Ergenekon'un karakutusu: Elhamdülillah müslüman değilim

Ergenekon davasının kilit ismi Tuncay Güney çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Hürriyet Gazetesi'nden Fatma Aksu, 275 kişinin yargılandığı Ergenekon davasının kilit ismi Tuncay Güney'le Kanada'nın Toronto kentinde yaşadığı, yıllık kirası 15 bin dolar olan evinde röportaj yaptı.

Amerika'da lüks bir hayat yaşadığını kaydeden Tuncay Güney komplolardan korkmadığını söyledi.

İşte bugün yayımlanan o röportaj:

Kendisini "Ergenekon'un soğuk mührüyüm" diye tanımlayan Güney, şehir merkezinde, giriş ve çıkışları özel güvenlik kameralarıyla denetlenen 1.500 dairelik bir sitede, bir oda bir salon, küçük bir mutfak, banyo ve balkondan oluşan 65 metrekarelik evde yaşıyor. Yatak odasında asılı duran İsrail bayrağı altında uyuyor. Güney, Toronto'da Beth Israil Center adlı bir Yahudi okulunda haham olarak Tevrat dersleri veriyor. Burası aslında MOSSAD'ın "Underground haham"larının yetiştiği bir istihbarat okulu. İçeride fotoğraf çekmek yasak. 20 kadar öğrenciye ders veren Güney'in yetiştirdiği öğrenciler 8 ay ile 1 yıl arasında sıkı bir eğitim görüyor.

"RUHTA YAHUDİ’YİM"

2001 yılından beri yurtdışında yaşayan Güney, Kanada'da vatandaşlık aldığını, oturma ya da seyahat sorunu olmadığını söylüyor. Allah'a inanıyor. Hangi dine mensup olduğu sorulduğunda "Elhamdülillah Müslüman değilim. Ben Tanrı'nın İsrail'i için çalışıyorum. Ruhta Yahudi’yim" diyor. Boynunda, İsrail yazılı altın kolye, kolunda da "Daniel" yazılı künye taşıyor. Kendisiyle Toronto şehir merkezinde bir kafede buluştuk. Üzerinde şık giysiler ve pahalı takılarla geliyor yanımıza. Kolunda seramik kordonlu saatinin değerinin 5 bin dolar olduğunu ve bunun gibi 20 saati daha olduğunu söylüyor. Burberry'den giyiniyor."Bu lüksü Türkiye'de nerede bulacaktım" diyen Güney'le, kahve sohbetine daha sonra evinde devam ediyoruz. Nasıl geçindiğine gelince, "Tanrı'nın yardımlarıyla" diyor. "Allah rızıklandırandır. 14 yıla geliyorum. Ele güne muhtaç olmadık, Allah yine kimseye muhtaç etmesin" diyerek, kolundaki saati ve altın künyelerini gösteriyor: "Sizden daha lüks takılıyorum. Bir takımı satsam 5 bin 7 bin dolar eder. Bunun gibi 20 tane gösterebilirim. Bu saat 5 bin dolar. 20 tane var. Lüks hayatı seviyorum. Ama söylendiği gibi arkamda bir CIA, MOSSAD, MİT yok. Ama paralar geliyor, nereden geldiğini ben de bilemem." Güney, görevi gereği Kanada yasasına göre bağış da toplayabiliyor.

"KRALI GELSE BANA DOKUNAMAZ"

"Tehdit aldınız mı hiç?" sorusuna, tehditle yanıt verip meydan okuyor: "Bu komplolar üzerine bizim de kendimize göre çalışmamız oldu. Bunları göğüslüyoruz. Ama bana karşı fiziki bir saldırının bedeli herkes için çok acı olacaktır. Bunu karşılıksız bırakmayız. Şunu söylüyorum. Kralı bana dokunamaz. 2007 yılından, 2013'e geldik. Tuncay Güney için yaprak kımıldamayacak. Biz de onların buradaki kendi adamlarına öyle bir saldırıda bulunuruz ki, evlerindeki tüllerinin arkasından bakamazlar. Perdelerini kıpırdatamazlar. Böyle bir saldırının ne getireceğini kendileri de bilir".

"SAVUNMA YAPMASALARDI KAHRAMAN OLURLARDI"

Ergenekon davasının sonuçlarını değerlendiren Tuncay Güney, acaba vicdanen rahat mı? İlker Başbuğ'un aldığı ceza hakkında ne düşünüyor? Cezaları ağır buldu mu? Ergenekon deşifre edildi mi? 1 numara kim? İşte yanıtları:
Bu beklenen bir şeydi. 5 yıl yattılar, bir 5 yıl daha yatarlar. Bu insanları müebbet olarak hapislerde tutamazsınız. Eğer savunma yapmasalardı halkın gözünde kahraman olurlardı. Mahkemeyi kilitlemelisiniz. Hiçbiri savcılıkta ifade vermeseydi, dosya mahkemeye gitmezdi. Mahkemeyi kilitleyebilirdiniz... Zaten yatacaksınız. Savunma yapsan da yatıyorsun, yapmasan da. Türkiye'de adalet aramak, genelevde bakire kız aramaya benzer. Neyin adaletini arıyorlar bilmiyorum. Ergenekon bir terör örgütü değil, sistemin, rejimin kendi teşkilatı. Bu sistem kendi mitolojisini, efsanesini yargıladı. Cezalar tabii ki ağır. Zaten bekliyorduk. Benim için sürpriz olmadı. İnsanlar sorguluyor, çünkü neyin ne olduğunu bilmiyor. Halk bu olayın yüzde 1'ini, mahkeme yüzde 5'ini biliyor. Mahkeme de bilmediği bir şey üzerine müebbet verdi zaten. 'Bu Ergenekon neydi?' deyin, hiçbiri bir açıklama yapamayacak. 'Ergenekon bir terör örgütü' demek bir haksızlık. 'Ergenekon bitti demek' de bir hayalperestlik. Bazıları zafer sarhoşluğunda. Buzdağının görünen bir kısmı sadece. İçeridekiler için tamamen haksızdırlar diyemem. Beni önce kara kutu diye servis yaptınız, sonra maçtan çıkardınız. Beni diskalifiye ettiler. Sistem beni çıkarmak istedi. Ergenekon'dan yargılananların ve Ergenekon'a karşı olanların hemfikir olduğu bir şey vardı: Tuncay Güney'i maçtan çıkaralım. Ve çıkardılar. Sonuç müebbetti, müebbet oldu işte. Ben tanık olmadım. Gizli tanık da olmadım. 'Sen bize tanıklık için başvur' dediler. 'Uluslararası Tanıklık Yasası'nı uygulayın o zaman' dedim, uygulayamadılar. Eğer uygulamış olsalardı, bugün cezaevindekiler içeride olmamış olabilirlerdi.ensonhaber

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri