SELİM EFE ERDEM EL BAK’A
İngiliz Viva Palestina ve Türk İHH organizasyonuyla farklı din ve milletlerden sivillerin oluşturduğu Barış Konvoyu, Gazze’ye yardım için çıktığı yolda sorunun büyüklüğünü de göz önüne serdi. Barış Konvoyu, Gazze’ye doğru Suriye ve Ürdün’den geçerken onlarca mülteci kampında milyonlarca Filistinli’nin yaşadığı insanlık dramına dikkatleri çekti. 2 milyon mültecinin yaşadığı Ürdün’de 1968’de kurulan kamplardan birindeyiz... Kampta Filistin bayrağı asmak hatta zafer işareti yapmak dahi yasak. 40 yıl önce Filistin’den kopanların da Filistin’i hiç görmemiş olduğu halde Filistin öyküleriyle büyüyen üçüncü nesil çocukların da ortak bir sözü var: Bir gün bağımsız Filistin’de yaşayacağız...
KAMPTA DOĞUP BÜYÜYEN NESİLLER
Mısır’ın izin vermediği Barış Konvoyu, Akdeniz üzerinden Gazze’ye ulaşmak için Suriye’ye dönerken konvoydan ayrılarak Gazze dışındaki Filistinlilerin yaşadığı mülteci kamplarına yöneliyoruz. Ürdün’ün başkenti Amman’ın dışında bulunan El Bak’a Kampı’na ulaştığımızda, burada gönüllü olarak görev yapan Filistinli Feda Adil’den kampın 1968’de kurulan ilk mülteci kamplarından biri olduğu bilgisini alıyoruz. O da 1971’de bu kampta dünyaya gelmiş. Gönüllü Feda Adil, Ürdünlülere misafirperverliğinden dolayı teşekkür ediyor ve onların yanlış anlayabileceği konuşmalardan mümkün olduğu kadar uzak duruyor. Fakat kamptaki görüntü başka bir söze gerek bırakmıyor.
FİLİSTİN’İN YASAK OLDUĞU KAMP
Kampın sokaklarında dolaşırken konuşmaya çalıştığımız Filistinli çocukların ürkekliği dikkatimizi çekiyor. Çocukların pek çoğu konuşmak dahi istemiyor. İçlerinden bir kaçı heyecanlanıp “Viva Palestina” diye bağırıp zafer işareti yapınca, Feda Adil onları hemen uyarıyor. Kampta Filistin’i çağrıştıracak hiçbir simge yok.
Ara sokaklarda, kampa ilk gelen yerleşimcilerden 85 yaşındaki Muhammed Süleyman’ı buluyoruz. ‘Ben bir mücahittim’ diyor. Filistin’den ayrılıp, toprakları dışındaki bir mülteci kampında 41 yıl geçirmenin, ölümden beter olduğunu söylüyor. “Benim oğlum, Ahmet, buradan ayrılıp bir mücahit olarak öldü” diyor. Mücahit Süleyman, torunlarıyla birlikte verdiği yaşam mücadelesini şu sözlerle anlatıyor:
TORUNLARIM EVDE YAŞAYACAK
“İsrail bizi topraklarımızdan çıkararak buralara sürdü. İlk yıllar çok zor zamanlardı. Çadır ve çamurlar içinde yaşıyordum. Ürdün bize kucak açtı, bize burada ev verdi. Bana burada geçen 41 yılı tek kelimeyle ifade etmemi soruyorsanız, bunun tanımı “Kahır...” Topraklarımızdan uzakta kahroluyoruz. Deseler ki tüm dünyaya karşılık 10 gram Filistin toprağını bize ver, yine kabul etmem. Ben olmasam da, torunlarım birgün bağımsız Filistin topraklarında yaşayacak.”
Tek hayalim dönüş
EL Bak’a Mülteci Kampı’nda 1968 yılında gelen Adile Handan, bir gün Filistin’e geri dönebilmek için her gün dua ettiğini söylüyor. Elektriksiz ve susuz, 10 metre karelik evde üç çocuğu ve torunlarıyla yaşadığını belirten Ümmü Muhammed, iki elini yana açarak “Burada nasıl yaşadığımızı ben ne anlatayım, her şey ortada. Bir gün Filistin’e geri dönüş hayaliyle yaşıyorum” diyor.
