberlik konusunda daha bilinçli ve gayretli olmamız gerekiyor.

-Gençliği spor, moda, şans oyunları, hayasızlık ve çıplaklıkla benliğinden koparmak adına pek çok dizi ve Tv programları mevcut.  Peki, bu programlara panzehir olacak Kur'an ve Sünnet’e uygun programların sayısı sizce yeterli mi?

Yeterli olmadığı çok açık. Yeterli program üretmek televizyon yayın yönetmenlerinin, yapımcıların vazifesi, patronların görevi. Ama kaliteli ve izleyiciyi ekran başında tutacak özelliklerde olmak kaydıyla. Bunun için biz izleyicilerin şiddetli talebi ve takibi olmalı. Kendilerini dindar, muhafazakâr, mütedeyyin ya da başka bir sıfatla tanımlayan varlıklı vatandaşlarımıza da ellerini taşın altına değil ceplerine sokmak düşüyor. İnanç ve kültür değerlerimizi örseleyen, gençlerimizi yozlaştıran yayın ve yapımların karşısında, gerçekten onların karşısında konabilecek kalitede yapımları koyamadığımız sürece şikâyetlerimizin bir değeri olmayacaktır.
Televizyonlarımızın iyi, temiz, yapıcı dizi, film ve programlar yapabilmeleri için iş yeri, şirket, firma sahibi varlıklı “iyi amca” ve “iyi teyze”lerimizin reklam verdikleri kanalları seçerken sadece “ana akım medya” denilen grupları tercih etmeyip diğer kanalları da görmeleri, fark etmeleri gerekir. 

 -Türkiye’de 11 yıldır Müslüman çocuklarının Kur’an Kursuna gitmeleri sınırlandırılmak suretiyle engellenmektedir.  Hıristiyan ve Musevi çocukları istedikleri yaşta ve şartta kendi dinlerinin eğitimini alabilirlerken Müslüman çocuklarına böyle bir yasağın getirilmiş olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz.?

Beğenmediğimiz mevzuatın değiştirilmesi için hukuki zeminlerde mücadele etmeliyiz. Mevcut tabloyu beğenmeyen partilerin kamuoyu oluşturmak, öneride bulunmak, değişikliği teklifi yapmak gibi imkânları vardır.
Her meslek grubu kendi işini güzel yapmanın çabasında olmalı. Türkiye’de yılların birikimi özgürlük ve mevzuat problemler var. Bunlarla mücadele edilerek bugünler gelindi. Gelinen yer yeterli değil. Daha güzel günler için medya, siyasi partiler, STK’lar ve gençler mücadeleye devam etmeli.
 
-Kendi dinini çocuklarına öğretmeyen toplum bireyleri sosyal hayatta ne gibi sıkıntılarla karşılaşırlar?
Onlar çocuklarının neseben annesi babası olsalar da fikren, inanç bakımından ve hayat tarzı itibariyle ciğerparelerini kaybetmiş olurlar.
Ekmeyen biçemez. Arpa eken darı biçemez. Üniversiteye kayıt yaptırmayan bir genç diploma umamaz.
Çocuklarına adam gibi terbiye vermemiş, onlara iyi insan, güzel adam olmanın yollarını öğretmemiş anne babalar olsa olsa “rüzgar ekip fırtına biçerler.”
 

-Sizce mevcut siyasi iktidar 'Ahlaklı ve Erdemli' bir neslin yetişmesi için yeterli çabayı sarf ediyor mu?

Yapılan güzel işler, atılmış doğru adımlar var. Yapılacak çokça işimiz var. Milli Eğitime bütçeden ayrılan payın yıllar sonra ilk defa çok önemli oranlara yükseldiğini, yapılan okul, derslik, yurt sayısını, okullara ulaştırılan bilgisayar miktarını hatırladığımızda emeği geçen herkesi tebrik etmemiz gerekiyor.
Varmamız gereken yeri düşündüğümüzde yürüyecek yolumuzun kısa olmadığını görmek durumundayız. “Ahlaklı ve erdemli” insan yetiştirmek için topyekun bir seferberliğe ihtiyacımız var. Herkes üzerine düşeni yaptığında dünyamız daha da güzelleşecektir.
 

 -Bugünün gençliği bunalım ve isyanla doludur. Batının bize dayatmış olduğu “Yeni Yaşam Modeli” böyle bir sonuç verdi. Sizin bu modele alternatif sunacağınız bir metot var mı?

Kitaplarımız, tarihi kayıtlarımız kendi modelimizin izleri ve örnekleri ile dolu. Başımızı televizyondan kaldırıp tarihi ve kültürel mirasımıza çevirdiğimiz takdirde müthiş bir hazinin üstünde oturmuş, fukaralığı yaşamakta olduğumuzu fark edeceğiz.
Değerlerimize yabancılaşmamış münevverlerimiz, üniversite hocaları ve her bölgemizde mutlaka bulunduğunu bildiğimiz kanaat önderlerimizin söz ve sohbetleri de bize kendi modelimize dair çok şey söylemektedir.
 

-'GençlikGeliyor' Mail Grubunu takip ediyor musunuz?  Son olarak buradan 'GençlikGeliyor' mail grup üyelerine neler söylemek istersiniz?

Olabildiğince takip ediyorum. Grup üyelerine sağlıklı, hayır ve bereket dolu bir ömür dilerim. Yanan bir mum binlerce mumu tutuşturabilir. Kim olduğunun ve hangi istikamete gitmekte olduğunun şuurunda bulunan bütün kardeşlerimi muhabbetle selamlıyorum. Işığını kaybetmemiş, kimlerin torunu olduğunu unutmamış bütün kardeşlerimizin omuzlarında ağır sorumluluklar bulunuyor. Elbirliğiyle bu ağır görevi yerine getirebilir, daha güzel bir dünya için en büyük rolü biz üstlenebiliriz.
Dua edelim, Allah c.c bizi hayırlı işlerde istihdam etsin. Bizi iyilere yoldaş eylesin.

Özel Röportajlar Haberleri