Gelişmiş ekonomilerden gelişmekte olan ekonomilere kadar neredeyse bütün dünya ülkelerinin küresel finans krizi karşısında son aylarda faiz indirimi yarışına girdiğine dikkat çeken İTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, krize karşı en önemli silahın faiz indirimi haline geldiğini söyledi. Demirtaş, faiz indirimi yarışının öyle bir boyuta vardı ki dünya ekonomi tarihinde çok nadir olarak görülen sıfır faiz devrinin başladığını anlattı.
Aralık ayı içinde Avrupa Merkez Bankası'nın faizi 75 baz puan
düşürdüğünü belirten Demirtaş, şöyle konuştu: "İngiltere 100 baz puan, İsveç 175 baz puan, Güney Kore Kore 100 baz puan indirdi. ABD'de faiz oranı oran yüzde 0- 0,25, Japonya'da 0,30, İngiltere 2.00, İsveç 2.00 puan seviyesine indi. Avrupa Merkez Bankası'nın oranı da yüzde 2.50. Ekonomisi bizden kötü Güney Afrika'nın bile oranı bizden düşük."
Geç kalınmış bir karar
Krizin başından bu yana İTO'nun ve pek çok kuruluşun iş dünyasının ısrarla faiz indirimi istediğini hatırlatan Demirtaş, Merkez Bankası'nın geç de olsa iş dünyasının sesini duyduğunu söyledi. Ekonomide yavaşlamayı dikkate alan Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun kısa vadeli faiz oranlarını 1.25 puan birden indirdiğini hatırlatan Demirtaş, sözlerine şöyle devam etti:
"Böylece borçlanma faiz oranı yüzde 15'e, borç verme faiz oranı yüzde 17,50'ye indi. Ama bu indirime rağmen ülkemizdeki faiz oranları hâla daha çok yüksek kalıyor. Pek çok ülke ekonomilerini resesyondan kurtarmak için yüzde sıfır faiz oranına doğru yaklaşırken, yüzde sıfır faiz oranının bu küresel ortamda doğal bir sonuç olduğu düşünülürken, bizim faiz oranımız hâla çift basamaklı sayılarda ve dünyada en yüksek faizi ödeyen ülkelerden birisiyiz. Bu nedenle Merkez Bankası'nın geç kalınmış kararı da beklentilerimizi karşılamıyor. Bu indirim en az 2.5 puanlık şok bir oran olmalıydı. Bundan sonra da Merkez Bankası'nın hızla indirimlere devam etmesini, tek rakamlara inmesini istiyoruz."
Likidite sağlayın
Bu karardan sonra ikinci el devlet kağıtlarının piyasa faizlerinin daha da düşebileceğini böylece devlet kağıtları bulunduran bankaların bilançolarında iyileşmiş bir görüntü oluşturacağını kaydeden Demirtaş, "Ama indirimin reel sektöre, piyasalara yansıması hemen olmayacaktır. Olumlu yansıma 6-9 ayı bile bulabilir. Bu nedenle faiz indirimleri ile birlikte piyasaya bol miktarda likidite sürülmesi gerekiyor" dedi.
Bu likidite sunumunun çeşitli yöntemleri olabileceğini anlatan Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "ABD, Japonya, İngiltere gibi bir paket ile olabilir, bu ülkelerdeki gibi vatandaşlara ek vergi iadesi, düşük gelirlilere direkt nakit desteği verilmesi olabilir. Bankaların piyasalara, reel sektöre daha düşük maliyetli kredi vermesi ve Hükümetin Cansuyu Projesi gibi projelerin büyütülmesi yoluyla olabilir. Daha çok KOBİ'ye kaynak aktarılırken, büyük istihdam sağlayan büyük işletmelere de düşük faizli nakit sağlanması olabilir. Mutlaka bu yöntemler veya başka yollarla piyasaya likidite sağlanmalı ki giderek kendini hissettiren resesyon tehlikesinden kurtulalım. Eğer bu likidite akışı sağlanırsa piyasalarda canlanma olur, hem reel sektör hem de vatandaşlar yeni yıla mutlu ve umutlu girebilir. Hükümetin bu adımları atarak tüm ülkeye mutlu yıllar demesini ve 2009'a umutlu bakabilmemizi sağlamasını bekliyoruz."