Kampta geçen üç nesil
Kamptaki Filistinlilerin büyük çoğunluğu Ürdün vatandaşlığına geçmiş. İçlerinde hala vatansızlar var ve diğer kamplardaki Filistinlilerin çoğunluğu da vatansız. Her ailede ortalama 8-10 birey bulunuyor ve geçinebilmeleri için günlük en az 10 dinar gerekiyor. Çalışmaları yasak. Yakalanırlarsa cezaevine giriyorlar. Ama yaşamak için her türlü riski göze alıyorlar. Filistili mülteciler, içlerinde bu toprakları hiç görmemiş olanlar da dahil bir gün özgür Filistin’de yaşayacaklarından emin....
Ölüm nedenleri: Kahır
Okul çıkışı sokakta ders çalışırken bulduğumuz 10 yaşındaki Osman Vehbi’nin annesi ve babası, kanserden ölmüş. Nasıl hastalandıklarını sorduğumuzda, ‘Kahırdan’ yanıtını alıyoruz. Neredeyse her sokak köşesine ders çalışan bir Filistinli çocuk görüyoruz. Nedenini sorduğumuzda, “Tek kurtuluş yolu okumak ve çok başarılı olmak” yanıtını alıyoruz. Ürdünlü çocukların devlet üniversitelerine girebilmeleri için 60 puan almaları yeterli olurken, Filistinli çocuklar 93 puanla dahi bu okullara girememekten, girseler dahi mesleklerini yapamamaktan şikayetçi.
8.5 milyon Filistinli kamplarda
İsrail ve Filistin dışında, BM denetiminde 30 mülteci kampı bulunuyor. Ayrıca, Batı Şeria’da 20, Gazze’de 8 Filistin Mülteci Kampı bulunuyor. Kamplarda yaşayan Filistinli sayısı ise bilinmiyor. Ancak Gazze’de 1.5 milyon Filistinli’nin yaşadığı, Ortadoğu’da Ürdün, Suriye ve Lübnan’a dağılmış kamplar ve diğer ülkelere iltica etmiş 7 milyon Filistinli’nin bulunduğu tahmin ediliyor.
Batı Şeria’daki kamplar: Ammar, El-Calzon, El-Fevvar, El-Arub, El-Far’a, Nur Şems, Cenin, Tulkarim, Balata, Askar, Camp Number, Kalandia, Aida, Dehişe, Akabet Cebr ,Ain El-Sultan, Şufat, Beyt Cibrin ,El-Amari, Deişeh.
Gazze’deki kamplar: El-Nuseyrat, El-Bureyc, Beach (El-Şati’), Han Yunis, Cebeliy, Rafah, Deir El-Balah, El-Magazi.
Lübnan’daki kamplar: Tel El-Za`tar, El-Bedevi, Burj El-Barajna, Jal El-Bahr, SabraŞatilla, Ain El-Helva, Nahr El-Bared, Raşidiye, Burc El Şimali, El-Buss, Vavel, Mieh Mieh, Dbayeh, Mar Elias.
Ürdün’deki kamplar: El-Bak`a, El-Hussien, El-Vihdet (Yeni Amman), El-Zarka, Hiteen (Marka), Ceraş (Gazze), Souf, El-Talbiye, Irbid, Al-Husn, El-Suhne, Madaba, El-Amir Hasan Kuartır, Dikvane ve Nebatiye.
Suriye’deki kamplar: Ramana, Al-Neirab, Yermük, Hims, Sbeina, Han Eshieh, Dera`a, Hama, Kabr Essit, Caramana, Lazkiye, Ain El-Tal.
Konvoyun imdadına Türk gemisi yetişti
Suriye’nin Lazkiye kentinden Mısır’ın El Ariş Limanı’na ulaşmak için gemi arayan Barış Konvoyu’nun imdadına Türk gemisi yetişti. Bir Türk Ro-Ro gemisinin bugün Lazkiye Limanı’na ulaşması bekleniyor. Ro-Ro cinsi gemi konvoyda bulunan 200 araç ve yaklaşık 400 kişi aynı anda Mısır’a taşınabilecek.
Önceki geceyi Lazkiye’de geçiren konvoydakiler, Lazkiye izci kampında ve uyku tulumlarında uyudu. Lazkiye’de bulunan Filistin Camisi’nde cuma namazı kılan konvoydakiler, namazdan sonra Filistin’e destek eylemi yaptı. Konvoy, Ürdün üzerinden Mısır’a geçmeye çalışmış, ancak Mısır’ın bu güzergaha izin vermemesi üzerine Suriye’nin Şam kentine dönmüştü.