Eymür, Ergenekon tutuklusu Doğu Perinçek ve grubunun Çin, Almanya ve diğer ülkelerle olan mali bağlantılarının araştırılması gerektiğini söyledi.
Eski MİT yöneticisi Mehmet Eymür'e göre Ergenekon davası, Türkiye tarihinin en önemli davalarından biri. Ergenekon'un, kesinlikle siyasi bir dava haline getirilmemesi gerektiğini düşünen Eymür, MİT'in savcılara daha çok yardım etmesini istiyor. Eymür, Perinçek grubunun Çin, Almanya ve diğer ülkelerle mali bağlantılarının araştırılması gerektiğine de işaret ediyor.
- Veli Küçük'ü yıllardır tanıyorsunuz. Veli Küçük'le -Perinçek grubu ile arasının iyi olduğunu bildiğiniz halde- neden görüşmeye devam ettiniz?
- Derinlemesine bilmiyordum, inanmıyordum, yakıştıramıyordum diyelim. Veli Küçük'ü 1980'li yıllarda Mardin'de tanımıştım. Dostluğunu sevdiğim bir insandır. Beraber olduğumuzda sohbet eder, eğlenirdik. Güzel saz çalar, iyi de türkü söyler. İzmit'te görevliyken daha sık görüşüyorduk. Ailece görüşürdük, rahmetli annemle filan da resimleri var. Dostum dediğim bir insanın bu ülkeye, bize bu kadar düşmanlık eden bir grupla birlikte olmasını havsalam almıyor. Suçu varsa tabii ki bedelini ödeyecek.
SAVCI ÖZ'Ü TANIMIYORDUM
- Ergenekon savcısını yönlendirdiğiniz öne sürülüyor. Bu iddiaya cevabınız ne olacak?
- Kalitesiz bir uydurma, safsata. Bu, savcı Zekeriya Öz'ü küçültmek için yaratılmış bir fabrikasyon. Davada rolüm olduğu iddiası için de şunu söyleyebilirim: Eğer bu önemli davada bir katkım olduysa bundan çok memnuniyet duyarım.
- Savcı Öz'ü daha önceden tanıyor muydunuz?
- Hayır, ben kendisini önceden tanımıyorum. Bu dava nedeniyle tanıdım.
- Peki sizin "Dava sürecinde asıl şuralara bakılmalı" dediğiniz yerler var mı?
- Susurluk olayında olduğu gibi Ergenekon davasında da savcılar MİT'in kendilerine yeterli bilgi vermediğini, yardımcı olmadığını söylüyorlar. Savcıların bu düşüncesini bertaraf edecek tedbirler alınması lazım. Bir diğer husus Ergenekon soruşturmasında sanıkların mali durumunun araştırılmasıdır.
Bu yapılanmanın teorisyeni ve tatbikatçısının Perinçek olduğuna inanıyorum. Mali kaynakları kesinlikle araştırılmalıdır. Çin'de birtakım ticari faaliyetler yürüttükleri söyleniyor. Ayrıca yine mali olarak Almanya ile bağlarının olduğu yönünde bilgiler var. Alman bankalarıyla bazı ilişkilerinin olduğu söyleniyor. Bunların ortaya çıkarılması lazım. Yayın organları, dergileri, TV'leri var. Çok sayıda militanca çalışan avukatı, her zaman eylem yapmaya, kavga ve kargaşaya hazır gençlerden oluşan "Öncü Gençlik" teşkilatları var.
Bu değirmenin suyu nasıl ve nereden gelen para ile dönüyor? Önemsenmeden geçilecek bir örgütlenme değil. Bir de görünmeyen yanını düşünün. Türkiye Cumhuriyeti'nin bekası için Perinçek grubunun faaliyetlerinin ortaya çıkarılması lazım.
MİT, bulaşmıyor uzak duruyor
- Ergenekon soruşturmasında önemli bir rolü olan CD'leri sizce MİT'e kim gönderdi?
- Belgelerin posta yoluyla geldiği iddiası klasik bir kaynak gizleme metodu. Yani olayın aslını gizlemek için söylenmiş olabilir. Fakat eski MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun'un "İddialar saçmaydı ama ben gene de sevk ettim" demesi çok tuhaf. Atasagun konuyu araştırtmış mı ki "Saçma" diyor, neye dayanarak, niçin diyor?
Müsteşarlık "saçma bilgi dağıtım merkezi" mi? Bana arkadaşlarım anlatmıştı. Geçmiş yıllarda, Alaattin Çakıcı kaçakken Müsteşar Atasagun, ilgili birimden Alaattin Çakıcı ile irtibatlı kişilerin listesini istemiş. Liste gelince bir bakmış en başında Başbakan Mesut Yılmaz'ın ismi. İkinci isim de Eyüp Aşık. "Siz ne yapmak istiyorsunuz, maksadınız ne?" diye arkadaşları fena halde haşlamış.
Demek ki her şeyi incelemeden yollama gibi bir misyonu yok. Saçma dediklerini gönderiyor, ciddiye alınması gerekenleri saklıyor. O tarihte bu konuyla ilgili, yani gönderilen CD'lerle ilgili bir inceleme yapıldığını zannetmiyorum. Olsa değerlendirmesi ile birlikte gönderilirdi.
- Ama MİT'in, Ergenekon'un faaliyetlerinden Tuncay Güney vasıtasıyla haberdar olduğu yönünde iddialar var�
- Bilmiyorum. Bana sanki "Kokma, bulaşma ama bir şey yapıyor görüntüsünde ol" tarzında bir davranışmış gibi geliyor. Bazen olayların çok geç haber alındığı da bir gerçek. Yani biliyorsa niye ortaya koymamış Atasagun, "Saçmaydı" diyor.
CD'LERİN GELİŞ YOLU
- Bazı askerler de işin içinde olduğu için ortaya koymak istememiş olabilirler mi?
- Tabii olabilir. Ama neticede birilerinden korkarak, dengeyi gözeterek ülkeyi koruyamazsınız. Dengeleri gözetmek sizin vazifeniz değil. Yapmanız gereken şey tarafsız, korkusuz bir şekilde görevinizi yapmaktır. O CD'lerin nasıl yollandığı da tartışmalı. Güney'i sorgulayan birimin başında Adil Serdar Saçan var.
Saçan, Tuncay Özkan'a çok yakın bir kişiydi. Tuncay Özkan aynı zamanda MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun'a da çok yakındı. Özkan MİT'le ilgili kitabını hazırlarken günlerce birlikte çalışmışlar, dost olmuşlardı. MİT Müsteşarlığı için Atasagun'u Mesut Yılmaz'a öneren kişi de Tuncay Özkan'dı. Yani yakın irtibatlar var. Bu bakımdan bilgiler, CD'ler, başka yollarla gelmiş de olabilir.
Sabah