Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, "Bu ülkede Selahattin Eyyubi ve Kılıçaslan'ın çocukları, tarihte olduğu gibi bundan sonra kıyamete kadar barış ve huzur içinde yaşayacaklardır. SP olarak en temel hedefimiz bu barış ve huzur ortamını sağlamaktır." dedi.
SP Mardin Teşkilatı tarafından düzenlenen 'Siyasette ve Ekonomide Farklı Çözüm' konulu toplantıya katılan SP Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, konuşmasına, DTP'nin yasaklı lideri Ahmet Türk'e yapılan saldırıyı kınayarak başladı.
'Başbakan Numan' ve 'Saadet'te fark var' sloganları eşliğinde Grand Otel'de düzenlenen toplantıya katılan SP Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, kendisine gösterilen yoğun ilgiden dolayı Mardinlilere teşekkür etti. İktidara yüklenen Kurtulmuş, konuşmasında sık sık AK Parti iktidarı ile önceki dönemleri karşılaştırdı.
Hükümetin başlattığı demokratik açılımı da değerlendiren Kurtulmuş, "Demokratik açılım konusunda hükümet bile ne yaptığını bilmiyor. Ne yapacağını bilmediği için halkımıza da bir şey anlatamıyor. Hükümetin bu konuda ne yapmak istediğini anlayan biri varsa gelsin burada bizlere de anlatsın. Bu sorunlar köklü sorunlardır ve çözümleri de köklü olmalıdır. Bizler oluşturduğumuz bir komisyonla 29 ili dolaşıp birer dosya hazırladık. Bu çalışma sonunda Barış ve kardeşlik için gönüllü birliktelik dendi. Asırlardır bu topraklarda yaşayan atalarımız, bu topraklarda Kürt'ü olsun, Türk'ü olsun, Laz'ı olsun, Çerkez'i olsun herkes birbiri ile kardeşçe yaşamıştır. Kardeşler arasında nasıl ki Adem'in çocukları olan Habil ve Kabil örneğinde olduğu gibi sorunlar yaşanabiliyorsa burada da sorunlar yaşanmıştır. Bu sorunları ortadan kaldırmanın yolu adaletle hükmetmekten geçiyor. Hiç kimse etnik kimliğinden dolayı sorgulanmaz, ötelenemez. Bu topraklar Osmanlı'nın toprakları. Bunun üzerinde yüzlerce ırk yüzlerce kültür birlikte yaşamış. Hep beraber olmasak muvaffak olamayız. Madem biz bin yıldır birlikte yaşadık. O zaman şimdi de yaşayabiliriz. Bu sorun AB ya ABD'nin üslubu, kurumları ve yöntemleriyle çözülemez. Sorun ancak rızaya dayalı birlik ve gönüllü kardeşlik içinde çözebilir. Türkiye bu bölgeyi bölüp parçalamak isteyen küresel emperyalist güçlerin ayrıştırıcı politikalarının değil, bütünleştirici politikaların öncüsü olmalıdır. Bu anlamda Türkiye'nin görevi daha fazla bütünleşmeyi sağlamaktır." diye konuştu.
Kurtulmuş, geçmişte sadece devlet borçlu iken, AK Parti iktidarı döneminde borcun esnafın ve şirketlerin sırtına yüklendiğini ifade ederek, "Sadece şirketler olsaydı, hadi neyse. KOBİ ve fertler de borç batağına atıldı. 7 yılda, tüketici kredileri yüzde 4 bin 285, kredi kartı borçları ise yüzde 837 oranında arttı. Ülkede herkes rantiyenin eline düştü. Köylerin çoğu satlığa çıkarıldı." diye ifade etti.
