Soruşturmayı yürüten Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Savcısı Mehmet Özgür, Bitlis'in düşen uçağını incelemek istedi. Ancak askeri yetkililerden, Bitlis'in uçak enkazının hurdacıya satıldığı bilgisiyle karşılaştı. Bitlis'in suikast sonucu öldürüldüğü iddialarını araştıran savcı, uçak enkazının hurdacıya satılması sonrası 18 yıl sonra yeniden yapmayı planladığı bilirkişi incelemesini yapamayacak. Savcı Özgür'ün bu gelişme üzerine Hava Kuvvetleri Komutanlığı ile Jandarma Genel Komutanlığı nezdinde girişimlerde bulunarak Bitlis'in helikopterini inceleyen dönemin bilirkişi tanıklarının bilgisine başvurması bekleniyor. Konuyla ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı da Kara Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı aracılığıyla inceleme başlatmıştı.
Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis'i Diyarbakır'a götürmek üzere 17 Şubat 1993'te saat 12.30'da Güvercinlik Askeri Havaalanı'ndan kalkan uçak, kısa bir süre sonra düşmüş, Eşref Paşa'nın yanı sıra pilotlar Binbaşı Yaşar Erian ve Yüzbaşı Tuğrul Sezginler de şehit olmuştu. Olayın Uğur Mumcu suikastından yaklaşık 1 ay sonra meydana gelmesi şüphe uyandırırken, dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş, olayın uçak motorundaki buzlanmadan dolayı meydana geldiğini söyledi. Ancak daha sonra İTÜ öğretim üyeleri tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda, uçağın 'buzlanma' sonucu düşmüş olamayacağı vurgulandı. İTÜ raporu 'sabotaj' ihtimaline dikkat çekiyordu. Ayrıca dönemin Meteoroloji Genel Müdürü Mehmet Önerci, kazadan 2,5 saat önce '037' numaralı gizli hava raporunu Genelkurmay'a ulaştırdıklarını bildirmişti. Ömerci, dönemin Genelkurmay Başkanı Güreş'in 'helikopter buzlanmadan düştü' sözlerine karşılık, "Eğer öyleyse paşayı bile bile ölüme götürmüşlerdir. Çünkü biz raporumuzu sunmuştuk." demişti.