Felaketler kıskacındaki Dünyamızın Hali

ARTAN RUHSAL DESTEK İHTİYACI KARŞISINDA 4. DİN ŞURASININ ÖNEMİ

Bugün sizlere artan çevre sorunları ve doğal afetler karşısında din şurasının öneminden bahsedeceğim. Konuya girişte olumsuz haberleri tekrarlayıp, acıları tazelemek, kötü hatıraları zihinlerde canlandırmak istemiyorum. Ancak sorunları konuşmak, olayları bilinçli bir şekilde algılamak çözüm üretmenin ilk adımı olsa gerek.

 

Bu anlamda, Ülkemizin en gözde sivil toplum kuruluşlarından birisi olan ÇEKÜD Derneği’nin başkanı olarak üzerimizdeki karabulut haberlerinin toplumumuz ve dünya insanlığı için ne kadar vahim sonuçlar doğurabileceğini sizlerle paylaşmak, çözüm önerileri sunmak istiyorum.

 

Son aylarda yurdumuzda ve dünyada yaşanan  fırtına, sel ve deprem felaketleri bayramdan sonra da devam etti.

 

ABD'nin güneydoğu eyaletlerinde 60 yılın en şiddetli yağışları yüzünden meydana gelen sel baskınları;  Güneydoğu Asya ülkesi Filipinler’de son 42 yılın en büyük felaketine sebep olan ve iki gün süren tropikal fırtına; Güney Pasifik'te meydana gelen ve 5 dakika sürdüğü belirtilen 8,3 büyüklüğündeki deprem ve tsunami felaketleri binlerce can kaybına, binlerce kişinin evsiz kalmasına  ciddi manada maddi manevi zarar ve ekonomik kayıplara neden oldu.

 

Dünyamızda yaşanan doğal felaketler, Marmara ve Karadeniz bölgesinde etkili olan sel felaketi, Gölcük depremi sonrasında yaşanan travmayı ve sosyal sorumluluklarımızı bizlere tekrar hatırlatmış oldu.

 

Bütün bu felaket haberleri arasına serpiştirilmiş olumsuz diğer haberler: Sınır komşularımızda hafta geçmeden patlayan bombalar, Sağlık Bakanının domuz gribi konusunda üst üste yaptığı açıklamalar, IMF ve Dünya Bankası karşıtı grupların Taksim meydanını savaş alanına çeviren ve günlerce süren ölçüsüz ve acımasız protesto eylemleri…

 

Çok daha vahim bir felaket var ki her gün gazetelerin üçüncü sayfalarında magazin haberi izlercesine okuduğumuz ‘toplumsal iflas, sosyal çöküntü, aile içi deprem’ haberleri; her gün medya organları vasıtasıyla evimize kadar giren trafik kazası, kavga, saldırı, intihar ve cinayet haberleri…

 

15 gün gibi kısa bir süre içinde üst üste meydana gelen bu olaylar sonucu bütün dünyanın baş başa kaldığı çok ciddi çevre tahribatı, çok ciddi ekonomik tahribat; bununla birlikte meydana gelen sosyal stres  ve ruhsal tahribat tartışılıp çözüm aranması gereken sorunların başında olsa gerek.

 

Bir kısım medya organlarının olayları büyük ölçüde dramatize etmesi, reyting uğruna haber etiğinin, kişisel hakların, özel yaşam ve aile  hukukunun göz ardı edilmesi bu olumsuzlukların üstüne tuz biber ekiyor, moral değerlerini sıfıra indiriyor,

 

Adeta bombardıman halinde üzerimize gelen, gündemimizi işgal eden korku, şiddet ve felaket haberleri direnme gücümüzü yıpratıyor, ruh dengemizi alt üst ediyor, yaşam enerjimizi yok ediyor, çalışma şevkimizi kırıyor, zihin sağlığımızı bozarak özgüvenimizi  kaybettiriyor; toplumu anlamsızca yaşayan, bilinçsizce hareket eden ve güdülenmeye son derece müsait bireyler haline getiriyor.

