Suriye'de, bir günde ölenlerin sayısı artık yüzlerle ifade ediliyor. Ağustos, 5 binden fazla ölü ile 17 aylık krizin en kanlı ayı oldu.
Siyasî analistler, şehirlerde artan toplu katliamların, rejimin öfkesinin sonucu veya istenmeyen operasyon zayiatı olmadığına, aksine, 'bilinçli bir strateji'nin ürünü olduğuna dikkat çekiyor. Rejim, ölü sayısını ve yıkımın boyutunu bilerek yükseltmeye çalışıyor. Muhaliflerin zemin kaybetmeye başladığına inanan Suriye rejimi, mevcut stratejiyi sürdürerek kazanacağına inanıyor. Beşşar Esed de 29 Ağustos'taki TV röportajında, "Suriye'nin krizden önceki Suriye olmaya geri döneceğini" iddia ederek, şiddet politikasının, Suriye halkının talebi olduğunu ileri sürdü.
Suriye rejimi son haftalarda uyguladığı şiddetin dozunu daha da artırarak kendi şehirlerinde hiçbir hedef gözetmeksizin savaş uçakları ve tanklarla toplu katliamlar gerçekleştiriyor. Deraya'da 27 Ağustos günü 400 kişinin öldürüldüğü saldırıda olduğu gibi ordu uçakları, şehirlerin üzerinde muhaliflerin 'TNT varili' dediği ve her biri yüzlerce kilogram patlayıcı taşıyan bombaları bırakıyor. Suriye'de her gün ölü sayısı artık yüzlerle ifade edilirken, ağustos ayı 5 binden fazla ölü ile 17 aylık krizin en kanlı ayı oldu.
Siyasi analistler, şehirlerde artan toplu katliamların, rejimin öfkesinin sonucu veya istenmeyen operasyon zayiatı olmadığına, aksine, 'bilinçli bir strateji'nin ürünü olduğuna dikkat çekiyor. Rejim ölü sayısını ve yıkımın boyutunu bilerek yükseltmeye çalışıyor. Birleşik Arap Emirlikleri'nde yayınlanan The National gazetesi yazarı Hasan el Hasan, Esed rejiminin bu stratejisiyle, şehirlerde yaşayan milyonların hayatının darmadağın olmasının, her gün ölüm riski altında yaşamalarının onları yıldırarak, silahlı muhaliflere itiraza zorlayacağını hesapladığını yazdı. Hasan'ın analizine yer veren Foreign Policy (FP) dergisi ise, son dönemde bu hesabın başarılı olduğu yerler bulunduğuna dikkat çekti. Irak sınırındaki Hajin şehrindeki bazı mahallelerde halkın, 3 haftadır süren bombardımanlardan sonra silahlı muhaliflerden semtlerini terk etmelerini istediği belirtiliyor. Diğer şehirlerde muhaliflerin kontrolündeki bazı mahallelerde de benzeri taleplerin olduğu iddia ediliyor.
Hatay'daki gösteri Esed'in yeni stratejisinin parçası mı?
Muhaliflerin zemin kaybetmeye başladığına inanan Suriye rejimi, mevcut stratejiyi sürdürerek kazanacağına inanıyor. Beşşar Esed de 29 Ağustos'taki TV röportajında, "Suriye'nin krizden önceki Suriye olmaya geri döneceğini" iddia ederek, şiddet politikasının, Suriye halkının talebi olduğunu da ileri sürdü. Esed rejimi, içeride şiddeti tırmandırma stratejisini uygulanırken, Suriye'nin komşularını ve uluslararası toplumu meşgul ederek rejime zaman kazandırmak için de yoğun bir PR ve eylem atağına geçti.
FP analizinde, İngiliz gazeteci Robert Fisk'in Suriye'ye çağrılması da bir gazetecilik faaliyeti olarak değil rejimin PR atağının gereği olarak nitelendirildi. Fisk, Suriye askerleriyle beraber Halep'e gönderilerek, burada yakalanmış bazı yabancı savaşçılarla görüştürülmüştü. Türkiye'de son haftalarda Suriye istihbaratına yakın bazı radikal sol grupların gerçekleştirdikleri gösterilerin de Esed rejiminin yeni stratejisinin bir parçası olduğu değerlendiriliyor. Türkiye'de Suriyeli sığınmacılar etrafında son dönemde başlayan kampanyaya dikkat çeken Lübnan El Cumhuriye gazetesi de, "Türkiye'deki İran dostları ile ulusalcıların ittifakına" işaret etti. Gazetede geçen hafta yayınlanan analizde, bu ittifakın temsilcilerinin 'Suriyeli yetkili gibi konuştuğu' yorumu yapıldı.