AAtölye'de Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Yumaklı, gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.
Yumaklı, Tarım Kanunu'nda yapılan değişiklikle planlı üretime geçildiğini ifade ederek, üretim planlamasında teknik komitelerin kurulduğunu ve komitelerin raporlarını mayıs sonu itibarıyla bitirdiğini söyledi.
Analiz aşamalarının devam ettiğini anlatan Yumaklı, "Eylül ayından itibaren bitkisel üretimle ilgili üretim planlaması stratejik öneme sahip 13 üründe başlayacak. Bu 13 ürün, hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve ülkemiz için önemli bir iki tane sembolik önemi olan ürün." diye konuştu.
Bu ürünleri hem üreten hem de tüketenin kazanacağını vurgulayan Yumaklı, üretimin sürdürülebilirliğini ve daimi olmasını sağlamak için "Bu yıl şu ürünü ektim de para etmedi" sözünü ortadan kaldıracaklarına dikkati çekti.
Bitkisel üretim desteklerini aynı hayvansal üretimde olduğu gibi açıklayacaklarının altını çizen Yumaklı, üreticilerin 3 yıl boyunca önlerini görmelerini amaçladıklarını dile getirdi.
Yumaklı, sözleşmeli üretimle gri alanların azalması, ekilmeyen veya işlenmeyen arazilerin işlenmesi için başka yasal düzenlemeler olacağına işaret etti.
Bakan Yumaklı, ithalat eleştirilerine de yanıt vererek, ithalatın toplam içerisinde küçük bir oran olduğunu dile getirdi.
- "Piyasa regülasyonu için ne gerekiyorsa yaparız"
Bu ithalatın da regülasyon için yapıldığını anlatan Yumaklı, şunları kaydetti:
"İster bitkisel ister hayvansal üretim olsun, bunların muadili ya da alternatifi değil. Bu, birbiriyle kesinlikle karıştırılmasın. Piyasa regülasyonu için ne gerekiyorsa yaparız. Bunun tersi de olabilir. Üründe hiç beklenmeyen ciddi düşüşler olabilir. O zaman da bizim regülasyon kurumlarımız devreye girer ve piyasadan ürünü alır. Nitekim Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) bu görevi icra ediyor."
Daha önceki yıllarda şeker, ayçiçeği, et gibi ürünlerde sorunlar yaşandığına ancak yakın zamanda herhangi bir problem beklemediğine işaret eden Yumaklı, akut problem oluşmaması için her şeyi yaptıklarını söyledi.
Yumaklı, arızi olarak ortaya çıkan durumlarla ilgili de, regülasyon kurumları aracılığıyla, gerekeni yapacaklarının altını çizerek, fahiş fiyatla mücadele konusunda da Ticaret Bakanlığı ile ortaklaşa çalışmayı sürdüreceklerini ifade etti.
Bakanlık bünyesinde Arz Güvenliği Dairesi bulunduğunu belirten Yumaklı, bu dairenin hem Türkiye'de hem de dünyada gıda ürünleriyle ilgili gelişmeleri yakından takip ettiğini ve bunları raporladığını anlattı. Yumaklı, Türkiye'de bozulmuş olan gıda fiyatlama davranışı konusunu çözmek üzere gerekeni yaptıklarını dile getirdi.
- Buğdayda 21 milyon ton rekolte tahmin ediliyor
Yumaklı, rekolte tahminlerine ilişkin de şu değerlendirmede bulundu:
"Toprak Mahsulleri Ofisimiz alımlara başladı. Bu yıl buğdayla ilgili rekolte tahminimiz 21 milyon ton. Diğer ürünlerde de herhangi bir şekilde bizi zora sokacak ya da endişelenmemizi gerektirecek rekolte düşüklüğü beklemiyoruz. Sebze, meyvede ve diğer üretimlerde herhangi bir rekolte düşüklüğü ya da ürün eksikliği konusunu hissetmeyeceğiz. TMO, geçtiğimiz yıl 13 milyon tona yakın ürün almıştı."
Türkiye'nin tarımsal üretimde Avrupa'da 1., dünyada ilk 10 ülke arasında olduğunu belirten Yumaklı, 2023 sonu itibarıyla toplam tarımsal üretimin 139 milyon ton, 2022'de ise yaklaşık 123 milyon ton olduğunu hatırlattı.
