Eroğlu, seçim sonuçlarının netleşmesinin ardından UBP Genel Merkezinde basına yaptığı açıklamada, halkın tercihini yaptığını belirterek, kendisine oy verenlere teşekkür etti.
"Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti demokratik bir ülkedir." diyen Eroğlu, bunun örneğinin de bu seçimde verildiğini belirtti. Yedi adayın yarıştığı bir seçimde hiçbir üzücü olay olmadan sandıkların açıldığı ve sayımın yapıldığını kaydeden Eroğlu, "Sandıktan halkın sevdiği kişi olarak ben karşınızdayım ve sizlere hitap ediyorum. Hepinize teşekkür ediyorum." dedi. KKTC halkının kendisine yakışır bir demokrasi örneği verdiğini söyleyen Eroğlu, halka bu açıdan da ayriyeten teşekkür ettiğini söyledi.
BİZ ATOM BOMBASI YAPMAYA ÇALIŞMIYORUZ, NEDEN AMBARGO ALTINDAYIZ ANLAMIYORUZ
Eroğlu ardından şöyle devam etti: "Kıbrıs'ta çözüm isteyenler ve istemeyenler diye halkı ayırmak son derece yanlıştır. Bu seçim isteyenlerle istemeyenler arasında yapılan bir seçim değildir. Bu seçim KKTC devletinin cumhurbaşkanlığı seçimiydi ve seçim şu anda bitmiştir."
"Kıbrıs Türk halkı tüm barışçı çabalara rağmen izolasyon ve ambargo altındadır. Bu nedenle halkımız ve bizler Kıbrıs meselesini artık bir neticeye bağlanmasından yanayız." diyen Eroğlu, KKTC'nin neden ambargo altında olduğunu anlamakta zorlandıklarını belirtti. Eroğlu, "KKTC devleti ve halkı ne atom bombası yapma gayreti içerisindedir ne diğer ülkeleri tedirgin etme çabası içerisindedir. Dolayısıyla böyle bir durum yokken KKTC'nin ambargo altında olmasını anlamakta zorlanıyorum bu noktada AB başta olmak üzere bütün devletlerden anlayış beklemekte olduğumu da ifade etmek istiyorum." şeklinde konuştu.
"MÜZAKERELER SÜRECEK"
Görevi resmen devraldıktan sonra ilk işinin "Anavatan Türkiye ile istişare etmek, bir araya gelmek, durum değerlendirmesi yapmak, kendi müzakere heyetimi kurmak ve çalışmalara başlamak" olduğunu belirten Eroğlu, ardından da seçimlerde vaat ettiği ettiğim ulusal halk konseylerini oluşturacağını kaydetti. Eroğlu, "Herkes şunu bilmelidir ki yıllarca aktif politika içerisinde oldum ve anavatan Türkiye hükümeti ile işbirliği içerisinde, samimi bir diyalog içerisinde oldum. Dolayısıyla seçimler öncesinde miting meydanında söylenenlerin doğru olmadığını elbette herkes bilmektedir." ifadelerini kullandı.
Eroğlu, ardından ise "Ben Türkiye'ye anavatan diyen ve Türkiye'nin de menfaatlerini düşünen bir kişiyim. Gerek siyasi hayatımda gerekse bundan sonraki yaşantımda ve görevlerimde, anavatan Türkiye'nin menfaatlerini düşünüp müzakereleri sürdüreceğim. Anavatan Türkiye'nin haklarını koruma düşüncesi içerisinde samimi bir diyalog içerisinde olacağız." dedi.
Müzakerelerde BM parametrelerinin de masada olduğunu hatırlatan Eroğlu, şöyle devam etti: "Bu parametrelerin altı nasıl doldurulacak. Bizim için önemli olan müzakere masasında Türk halkının haklarını savunmak, bu müzakerelerin altını doldururken Kıbrıs halkını mağdur etmeyecek bir anlaşma arayışı içerisinde olmaktır. Dolayısıyla uzman heyetimizle oluşturacağımız ulusal konseyle bu parametrelerle ilgili müzakereleri sürdürürken stratejimizi belirlemek sınırlarımızı çizmek gayreti içerisinde olacağız."
"MASADAN KAÇAN BİZ OLMAYACAĞIZ"
Müzakerelerde "tüm konularda anlaşılmadığı sürece hiçbir konuda anlaşılmış sayılmaz" maddesi bulunduğunu hatırlatan Eroğlu, "İki cumhurbaşkanı geçenlerde yapmış oldukları açıklamada da bu vardı. Bu esası takip edeceğiz. Müzakere masasında tüm konularda anlaşma olmadığı müddetçe hiçbir konuda anlaşma olmamış anlayışı içinde olacağız." dedi. Eroğlu, "KKTC halkının eşit ve egemen bir halk olduğunu muhatabımızla görüşeceğiz, tartışacağız. Zaten altı başlık var. Bugüne kadar bu altı başlıkta dişe dokunur bir anlaşma olmadığına göre bütün konuları müzakere masasında görüşeceğiz. Uzlaşma yollarını arayacağız." dedi. Müzakereler için ayrıca "Samimiyetle ifade etmek isterim ki müzakere masasından kaçan taraf biz olmayacağız." diyen Eroğlu, ikinci olarak da müzakere masasında KKTC halkının haklarının savunucusu olacaklarını kaydetti.
"YAŞAYABİLİR, DEVAMLILIK ARZ EDEN BİR ANLAŞMADAN YANAYIZ"
"Müzakereleri engellesin diye aday olmadım." diyen Derviş Eroğlu, cumhurbaşkanı adayı olurken Kıbrıs Türk halkının haklarını müzakere masasında savunmak bunu da dünyaya duyurmak amacını taşıdığını belirtti. Eroğlu, "Ne söylenirse söylensin biz bir anlaşmadan yanayız. Öyle bir anlaşma olması gerekir ki 1960 cumhuriyetinin başına gelenler o cumhuriyetin başına gelmesin. Yaşayabilir, devamlılık arz eden bir anlaşma olsun. Bunun için bazı kriterler vardır. Onları da müzakere masasında enine boyuna görüşeceğiz." ifadelerini kullandı.
"ANLAŞMAYI, BENİ DÜNYAYA 'ANLAŞMA İSTEMEZ' DİYE LANSE EDENLERDEN ÇOK DAHA FAZLA İSTİYORUM"
1963'ten 1974'e yaşananları bizzat görmüş ve yaşamış biri olduğuna dikkat çeken Eroğlu, "O dönemde hem Türkler hem de Rumlar arasında olanları bilen bir kişi olarak, anlaşmayı beni dünyaya 'anlaşma istemez' diye lanse edenlerden çok daha fazla istediğimi söyleyebilirim. Çünkü o günleri ben yaşadım." dedi.
Her iki halkın yan yana barış içinde yaşaması için elinden gelen her türlü gayreti göstereceklerini söyleyen Derviş Eroğlu, "Aynı gayret karşı taraftan da sergilenirse anlaşma olmaması için hiçbir neden olmaz. Anlaşma her iki tarafın sergileyeceği niyete bağlı. Müzakereleri sürdüreceğiz. Temennim Kıbrıs'ta yaşayacak bir anlaşmayı sağlamaktır." diye sözlerini noktaladı.