Allah’ım beni affetmelisin
DİKKAT edin, “Allah’ım beni affet” demedim.
“Affetmelisin” dedim.
Neden mi?
Çünkü beni O yarattı.
Şimdi bu da nereden çıktı diyeceksiniz.
Anlatacağım, ama önce bugüne kadar hiç düşünmediğim bir soruyu soracağım.
Belki cevabını birlikte verebiliriz.
Biz, dua ederken Allah’a neden “Siz” diye değil de, “Sen” diye hitap ediyoruz?
Eğer en büyük oysa ve en fazla saygıyı ona göstermemiz gerekiyorsa, “Siz” diye seslenmek daha doğru olmaz mı?
Eminim bunun bir makul cevabı vardır ama benim cehaletim bu soruya cevap veremez.
* * *
BBC’nin “Focus” adlı bilim ve teknoloji dergisinin son sayısının kapağının başlığı şöyle:
“Born to sin...”
Yani, “Günah işlemek için doğmuş”.
Hemen altında da şu soruluyor:
“Tabiat neden bizim kötü olmamızı istiyor?”
Dikkat ediniz, aslında bu bir soru değil, saptama.
Yani insanın günah işlemeye ayarlanmış olarak doğduğunu söylüyor.
Hangi günahlara mı ayarlanmış.
Hepsine...
Ama isterseniz biz “şehvet düşkünlüğünden” başlayalım.
Çünkü bilim insanlarına göre en karmaşık günah, şehvet düşkünlüğüymüş.
* * *
Hiç aklınıza, beyin tomografisi çekilmekte olan bir insana porno film seyrettirmek gibi sapık bir fikir geldi mi?
Hem sapık gibi görünüyor hem de çok zor.
Bir kere film göstermeniz için kullanacağınız dijital aletin yaydığı dalgalar tomografiyi bozar.
İki, tomografinin çekilebilmesi için, insanın hareketsiz durması lazım.
Porno film seyrettirilen bir insanın hareketsiz durması o kadar kolay değil.
Hele erkekse.
Ama ABD’nin Illinois eyaletindeki Northwestern Üniversitesi, aynalı bir projektör sayesinde, porno filmi seyretmekte olan bir insanın tomografisini çekmeyi başarmış.
Çekilen tomografi açıkça ortaya koymuş ki, zevk aldığı bir şeyi seyrettiği zaman, hem erkeğin hem kadının beyninde çok karmaşık değişimler meydana geliyormuş.
* * *
Bu yolla, çeşitli ülkelerin “günahkârlık” katsayıları çıkarılmış.
Şehvet düşkünlüğünü ortaya çıkarmak için kullanılan matematiksel yöntem ise acayip mi acayip.
Porno endüstrisinde dönen paradan fert başına düşen miktar, büyük bir hamburger fiyatına bölünerek bir katsayı elde edilmiş.
Böylece “yedi temel günah” için ayrı ayrı katsayılar hesaplanmış.
Yedi temel günah neydi bir hatırlayalım.
“Şehvet düşkünlüğü, cimrilik, açgözlülük, kıskançlık, öfke, kibir ve tembellik.”
Şimdi gelelim en heyecanlı bölüme.
Dünyanın en günahkâr ülkeleri hangisi?
İlk 10 şöyle:
1. Avustralya 2. Amerika Birleşik Devletleri 3. Kanada 4. Finlandiya 5. İspanya 6. İngiltere 7. Japonya 8. Güney Kore 9. Meksika 10. Güney Afrika.
Ya Türkiye?
İlk 35 arasında yokuz.
Ee normal değil mi.
Bizde şehvet düşkünlüğü var mı? Zerresi yok.
Açgözlülük desen o hiç yok.
Kibir mi? Hâşâ, hele hele şu dönemde “kibir” kelimesini ağza almak bile abes.
Keza “öfke”...
Belagat dahil, semtimize bile uğramaz.
“Kıskançlık” deseniz, bakın o konuda dünyanın sicili en temiz ülkesiyiz.
Yani Dünyada 500 devlet bile olsa, arasına giremeyiz.
* * *
Allah aşkına samimi olarak söyleyin.
Bu yazı, bir Ergenekon yazısından daha ilginç olmadı mı...
Şimdi beni “halkı depolitize etmeye çalışmakla” suçlayacaklar.
Ama olsun, bir tek benim günahkârlığım, Türkiye’nin günahkârlık reytingini yükseltmeye yetmez.
Ertuğrul Özkök/Hürriyet