 

Sivil toplum kuruluşlarının, toplumu daha dinamik, daha farkında ve daha aktif tutma gayretleri yanında, devletimizin de bütün kurumları ile birlikte yaşanan buhrana, felaket tellallığı çağında insanların umutsuzluklarına bir çare olması, sosyal problemlere bir çözüm için daha kapsamlı çalışmalar içine girmesi gerekiyor.

 

Dışarıdan gelen bunca olumsuz baskıya karşı, içeriden desteklenen moral değerlerine olan ihtiyacımız kesin.  Fiziksel ve maddi ihtiyaçların yanında, toplumun ruh dünyasını destekleyecek sahih inanç, yüksek moral ve üstün ahlak değerlerine olan ihtiyaç had safhada.

 

İşte bu açıdan bakınca dün Ankara’da toplanan 4.Din Şurası ayrı bir önem kazanıyor. Diyanet İşleri Başkanlığımızın düzenlemekte olduğu 4. Din Şurasına kısaca değindikten sonra , şura sonrasındaki beklentilerimizi ifade etmek istiyorum.

 

Bilindiği üzere Din Şurasında din ve toplumun teorik boyutu, sosyal problemler karşısında din, din eğitimi ve toplumun himayeye muhtaç kesimlerine yönelik din hizmetleri ele alınacak. Şuraya resmi kuruluşların yanı sıra STK’lar da katılarak tebliğ sunacaklar.

 

Şurada; toplumsal değişim, modernleşme, küreselleşme, kentleşme, toplumsal çözülme, dini değerlerin istismarı, ailevi sorunlar, kişisel sorunlar, zararlı alışkanlıklar, tüketim kültürü gibi sosyal sorunlar üzerinde durulması ve çözüm önerileri aranması son derece önem arzediyor.

 

Dünyayı tehdit eden çevre sorunları ve doğal afetler; çevre sorunlarının temelinde yatan ahlaki çöküntü, ruhsal kirlilik ve dünyevileşme karşısında Diyanet hizmetlerinin ele alınacak olması da çevreci sivil toplum kuruluşları olarak bizi ilgilendiren en önemli konular arasında bulunuyor.

 

Fiziksel ve ruhsal anlamda güçlü bireyler yetiştirilmesi, sahih din algısının ve temel ahlaki değerlerin topluma verilmesi, olumsuzluklar karşısında manevi dinamiklerimizin harekete geçirilmesi konusunda Diyanet İşlerinin ve din hizmetlerinin önemi inkar edilemez. Camide, okulda, kahvede… sosyal hayatın içinde,  halkla bütünleşmesi gereken Diyanet işleri personelinin bu anlamda son derece bilinçli, son derece eğitimli, son derece donanımlı olması ayrı bir öneme sahip.

 

Camilerin ; modern hayatın ihtiyaçlarına cevap verecek, modern insanın problemlerine ışık tutacak, modern çağın getirdiği ruhsal problemleri çözecek; en temiz, en çevreci, en sosyal kurumlar haline gelmesi ve getirilmesi son derece önemli. Bu açıdan Diyanet işleri personelinin eğitim ve bilinç düzeyinin sürekli güncellenmesi ve kontrol altında tutulması son derece faydalı.

 

Mimarisi, ışıklandırması, ses düzeni, çevre düzeni, dinlenme ve sosyal iletişim mekanları, çöp kutuları, şadırvanı, tuvaletleri ihtiyaçlara göre düzenlenmiş camilerin artması; son derece eğitimli, bilinçli, hoşgörülü Diyanet işleri personelinin yetişmesi; camiye sessizce giriş ve çıkışından, ayakkabılarından, çoraplarından cep telefonuna kadar cami adabına uyan, kişisel hakların farkında olan, ruhsal açıdan olgunlaşmış  bireylerin yetişmesi; her türlü sorunların altından kalkabilecek güçlü bir toplum yapısının   oluşması için  için 4.Din Şurasından çıkacak kararların hayırlar getirmesini diliyoruz.

 

Süleyman Yorulmaz

ÇEKÜD

Hayat Haberleri