Yumaklı, bu konuda Türkiye'nin dünyada söz sahibi ülkelerden olduğunu vurgulayarak, ülkenin kendi kendine yettiği birçok ürünü olduğuna işaret etti.
Türkiye'deki iç tüketim için buğday üretiminin yeterli olduğunun altını çizen Yumaklı, şu ifadeleri kullandı:
"Gerçek bu. Buğday, dahilde işleme rejimi kapsamında ithal ediliyor ve burada una çevrilerek dünyada 1 numara olan un sektörümüz bunu dünyaya pazarlıyor. Bu yılın bir farkı, biz hem elimizdeki stoklar hem de bu yıl gelen rekolteyle birlikte içerideki üretimin kendimize yeterli olduğuna karar verdiğimiz andan itibaren dahilde işleme rejimi kapsamındaki ithalatları da durdurduk. Üreticimize 'İçeriden alınıp yeterli ürünümüz var.' dedik. Dolayısıyla TMO bir referans fiyatı açıklayarak, 'Bu referans fiyat tavan fiyat değildir. Bu fiyatın altına düştüğünüz anda gelin ben sizin ürününüzü alacağım. Ama bunun üzerine satabiliyorsanız satın.' der. Bunu kullanan sanayiye de 'Siz yurt dışından artık getirmeyin. Buradakileri kullanın.' Yani bu dinamik bir husus. TMO bu alımla alakalı uygulamayı anlatırken '45 güne kadar öderiz.' demişti ama şu anda 25 gün ortalamayla ödemelere devam ediyoruz. Bugün itibarıyla TMO üreticilerimizden 3,3 milyon ton, yaklaşık 29 milyar lira değerinde ürün aldı, bunun 6,5 milyar lirasını da ödedi. Ortalama 20-25 günlük periyotlarda ödemeye devam ediyoruz."
- "Her zaman için üreticimizin yanında olacağız"
Yumaklı, Türkiye'nin coğrafi özellikleri itibarıyla avantajlı konumda olduğuna dikkati çekerek, tropikal ürünlerin katma değeri yüksek olduğunu ve Türkiye'de üretebildiğini söyledi.
Özellikle ekonomiye katkısı yüksek düzeyde olan bu ürünleri desteklediklerini anlatan Yumaklı, "Tropikal meyvelerin özellikle besin değerleri ya da eczacılıkta kullanım yönü itibarıyla da pozitif bir yönü var. Her halükarda coğrafyamız bunların üretimiyle ilgili avantaja sahip. Biz de özellikle standart veya sertifikalı fidan kullanım, mazot, gübre, organik ve organomineral gübre ve küçük aile işletme desteğini veriyoruz ki bunların da gelişimini sağlayalım. Her zaman için üreticimizin yanında olacağız." diye konuştu.
- Sulama tesislerine 22 yılda 2,5 trilyon lira yatırım
Yumaklı, Türkiye'nin Akdeniz kuşağında bulunan iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkelerin arasında yer aldığını vurgulayarak, su zengini veya fakiri ülke olmadıklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayelerinde su verimliliği seferberliği başlattıklarını anımsatan Yumaklı, "Ulusal Su Kurulu" da oluşturulduğunu ve su konusunun artık ulusal düzeyde çok önemli bir başlık olarak gündemde bulunduğunu söyledi.
Yumaklı, son 22 yılda 10 binin üzerinde tesise 2,5 trilyon liraya yakın yatırım sulama yatırımı yapıldığını belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
"Su depolama tesislerimiz tamam. Şimdi mevcut olanı verimli kullanmanız gerekir. Çünkü gelecek olan su, kullandığınız sudan daha az olduğunda elinizdeki kaynaklar azalacak. Suya ihtiyacı olan sektörlerin başında yüzde 77 ile tarım geliyor. Dolayısıyla burada verimliliği sağlarsanız, yüzde 50'lerde olan sulama randımanını yüzde 70'lere yükseltirseniz ya da bireysel evsel kullanımlarla ilgili belediyelerin kayıp kaçaklarını engellerseniz ciddi başarı sağlarsınız. Bütün bunların tamamını sağlayarak su ile ilgili yönetimi de yapmak zorundayız."
Türkiye'deki üreticiler için "eli öpülesi" ifadesini kullanan Yumaklı, üreticileri üzmeye ve kırmaya hiç kimsenin hakkı olmadığını sözlerine ekledi.
(Bitti)