RAMALLAH (AA) - KAYS EBU SEMRA - Fetih Hareketi Merkez Yürütme Kurulu Genel Sekreteri Cibril er-Rucub, Filistin'de 15 yıl sonra düzenlenmesi kararlaştırılan seçimlere "tek ve birleşik liste" ile katılmayı planladıklarını açıkladı.
Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın imzaladığı kararname uyarınca Filistin'de 22 Mayıs'ta milletvekili, 31 Temmuz'da devlet başkanlığı ve 31 Ağustos'ta Filistin Ulusal Konseyi seçimleri yapılacak.
Uzun yıllar sonra art arda seçimlere hazırlanan ülkede siyasi gruplar arasında da hareketlilik yaşanıyor.
Fetih Hareketi Merkez Yürütme Kurulu Genel Sekreteri Rucub, Fetih'in seçim çalışmaları, ulusal diyalog görüşmeleri ve diğer gelişmelere ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Fetih'in köklü bir hareket olduğunu, içinde uyumsuz ve öfkeli unsurlar olabileceğini söyleyen Rucub, bununla birlikte hareketin karar alıcılarının Merkez Komitesi ve Devrim Konseyi olduğunu vurguladı.
"Fetih Hareketi bireylerden büyüktür." diyen Rucub, Yasir Arafat'ın yeğeni, Fetih Merkez Komite Üyesi Nasır el-Kudve'nin "Ulusal Demokratik Forum" adıyla yeni bir liste oluşturma girişiminin "hata" olduğunu ifade etti.
Kudve'nin özgür ve saygın bir kişi olduğunu belirten Rucub, "Durumunu gözden geçireceğini ve ayrı bir liste çıkararak kendisini dışarı çekmeyeceğini umuyoruz." dedi.
Rucub, Fetih Hareketinin seçimlere "tek ve birleşik liste" ile katılmayı planladığını söyledi.
- Ulusal birlik hükümeti
Cibril er-Rucub, seçim sonuçları ne olursa olsun Filistinli grupların ulusal birlik hükümeti kurması gerektiği konusunda hemfikir olduklarını aktardı.
Seçimlerden sonra kurulacak hükümetin görev ve sorumluluklarına değinen Rucub, bunları "devletin kurum ve kuruluşlarının birlikteliğini sağlamak, halka hizmet vermek, halkın gelişmesini sağlamak ve bunları koşulsuz olarak kabul etmek" şeklinde sıraladı.
İsrail'in Filistinli siyasileri tutuklaması ve çeşitli yollarla seçimlere müdahale etmesine ilişkin konuşan Rucub, "İşgal güçlerinin inadına seçimlere gireceğiz. İç ilişkileri ve seçim havasını zehirlemeye çalışan bu faşist uygulamalar bizleri etkileyemeyecek." dedi.
Her grubun seçme ve seçilme hakkını savunacaklarını vurgulayan Rucub, İsrail'in bir gruba karşı başka bir grubu kullanmasına izin vermeyeceklerinin altını çizdi.
Rucub, İsrail'in hedefinin Filistinli gruplar arasında bölünmeyi sağlamak ve Gazze'yi Batı Şeria'dan ayırmak olduğunu dile getirdi.
Filistin Devlet Başkanı Abbas'ın seçim kararını ilan etmesinin ardından İsrail ordusunun Hamas'ın Batı Şeria'daki lider kadrosuna yönelik geniş çaplı tutuklamaları dikkati çekerken, İsrail istihbaratı da bazı Hamas yöneticilerine seçimlere katılmamaları konusunda uyarılarda bulunuyor.
- Hamas ile görüşmeler
Fetih yetkilisi Rucub, seçimler ve bölünmüşlüğün sona ermesi konularında Hamas yöneticileriyle günlük iletişimde olduğunu söyledi.
Uzlaşının gerçekleşmesi ve seçimlerin yapılması konusunda kararlı olduklarını kaydeden Rucub, "Hamas Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Salih el-Aruri ve Hamas yönetimi ile sürekli irtibat halindeyim. Bu bir sır değil." ifadelerini kullandı.
Aruri ile geçen hafta Mısır'ın başkenti Kahire'de seçim mahkemesinin kurulması konusunu ele aldıklarını belirten Rucub, "Eğer toplantı ve anlaşma olmasaydı, Mahmut Abbas seçim mahkemesinin kurulduğunu açıklamazdı." dedi.
