Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri'nde gerçekleştirilen divan kurulu toplantısında Divan Kurulu Başkanı Yüksel Günay'ın konuşmasının ardından kürsüye gelen Nihat Özdemir, "Bugün aslında, sizlerin huzuruna; futboldaki ve amatör şubelerimizdeki şampiyonluklarımızı ve başarılarımızı konuşmak; kulübümüzün bu başarılardaki alın terini, Türk sporunun ileri gitmesi yönündeki çabalarımızı, yetiştirdiğimiz şampiyonları anlatmak için çıkacaktık.
Ancak hepinizin yakından takip ettiği gibi sayın başkanımız Aziz Yıldırım, asbaşkanlarımız sayın Şekip Mosturoğlu ve İlhan Ekşioğlu, mali işler müdürümüz sayın Tamer Yelkovan ve altyapı koordinatörümüz sayın Cemil Turan'ın hiç hak etmedikleri suçlamalarla gözaltına alınmaları hepimizi derinden yaralamış ve geldiğimiz noktada yapılan tüm bu haksızlıklar, haklı başarılarımıza gölge düşürmüştür.
Ümidimiz, sayın başkanımızın, asbaşkanlarımızın ve diğer arkadaşlarımızın bu hukuki süreçten en kısa sürede, aklanarak çıkmaları; bugün olmaları gereken yerde, burada bizimle olmalarıdır." ifadelerini kullandı.
Türkiye Futbol Federasyonu'nun şike soruşturmasına yönelik süreci düzenlemelerine uygun bir şekilde yürütmek zorunda olduğunu dile getiren Özdemir, "Bu açıdan, değerlendirildiğinde asıl mesele, ne kadar kısa bir sürede karar verileceği değil, verilecek kararın adil bir yargılama neticesi olarak hukuka ve hakkaniyete uygun bir şekilde çıkıp çıkmayacağıdır.
Süreç içerisinde kişi ve kurumları gereksiz bir aceleyle yanlış karar almaya yönelten her türlü yorumdan ve değerlendirmeden başta futbol ailesinin fertleri ve basın olmak üzere herkesin kaçınması gerekmektedir. Bu noktada, bazı odaklar tarafından, futbol federasyonunun engizisyon mahkemeleri gibi çalışmasını ve herhangi bir delil ve belgeye dayanmadan, başarılarla dolu 104 yıllık geçmişe sahip kulübümüz aleyhinde karar almasını temenni etmek, en temel hukuk prensiplerinden biri olan "savunma hakkının ihlali" olacağı aşikârdır.
Fenerbahçe spor kulübü olarak, soruşturmaya ilişkin tüm bilgi ve belgeler federasyon ile paylaşılmadıkça, kimin hangi suçla suçlandığı somut bir şekilde gözler önüne serilmedikçe ve bu konuda savunma yapma imkânı ilgililere tanınıp kimin suçlu kimin suçsuz olduğu net bir şekilde ortaya çıkmadıkça sürecin hukuken doğru yürümemiş sayılacağı kanaatindeyiz ve bu vesileyle ilgilileri hukuka riayet etmeye davet ediyoruz.
Her açıklamamızda, yargı sürecinin devam ettiğine vurgu yaptık ve medya yoluyla yargıyı ve federasyonu etkileme hevesinde olanlara; yargısız infazın baş aktörleri olmaya soyunanlara ve popülizmle günü kurtarmaya çalışanlara karşı tepkimizi dile getirdik.
Yaşanan bu olayların özellikle medyadaki bir takım isimler tarafından kasıtlı bir şekilde yanlış yerlere çekilmesi ve çeşitli çevrelerden yapılan sorumsuz açıklamalar, başta 'masumiyet karinesi' olmak üzere hukukun temel pek çok prensibini ayaklar altına almış, savunmahakkı ve adil yargılanma gibi temel hukuk prensiplerine zarar vererek, kamuoyunu ve özellikle Türkiye Futbol Federasyonu'nu da etkilemiştir. Kulübümüz yaptığı tüm açıklamalarda bu yasa dışı gelişmelere dikkat çekmiş ve tüm tarafları sağduyuya davet etmiştir.
Türkiye Futbol Federasyonu'nun, UEFA ile olan görüşmelerinde; UEFA, başkanımız sayın Aziz Yıldırım'ın ve yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımızın, yargı sürecinde mahkum olmadıkları sürece, herhangi bir ön yargı oluşturulmaması ve kulübümüzün, Şampiyonlar Ligi'ne ve Türkiye liglerine devam etmesi gerektiği görüşünü savunmuştur. UEFA, aynı zamanda ilk günden beri tüm açıklamalarında masumiyet karinesi ilkesine dikkat çekmiştir. Temennimiz ve beklentimiz Türkiye Futbol Federasyonu'nun da bu doğrultuda en doğru kararı almasıdır.
Türkiye Futbol Federasyonu'nun çok önemli bir misyonu daha vardır; o da medyayı ve camiaları içine çekilmek istenen karmaşadan koruyup bu durumun daha büyük bir kaosa dönüşmesini önlemektir. Bu yalnızca, Türkiye Futbol Federasyonu'nun elindedir. Sadece futbolda değil, pek çok branşta ülke sporunun gelişimini engelleyecek, uluslararası arenada ülke itibarını zedeleyecek, kendi kendimize zarar verecek söylemlerden ve bilinçli bilgi kirliliğinden artık vazgeçilmelidir." şeklinde konuştu.
Nihat Özdemir, Fenerbahçe'nin sahipsiz olmadığını da dile getirerek sözlerini şöyle tamamladı: "Fenerbahçe'nin haysiyeti hepimizin haysiyetidir. Bugün karşınızda her şeyden önce onuru için yaşayan, gönlünü aklıyla birlikte sarı laciverte bağlamış Fenerbahçe sevdalıları olarak bulunuyoruz. Atılan bir gole sevinen, yenilen bir gole üzülen tüm fenerbahçe taraftarları gibi. Tribünde hiç tanımadığı bir insana sevinçle sımsıkı sarılan yeri geldiğinde beraberce gözyaşı döken ortak noktası Fenerbahçelilik ruhu olan taraftarlar gibi. Camiamızın hakkını hukuk çerçevesinde arayacağız ve hukuki tüm yolları seferber ederek, hakkımız ne ise sonuna kadar takipçisi olacağız. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Fenerbahçe çalışmaya devam ediyor. sporcusundan doktoruna, yöneticisinden malzemecisine kadar. Bir asırdır nasıl çalışıyorsa şimdi de öyle çalışıyor. bundan hiç kimsenin zerre kadar şüphesi olmasın. Fenerbahçe'yi Fenerbahçe yapan en önemli değeri, yani taraftarı kulübünün her zaman yanındadır. Biz de sonuna dek onların yanındayız. Ancak şu da bilinmeli ki;
Fenerbahçe bir günde kurulmadı. Bir günde de yıkılmaz! Sevgili Fenerbahçe taraftarları, sevgili üyelerimiz, gönlünüz rahat olsun,
her şey gelir her şey geçer, Fenerbahçe sonsuza dek kalır."
Bu arada Nihat Özdemir, konuşmasını göz yaşları içinde tamamlerken, yönetim kurulu üyeliri Özdemir'i ayakta alkışladı.
(CİHAN)