Kültür eski bakanlarından Fikri Sağlar, mahkemelerin bütün taleplerine ısrarla resmi ağızdan 'JİTEM yoktur' diye cevap verilmesinin, bu örgütün yasa dışı olmasından kaynaklandığını iddia etti.
Trabzon Barosu'nca düzenlenen "Uğur Mumcu ve Faili Meçhuller" konulu panel, Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. Panele konuşmacı olarak eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar, hukukçu akademisyen Doç. Dr. Önder Aytaç ile gazeteci-yazarlar İsmet Berkan ve Faruk Mercan katıldı.
Eski Bakan Fikri Sağlar, burada yaptığı konuşmada, faili meçhul cinayetlerin aslında bir siyasal mücadele yöntem biçimi haline getirildiğine vurgu yaptı.
Sağlar, "Çünkü bu kadar fazla faili meçhul cinayeti olup, bu cinayetlerin failleri bulunmuyorsa, bilinmesine, görülmesine rağmen bir türlü yakalanıp hesap sorulamıyorsa, tetikçilerin dışında arkasındaki planlayıcıları ortaya çıkartılamıyorsa, 'tesadüfler oldu' deniliyorsa, bunun bir politika olduğunu da düşünmemiz gerekiyor. Ben Türkiye'de ciddi bir şekilde tesadüfler politikası oynandığını inanıyorum. Ne tesadüftür diyorsunuz, birden genel başkanlar, bakanlar, hükümetler değişiyor. Birden insanlar ölüyor, bombalar patlıyor. Dolayısıyla bunların arkasına çok ciddi bakmak gerekiyor. Faile meçhul cinayetlere baktığımızda da her birisinin olağanüstü profesyonel ekiplerce yapıldığını görüyoruz." dedi.
Türkiye'de kimsenin haberi olmadığı bir kontrgerilla yapılanmasının dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'ten örtülü ödenekten kaynak talep edilmesiyle öğrenildiğini anlatan Sağlar, "Böyle bir yapının Türkiye Cumhuriyeti'ne 1950'de NATO'ya girmesiyle içerisinde yer aldığını ve bu örgütün tetikçilik ve birçok profesyonelce oluşan olayların arkasında yer aldığını bugün artık bilmemek mümkün değil, buna inanmamakta mümkün değil. Bu örgütlenme varken birçok olayın arkasında bu örgütün yetişmiş elemanlarının da olduğunu görüyoruz." diye konuştu.
Bu yapının 1990'lardan sonra JİTEM adı altında, özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgesinde açık bir şekilde eylem içerinse girdiğini ifade eden Sağlar, şöyle devam etti: "Ve orada binlerce faili meçhul cinayetin arkasında imza olarak görülüyor. Bugün tüm mahkemelere, ısrarla resmi ağızdan 'JİTEM yoktur' diye bildirmemizin altında yatan çok iyi bilinir ki yasal bir örgüt olmadığı içindir. Bugünkü hükümet JİT diye bir kurumu oluşturdu, Yani Jandarma İstihbarat Teşkilatı şuanda yasal bir şekilde var. Ama JİTEM adı altında kurulan bu operasyonel örgüt yasaya dayanmıyor. O nedenle de Güneydoğu bölgesinde ciddi bir şekilde resmi olmayan, yasa dışı faaliyetlerin içerisine girdiğini görüyoruz. Böyle bir yapı elimizde. Peki bunu tetikleyen nedir; Türkiye'nin demokratik rejimini a ve her şeyden önce egemenlik mülkiyetinin halta değil, devletin bürokrat, asker yapısında olduğu iddiasının da öne çıktığı bir anlayışla da birleştirince Türkiye'deki faile meçhul cinayetlerin neden işlendiğine rahat bir şekilde düşünmemize ışık tutacaktır."
Devletin içerisinde bu gücü kendinde görenlerin, kendisine karşı gelenleri öldüre bilme yetkisi ve hakkını kendinde gördüğünü ifade eden Sağlar, "Buna biz derin devlet diyoruz. Ya da derin ilişkili bir ağ diyoruz." dedi.
Bu yapının deşifre edilmesinde Ergenekon soruşturmasının önemli olduğunu belirten Sağlar, ancak orada da her şeyin birbirine karıştığını, bir derip devleti ortadan kaldırırken başka bir derin yapının oluştuğunu savundu.
Gazeteci-yazar İsmet Berkan da adına demokrasi kavgası denen kavganın aslında gün ışığında yönetim kavgası olduğunu belirtti. Berkan, şöyle devam etti: "Yani bizi yönetenler cam odalar içerisinde bizi yönetsinler, yönetirken attıkları her adımı önceden bize sorsunlar, sonuçlarını bizimle tartışsınlar ama yönetirken attıkları adımlarının sonuçlarını biz beğenmiyorsak onları alaşağı edelim, yerine başka birilerini seçelim."
Faili meçhul cinayetlerin çözülmesinin gün ışığının her tarafa yayılmasına katkı sağlayacağına inandığını anlatan Berkan, "Bunu istemeyen insanlar, yani bu ülkede gün ışığı yönetimi olmasın, kapalı kapılar ardından bize sormadan, kendi istedikleri yapmak isteyen iradedir bu cinayetleri işleyen. Ve sonra da bu cinayetleri çözümsüz bırakan irade."
Hukukçu akademisyen Doç. Dr. Önder Aytaç, Türkiye'de faili meçhul olmadığını, faili belli faili meçhuller bulunduğunu dile getirdi.