Rucub, Aruri ile görüşmesinde ayrıca, başta özgürlükler ve tutukluların serbest bırakılmasına ilişkin Devlet Başkanlığı kararnamesinin uygulanması olmak üzere birçok dosyayı ele aldıklarını söyledi.
Devlet Başkanı Abbas, 20 Şubat'ta kamu özgürlüklerinin genişletilmesi, 1 Mart'ta da seçim mahkemesi kurulmasına ilişkin iki kararname çıkarmıştı.
- Filistin ulusal diyalog görüşmeleri
Filistin ulusal diyalog görüşmelerinin yeni turunun 16-17 Mart'ta Kahire'de yapılacağını hatırlatan Rucub, toplantıda öne çıkacak gündemin "seçim dosyası ve demokratik sürecin iyileştirilmesi için objektif kontrol mekanizmalarının oluşturulması" olacağını dile getirdi.
Rucub, "Dünya bize bakıyor, düşmanlarımız bizim başarısız olmamızı istiyor. Tüm ulusal güçler arasında demokratik yarış kurallarının teşkil edileceği bir onur belgesinin kabul edilmesini bekliyoruz." dedi.
Cibril er-Rucub, Kahire'deki toplantıda herkesin kabul edeceği ve seçim sürecinin başından sonuna kadar kontrolünün sağlanması yönünde kararlar alınacağını ifade etti.
- Kudüs'teki Filistinlilerin seçime katılımı
İsrail işgali altındaki Doğu Kudüs'te seçim güvenliğine ilişkin tartışmalara da değinen Filistinli siyasetçi, Kudüs'ün çekişmelerden ayrı bir yere konularak özel, farklı ve asli bir konumda kalması için çaba sarf ettiklerini söyledi.
Tüm Filistinli grupların Kudüs'teki Filistinlilerin hem adaylık hem oy kullanma anlamında seçime katılmalarına bağlı olduklarını vurgulayan Rucub, "Kudüs meselesinde İsrail ve uluslararası toplum arasında çatışma çıkacak. Bizim için en önemli şey birlik halinde ve irademize bağlı kalmamızdır." diye konuştu.
İsrail, 1967'de işgal ettiği, 1981'de ters taraflı ilhak ettiği Doğu Kudüs'te Filistin egemenliğine dair herhangi bir belirtiyi kabul etmezken, yapılacak Filistin seçimleri konusunda Doğu Kudüs'ün durumuyla ilgili tutumunu henüz açıklamadı.
Resmi olmayan Filistin verilerine göre, Doğu Kudüs'te yaklaşık 340 bin Filistinli yaşıyor.
- Uluslararası Ceza Mahkemesinin kararı ve ABD'nin tutumu
Fetih Hareketi Merkez Yürütme Kurulu Genel Sekreteri Rucub, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) işgal altındaki Filistin topraklarında işlenen suçlara yönelik soruşturma kararını da değerlendirdi.
Kararın "İsrail'deki Neonazileri" sarstığını ifade eden Rucub, İsrail'in Filistinlileri öldürerek, evlerini yıkarak, topraklarını ele geçirerek "soykırım" uyguladığını dile getirdi.
"İsrail, uluslararası mahkemelerde yargılanmak istemiyorsa suç işlemeyi ve terörü bırakmalı." diyen Rucub, ülkesinin UCM ile iş birliği yapacağını belirterek diğer ülkeleri de iş birliğine çağırdı.
Rucub, ABD yönetiminin mahkemenin kararını reddetmesine ilişkin ise şunları söyledi:
"ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin İsrail'i korumak istediği ve önceki yönetimlerin izlediği politikayı benimsediği açık. Bu nedenle, İsrail ile olası bir barış sürecinde ABD tekelini kabul etmeyeceğiz."
UCM Başsavcısı Fatou Bensouda, 3 Mart'ta İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarında "savaş suçu" işlemesiyle ilgili resmi soruşturmanın başladığını duyurmuştu.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ise bu kararı kabul etmediklerini bildirmişti. Blinken, yaptığı yazılı açıklamada, "ABD bu karardan dolayı derin hayal kırıklığı içindedir. UCM'nin bu konu üzerinde hiçbir yargı yetkisi yoktur. İsrail, UCM'nin tarafı değildir ve mahkemenin yargı yetkisine razı değildir." ifadelerini kullanmıştı.