AK Parti'nin, Milli Görüşün devamındaki partilerin birer siyah beyaz kopyası olduğunu savunan Kurtulmuş, şöyle devam etti: "Ama onlar bizim sahte kopyamız olduğu için tabi ki Refah dönemindeki gibi başarılı olamazlar. Bizler yine sizlerin oyu ile milli görüş olarak iktidara talibiz. AK Parti iktidar olduğu 7 sene içinde sayısız hata yaptı. En büyük hataları, Kemal Derviş'in kurduğu düzeni devam etmeleridir. Tarımda çalışan kesimi nüfusun yüzde 10'una çekmek yanlıştı. Köylüyü şehre taşıyıp onları işsiz, güçsüz bıraktılar. Talep enflasyonunu körükleyip herkesi borçlu duruma soktular. Özelleştirme adı altında kamu işletmelerini yabancılara peşkeş çektiler. 50 milyar dolarlık bir özelleştirme gerçekleştirildi. Bu para, ülkenin bir senede ödediği faizin karşılığı."
AK Parti iktidarının nüfusun yüzde 1'ini zengin ettiğini, geri kalanları ise fakirleştirdiğini öne süren Kurtulmuş, "Bu iktidar sayesinde 7?8 yıl öncesine göre ekonomide kötüye gidiyor. Bu ülke sadece 2010 yılında 56,8 milyar TL iç borç faizi olarak ödeyecek. Bu paralar sadece 16 bin ailenin cebine indirilmiş. Ama bir bakıyorsunuz. 72 milyon insana sözde verilen sosyal yardımlar ise bu faizin sadece yüzde 8 bile değil. B adalet değil bu kabul edilir bir şey değil. Bu halka dağıtılan kömür sayesinde Mardin'in temiz havasını kirlettiler. Allah ciğerlerinize şifa versin." şeklinde konuştu.
Kurtulmuş, Türkiye'nin Anayasa değişikliğini mutlaka gerçekleştirmesi gerektiğini ifade ederek, "Bize göre anayasa devletin halkla imzaladığı kontrattır. Bu kontratın imzalanması için de mevcut Meclis dışında bir meclis kurulsun ve bu mecliste toplumun her katmanından insan bulunsun. Bir sene çalışıp, ülkenin her kesimini mutlu edecek bir Anayasa hazırlasın bu meclis. Bu gidişle bu görev 2012 yılında içinde SP'nin de bulunduğu meclise düşecek. Parlamento'nun yapacağı yeni bir değişikliğin Anayasa Mahkemesi'nden geri dönme ihtimali vardır. Bunu değiştirmenin yolu, çok net şekilde millete müracaat etmektir."diye konuştu. Kurtulmuş, anayasa değişikliğini bir paket olarak sunmaktansa, YSK'nın düzenleyeceği bir oy pusulasında madde madde milletin oyuna sunmanın daha doğru olacağını kaydetti. "Maneviyatçıyız. Hakka ve halka hesap vereceğimizi unutmuyoruz. Anti-emperyalistiz. Herkesin özgürlüğünü isteyen ve herkesi kucaklayan yerli bir partiyiz. AK Parti ise kendini emperyalizme teslim etti. Onlar ne derse onu yapıyor!"diyen Kurtulmuş, bölgedeki sorunlara da değindi. Mayınların temizlenerek 49 yıllığına İsraillilere verileceğine topraksız köylülere dağıtılması gerektiğini dikkat çeken Kurtulmuş, "Sınırları açmak boynumuzun borcudur. İşsizlikte atılamayan adımları atmak da boynumuzun borcudur." diye konuştu.
Hükümetin icraatları karşısında 28 Şubatçıların bile 'keşke bunu yapmasaydık' dediğini ileri süren Kurtulmuş, konuşmasında, 17. kez ABD'ye giden Başbakan'ı eleştirerek açıklamalarını şu şekilde sürdürdü:
"Başbakan'a Amerika'da sözde ahbap dostluk ilişkilerini geliştirmek için gidiyor. Ama işin aslına bakıldığında hiç de öyle olmadığı gözüküyor. Bu adamlar Başbakan'a çay kahve içirdikten sonra talimatlarını da vererek bize geri gönderiyorlar. Yoksa Ermeni tasarısı bu ülkenin Temsilciler Meclisi'nden geçmedi mi?"
Toplantıda ayrıca, SP İl Başkanı Mehmet Timurağaoğlu da bir konuşma yaparak, Milli Görüş'ün partilerinin iktidarda olduğu dönemde Mardin'e yapılan icraatlar hakkında bilgi verdi.