Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Suriye'de demokrasiyi ve halkın kendisini yönetmesini istediklerini belirterek, ''Başka bir talebimiz yok. Yani halkın mutluluğunu istiyoruz. Tarihten gelen dostluk ve kardeşlik var. Talebimiz sadece budur. Kimsenin topraklarında gözümüz yok'' dedi.
Rusya Ankara Büyükelçisi Vladimir İvanovsky'i, makamında kabul eden Eroğlu, geçtiğimiz günlerde, orman yangını söndürme çalışmalarına katılan bir helikopterin düşmesi sonucu yaşamını yitiren Rus pilotlar için üzüntülerini ve baş sağlığı dileklerini iletti.
Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerin geliştiğini ve bunun daha da çok gelişmesini istediklerini dile getiren Eroğlu, Melen Projesi kapsamında boğazın altındaki tünel inşaatının Türk ve Rus firmaları tarafından birlikte yapıldığını, Deriner ve Torul barajlarında da iki ülkenin işbirliği bulunduğunu, orman yangınları konusunda Türkiye ve Rusya'nın işbirliği yaptığını belirtti.
Rusya'da geçtiğimiz yıllarda meydana gelen yangına, Türkiye'nin de müdahalede bulunduğunu anımsatan Eroğlu, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından Türk ekibine bu nedenle madalya verildiğini hatırlattı.
Büyükelçi İvanovsky ise Rus pilotlarla ilgili Türk makamlarının yaptıklarını takdirle karşıladıklarını belirtti.
Bakan Eroğlu'nu İSKİ Genel Müdürlüğü yaptığı dönemden beri tanıdığını anlatan İvanovsky, Melen Projesi ve Deriner Barajı'na ilişkin çalışmalarda yer aldığını hatırlattı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Rusya ziyareti sırasında kendisinin de hazır bulunduğunu ifade eden İvanovsky, her iki ülke arasında hem siyasi hem ekonomi alanında çok olumlu gelişmeler yaşandığını kaydetti.
Yakın zamanda iadeyi ziyaret kapsamında bu görüşmelere devam edileceğini vurgulayan İvanovsky, Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i, Akkuyu Nükleer Santrali'nin temel atma törenine davet etme çabaları bulunduğunu anlattı.
Devlet Başkanı düzeyinde ziyaretin yanı sıra üst düzey görüşmeler olacağına da dikkati çeken İvanovsky, iki ülke arasındaki ticaret hacminin yüzde 15 arttığını söyledi.
-''Türkiye, Suriyeli sığınmacılara yaklaşık 300-350 milyon dolar destek verdi''-
Genel maksat helikopterlerin alımı ihalesinde gelinen son noktanın ne olduğu sorusu üzerine Bakan Eroğlu, diğer kurum ve kuruluşlarla topluca bir alım olacağını, Bakanlık olarak sayı bildirdiklerini belirterek, şu anda Rusya'dan kiralanan helikopterlerin kullanıldığını ve görüşmelerin devam ettiğini dile getirdi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, BM'de yaptığı konuşmada, Suriye konusunda birçok ülkeye sert eleştiride bulunduğunu anımsatan bir basın mensubunun, ''Acaba Rusya, Suriyeli mültecilerin problemlerine kayıtsız kalıyor mu?'' sorusu üzerine ise Eroğlu, Suriye'de halkına karşı büyük zulüm eden bir yönetimin bulunduğunu kaydetti.
Eroğlu, şöyle devam etti:
''Yani bu konuda, tahmin ediyorum ki Rusya da artık Esed'in bir an önce gitmesine taraftar. Burada şöyle bir endişe olmasın. Biz Türkiye olarak orada demokrasiyi, halkın kendisini yönetmesini istiyoruz. Başka bir talebimiz yok. Yani halkın mutluluğunu istiyoruz. Tarihten gelen dostluk ve kardeşlik var. Talebimiz sadece budur. Kimsenin topraklarında gözümüz yok. Herkes biliyor.
Kaldı ki mülteci sayısı 80 bine ulaştı bildiğim kadarıyla. Bunların her şeyini temin ediyoruz. Hiç kimse, bu konuda BM dahil taahhüt ettiği yardımı yapmıyor. Sadece bizde değil, Ürdün'de ve Lübnan'da olsun çok sayıda, belki 150-200 bin civarında sığınmacı var. Bunların da durumları hakikaten acı. Ama insan olarak biz özellikle yardımcı oluyoruz, yardımcı olmaya devam edeceğiz.''
