Habertürk Tv'de konuşan Kıyat, dönemin cumhurbaşkanlarının, başbakanlarının ve genelkurmaybaşkanlarının hesap vermesi gerektiğini söyledi. İşte Kıyat'ın çok konuşulacak açıklamaları:
"1990'la 2000 yılları arasında yapılanlar bir devlet politkası olmasına rağmen bölgede ülkesine karşı kin kusan bir neslin yetişmesine sebep olmuştur. Hukuk dışı uygulamalar olmuştur. Bugün Ergenekon'da faili meçhul cinayetlerden dolayı suçlanan ve içeride olan kimseler vardır. Ama ben devamlı söylüyorum. Bu arkadaşlar o zaman (şimdi albay bunlar) üsteğmendi, yüzbaşıydı. Şimdi diyorlar ki 'Sen Cizre'deyken muhtarı öldürdün' ya da Muhtarla beraber oldun filancayı öldürdün.'
Sene kaç? 1994, 1995... Şimdi ben de diyorum ki, lütfen 94'ün, 95'in, 93'ün, 96'nın, 97'nin başbakanları, cumhurbaşkanları, genelkurmay başkanları, OHAL valileri... Yatağınızda nasıl rahat uyursunuz! Lütfen çıkıp açıklayın, bu yıllarda işlenenfaili meçhullerterörle mücadele için devlet politikası mıydı ve bu çocuklar devlet politikası mı uyguladılar?
'Hayır böyle bir devlet politikası yok' diyorsanız, söyleyin. Hayır söylemiyorlar. Ben o zaman devlet politikası olduğunu düşünüyorum. O zaman maalesef ülkeyi idare edenler, faili meçhullerin de terörizme önlem olarak gördüklerini düşünüyorum. Çünkü bir üsteğmen, 'Ben Hasan'la Mehmet'i bir halledeyim de bu terörizmi bitireyim' diyemez. Birileri emir verdi."
Emekli Koramiral Atilla Kıyat, "Darbe düşünen komutanlara sesleniyorum. Sizin düşüncelerinizden dolayı içeride yatan bu kadar insanın, eşlerinin, çocuklarının ve ailelerinin çektiği ızdırabı gördüğünüz zaman vicdanınız rahat mı? Yataklarınızda rahat uyuyor musunuz?" diye sordu.
Kıyat, bu gece katıldığı bir televizyon programında çarpıcı açıklamalarda bulundu. "2002 yılında AK Parti hükümete geldikten ve tek başına iktidar olduktan sonra 'Silahlı kuvvetler içinde darbe yapmak istemeyenler vardır' dediğimizde, bize kargalar bile güler" ifadelerini kullanan Emekli Koramiral, darbe planladığı iddia edilen komutanlara isim vermeden seslendi.
Komutanlar arasında darbe isteyen olduysa, bunu açıkça dile getirmesi gerektiğini belirten Kıyat, "Biz bunu düşündük deyin. Sonra konjonktür müsaade etmedi, nabız yokladık, olmazmış, vazgeçtik deyin. Bunun karşılığında ceza neyse bunu görün. Ama hiçbir suçu olmayan, sadece ve sadece siz darbeyi düşündüğünüz ve darbe yaptıktan sonra da kullanmayı düşündüğünüz insanların listesini yapıp bilgisayarınıza attığınız ve hiçbir haberi olmamasına rağmen bu insanların, şimdi suçlu olarak mahkeme önündeyken sizin kendinizi rahat hissetmemeniz gerekir" diye konuştu.
Atilla Kıyat, Silahlı Kuvvetler mensubu olmanın özelliklerini doğruluk, cesaret ve dürüstlük şeklinde sıraladı. Kıyat, "Bir şeyi düşündüyseniz, bunun bedelini göze alarak düşünmüşsünüzdür. Lütfen size tekrar çağrı yapıyorum. Bir kısmınız komutanımsınız, bir kısmınız arkadaşımsınız, bu kadar suçsuz insanın hiç yok yere içeride yatmalarını önlemek için, lütfen çıkın ve konuşun" sözlerini sarf etti.
Balyoz davasının bir bilirkişiye ihtiyacı olduğunu savunan Kıyat, "Silahlı kuvvetler mensuplarına güvenemeyebilirler, yani objektif olamaz diye düşünebilirler. Bizim oynadığımız harp oyunları NATO ve ABD'dekiler ile aynıdır. Yani gerekiyorsa yabancı bilirkişi de getirilebilir. Ama savcı ve hakimlerimiz hakkaniyetle bu ayrımını sonunda muhakkak yapacaklardır. Ama bunu süratle yapabilmeleri ve suçu olmayanların bu tutukluluk halinin, ailelerinin, çocuklarının ve torunlarının çektikleri bu stresin kalkabilmesi için bir bilirkişiye ihtiyaç var" şeklinde konuştu.
Habertürk TV -CİHAN