Ertuğrul Özkök'ün Ahmet Hakan ve Ali Bulaç'la umreye gidişi tartışılıyor. Özkök köşesinden açıklamalar yaptı...
Babaannem, anneannem ve dedem hacca gittiler.
Annem ve babam hacca gitmediler.
Annem bildiğimden beri beş vakit namaz kılar.
Ancak baba tarafımdan üç kuşak dedem umreye gitti.
Yani ben, ailemin, babam dışında umreye giden ilk erkek üyesi oldum.
* * *
Hayatım boyunca hacca veya umreye gitmek gibi bir düşüncem olmadı.
Ama dünyanın her yerinde kutsal mekânlar beni hep çekti.
Öyleyse, ben kutsal topraklara hangi kimliğim ve duygularımla gittim?
Yani umreye mi gittim, yoksa gazetecilik yapmaya mı?
Bu konudaki samimi hissiyatım şudur.
İkisi arasında kalan “No man's land”da yani her ikisine de ne tam ait olan ne de tam ait olmayan bir alanda dolaştım.
Hissiyatım bu olunca, herkesin merak ettiği sorulara da samimi olarak cevap vermek
farz oldu.
Umrenin bütün gereklerini yerine getirdim mi?
Yani “İhrama büründüm mü?”
Cevabını vereyim.
İhrama büründüm.
O beyaz giysiyi giydim.