Sığınmacıların ihtiyaçları konusunda çalışmalar yaptıklarını belirten Eroğlu, şu anda Türkiye'nin yaklaşık 300-350 milyon dolarlık doğrudan destek verdiğini aktardı.
Rusya ve Çin'in de Suriye'de yaşananlara insani bir gözle bakması gerektiğini vurgulayan Eroğlu, ''Halkını bombalayan, hiçbir şekilde, kim olduğuna, muhalif olup olmadığına bakmadan bütün halkı, şehirleri bombalayan bir Suriye Başkanı var, Esed. Onun gitmesi, demokrasinin yerleşmesi gerekir diye düşünüyoruz'' dedi.
-''Amacımız Beşşar Esad'ın tüm yaptıklarını meşrulaştırmak değildir''-
Rusya'nın Ankara Büyükelçisi İvanovsky ise Türkiye ve Rusya'nın, Suriye konusunda sürekli irtibat halinde bulunduğunu ve ikili görüşmelerin kesintisiz devam ettiğini vurgulayarak, her iki tarafın da birbirinin pozisyonunu ve siyasi görüşünü bildiğini ve mümkün olduğu kadar ortak noktada bulmaya çalıştıklarını söyledi.
''Tabii amaç, Suriye'deki krizi çözmek ve bir an evvel akıtılan kanı durdurmak'' diyen İvanovsky, şunları kaydetti:
''Mülteciler konusunda, biz son noktaya kadar Türkiye'nin yaptığı çalışmaları, özellikle Türk Hükümeti'nin üstlendiği sorumlulukları takdir ediyoruz. İnanılmaz derecede bir yardım yağdırılmaktadır. 18 Temmuz'daki görüşmede de devlet başkanımız, Sayın Erdoğan'ı yardımlar konusunda çok takdir etti. Hem takdir ediyoruz, hem saygı duyuyoruz.
Rusya Federasyonu'nun da bu sürece uluslararası örgütler çerçevesinde çok ciddi finansal yardımları bulunuyor. Ama Türkiye kadar değil. Türkiye'nin rakamı çok.''
Söylediklerinin bazen saptırıldığını ve buna açıklık getirmek istediğini dile getiren İvanovsky, ''Rusya Federasyonu olarak amacımız Beşşar Esad'ın tüm yaptıklarını meşrulaştırmak değildir. Amacımız tüm grupların, tüm siyasi akımların bir araya gelip müzakere masasına oturması ve tabii sonuçta Suriye halkını demokratik bir sürece sokmaktır'' diye konuştu.
Mülteciler arasında çok sayıda Hristiyan'ın bulunduğunu ve bunların da kendilerine yer aradığını belirten İvanovsky, Suriye'de yaşayan Çerkezlerin de Rusya'ya ve Abhazya'ya dönmek için başvuruda bulunduklarını aktardı.
-''Uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde bir sürecin işlemesi lazım''-
''Şu anda Rusya'nın pozisyonu, kesinlikle silahların bırakılması ve en azından geçici komitelerin, hükümet yerine kurulması'' diyen İvanovsky, Bakan Eroğlu'nun, ''Esed dışında tabii'' sözleri üzerine, sözlerine şöyle devam etti:
''O da kalabilir aslında, o da seçime girebilir. Yani neden girmesin? Süreci sıfırdan başlatmak gerekirse, herkesin olması lazım. Alevilerin, Şiilerin, Sünnilerin, Hristiyanların... Beşşar Esad dediğimizde Baas rejimi aklımıza geliyor. Fakat yine Baas'ın da mutlaka belli bir seçmen kitlesi vardır. Onların da oy hakkını tanımak lazım. Bu sadece Rusya'ya has bir fikir değildir. Birçok uluslararası oyuncu da bunu söylüyor.
Gerçekten Türkiye'nin yaptığını son derece takdir etmek lazım. Büyük bir sorumluluk üstlenmiştir. Biz sadece 'Esad kalsın veya kalmasın' demiyoruz. Uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde bir sürecin işlemesi lazım. Dünyada belli kurallar var. Onları çiğnememek lazım.''
''Biz de gerçek demokrasi istiyoruz. Bizim de istediğimiz o'' diyen Eroğlu da ''Biz sığınmacıların etnik veya dini hüviyetlerine hiç bakmıyoruz. Kim geliyorsa insan olarak bakıyoruz. Onun da bilinmesinde fayda var. Sığınmacılar arasında her ırktan, her dine mensup insan var. Onu özellikle belirtmem lazım'' ifadesini kullandı.