Bayburt Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çok Amaçlı Salonu’nda Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdurrahman Altuntaş tarafından "Geleceğini Arayan Gençlik İçin Bir Örnek ve Önder: Hz. Peygamber (S.A.V)" konulu konferans verildi.
Hazreti Muhammed’in özelliklerinin anlatıldığı ve genç sahabelerden çarpıcı örneklerin verildiği konferansta, Hazreti Muhammed’in gençlere karşı incelikli ve hassas davranış şekillerinden bahseden Yrd. Doç. Dr. Altuntaş, gençlere tavsiyelerde de bulundu.
“Peygamberler; toplumu değiştirmek, yönlendirmek, doğru yola kanalize etmek, Allah’a yönlendirmek için gönderilmişlerdir” diyen ve bu sebeple peygamberlere, öğretici rollerinden dolayı “öğretmen” demenin yanlış olmayacağını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Altuntaş, Hz. Muhammed’in ve diğer bütün peygamberlerin “ilahi kaynak”tan aktardığı evrensel nitelikteki sözlerine kulak vermek; öğütlerini dinlemek, tatbik etmek gerektiğinin altını çizdi. Eğitim fakültesi mensuplarının, geleceğin öğretmenleri olarak ‘öğretmen’ ve ‘eğitimci’ kimliğini doğru taşıyabilmek ve kullanabilmek adına birer öğretmen olan peygamberleri örnek almaları gerektiğinden bahseden Altuntaş, şöyle konuştu: “Öyle bir hayat yaşamamız lazım ki, ahirette utanmayalım. Peygamberin, peygamber olmadan önce yaşadığı hayat çok önemlidir. Öğretmenler olarak öğretmenlikteki davranışınız, yaşadığınız hayat, öğrencileriniz için çok önemli olacak. Saygıya dayalı bir ilişkiniz olmalı.”
Hazreti Muhammed’in kişilik ve davranış özelliklerini anlatan ve çevresindekilerin genellikle gençlerden oluştuğuna dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Altuntaş, Hz. Peygamberin çevresinde saf tutan gençlerden örnekler verdiği konuşmasına şöyle devam etti: “Din; hayatımıza mutluluk verir, dünya ve ahiret saadetini sağlayan bir şeydir. Komşumuza iyilik yapmak, insanlara yardım etmek gibi güzel değerleri içeren dini emirler, ahiret mutluluğumuzu sağlayan unsurlardır. Bu yüzden peygamberler, güzel ahlakları ve örnek davranışlarıyla farklılıklarını her ortamda hissettirmişlerdir. Peygamber Efendimiz de örneğin misafire güzel ikramda bulunurdu. Oysa, zamanımızda misafirlik diye bir şey kalmamış, gençlik ne hale gelmiş... Mazlumun yanında yer alan bir insandı… Adildi, her zaman haksızlıklara karşı geldi… Peygamber Efendimiz’in yanında kalan insanlar hep genç insanlardır. Bunu çeşitli kaynaklardan da anlıyoruz. 20-30 yaş arasındaki bu gençler, hayatlarının baharında Allah’ın dini için yola düştüler, şehit oldular. O zamanın gençleri, nasıl bir terbiye aldılar?.. Nasıl bir anlayıştı ki o, yola koyuldular, memleketlerinden ayrıldılar, hayatları pahasına fedakârlıklarda bulundular? Fedakârlık etmekten çekinmeyen bu gençler, Peygamber Efendimiz’in yanında genç yaşlarda çeşitli görevlerde bulunuyorlar. Biz ise benzer yaşlarda bu olgunlukları gösteremedik. Şimdiki gençlik neden bu anlayışa sahip olmaktan uzak? Gençliğe veremediğimiz aslında bu. Belki de bizde hata var.”
Konuşmasında, genç sahabenin Hazreti Peygamber’in yanında toplanmasının sebeplerine de dikkat çeken Altuntaş, “Peygamber Efendimiz’in gösterdiği hedef ve getirdiği evrensel mesaj, gençlerin çevresinden eksik olmamasında önemli bir sebeptir. ‘La İlahe İllallah’ dememizi öğütleyen Sevgili Peygamberimiz, Hak yolunda iki yol gösteriyordu: İslam yolunda ya şehitlik ya da gazilik… Verdiği terbiye ve ahlak, azarlama olmaması, gençlerle şakalaşması, O’nun peygamberliğinin inceliğindendir. Gençlerle onların dilinden konuşuyordu. Sevgiyi ön planda tutmuştur. ‘Sevdiğimize, birbirimize sevdiğimizi söyleyelim’ derdi. Gençleri, genç sahabeleri cennetle müjdelemiştir. Gençlerin duygularını okşamıştır. Hata yaptıklarında hiçbir zaman yüzlerine vurmadı. Peygamber Efendimiz, gençlere yumuşak ve müsamahalı davranırdı. Bir gence bir şey öğreteceği zaman bunu önce onun kalbini yumuşatarak yapardı. Biz eğitimciler olarak insan yetiştireceğiz. Bu nedenle bu ince davranış yöntemleri, bizim için yol gösterici niteliktedir” diye konuştu.
Gençlere, hayatlarında dengeye önem vermelerini ve zamanlarını iyi değerlendirmelerini öğütleyen Altuntaş, “Peygamber Efendimiz, dengeli bir hayat yaşamamızı bize tavsiye ediyor. Bir gün Peygamber Efendimiz’in kapısını üç genç çalar. Gençlerden biri her gün oruç tutacağını, biri her gün namaz kılacağını, diğeri ise kadınlara yaklaşmayacağını söyler. Peygamber Efendimiz ise, kendisinin hem namaz kıldığını hem oruç tuttuğunu ve kadınlarla da evlendiğini örnek göstererek, gençlere hayatlarında dengeyi kurmaları gerektiğini salık vermiştir. ‘Vaktin çocuğu olmak’; yani zamanımızı güzel şekilde, dinimizin emirleri doğrultusunda yaşamak gerek. Hayat o zaman değerlidir. Sorgulanmayan hayat, değerli olmaktan uzaktır. Güneş altında buz satan adam: ‘Sermayesi tükenen bu adama yardım edin’ der. İşte zaman da güneşte eriyen buz gibi erir, geçer, yok olur, gider. Zamanımızı kıymetli şekilde harcarsak kazançlarını uzun vadede daha fazla görürüz. Sevgili gençler, sorunun değil, çözümün bir parçası olun. Hayata pozitif bakın, karamsar olmayın. Sıradan bir insan olmayınız. İyilik yapana da iyilik yapın, kötülük yapana da… Konuşmayanla konuşun, vermeyene verin, gelmeyene gidin… Hiçbir baba, çocuğuna güzel ahlaktan daha iyi bir şey veremez” diyerek, dinleyicilerine Can Dündar’ın “Alın Size Bir Gençlik” adlı yazısını okumalarını tavsiye etti.
Konuşmasında ibadetin öneminden ve niteliğinden de söz eden Yrd. Doç. Dr. Altuntaş, “Victor Hugo’ya göre ‘Namaz, küçük bir sonsuzun büyük bir sonsuz karşısında durmasıdır’. Namaz, sizi kötülüklerden alıkoyar. Hz. Allah, zikri en büyük olandır. Zikir tadında bir namaz olursa, namaz o zaman gerçekten kıymetlidir” dedi.
Soru - cevap bölümüyle devam eden konferansın sonunda Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdurrahman Altuntaş’a, Bayburt Üniversitesi adına çeşitli hediyeler verildi. Konferansa Bayburt Üniversitesi akademisyen ve idari personeli ile öğrenciler katıldı.