Röportaj: Perihan ÇAKIROĞLU/ BUGÜN GAZETESİ
Bir gün başbakan ayrılırsa yani Köşk’e çıkarsa onun adayının siz olduğu kulislerde konuşuluyor. Böyle bir teklif gelse kabul eder misiniz?
Ben varsayımlara göre hiçbir hesap yapmam, bir şey de söylemem. Ben mühendisim, benim işim hesap kitap. Düşünmek anlamında soruyorsanız, ortada seçim yok, Başbakan evvel Allah ‘Aslan gibi’ başımızda. Böyle bir gündem olmadan, böyle bir şeyle neden kafamızı kurcalayalım, keyfimizi kaçıralım? İşimizden memnunuz, koşturuyoruz, çalışıyoruz.
Sizin deyiminizle, “Amele bakanlığa devam mı” diyorsunuz.
E, ne olacak? Biz elimiz tuttuğunca, gücümüz yettiğince işimize yapmaya devam ederiz. Allah, önümüzde, kader çizgimizde ne varsa onu da gösterecektir. Allah ne verirse, hayırlısını versin. En iyisi, en hayırlısıdır. Bazı şeyleri düşünürsünüz, hayırlı olduğunu sanırsınız, onda şer vardır. Belki, düşünmediğiniz şeylerde de hayır vardır. Uzun emel, geleceğe yönelik planlar benim hayatımda hiç olmadı. Şahsımla ilgili gelecekle ilgili hiç plan yapmadım.
Kaderci misiniz?
Gayet tabii ki. Kaderciyim ama hesabımı kitabımı da yaparım. Yani, böyle hayaller kurup, şöyle olacak, böyle olacak tarzında bir yapım yok. Gerçekçiyimdir. Olabilecek şeyler için kafa yorarım.
Başbakan Erdoğan, belediye başkanıyken “vize koyalım” önerisini getirmişti. İstanbul’un nüfusuna bir sınırlama düşünülemez mi?
Bu benim vereceğim bir karar değildir, bu konuda yorum yapmam. Çok önemli, stratejik ve siyasi sonuçları olan bir karar bu. Yasaklar aksi tesir yapar.
Bütün Türkiye’ye kar yağdı, hatta İzmir’e bile. Bir haftalık kar sınavından başarıyla çıktık mı?
Karla mücadele sistemi bile olmadığı için İzmirlilere büyük zorluk oldu. Tarihte de hiç olmamış. Hatırlayın, Avrupa geçen kış, kara teslim oldu. Bu kış da zorlanıyorlar. Biz teslim olmadık. Her türlü mücadele için gücümüz var merak etmeyin. Çok büyük gayretle, özveriyle çalıştık. Ufak tefek bir şeyler oldu. Köylerde bile ‘3G’ sistemi var. Oralarda zaman zaman kara saplanmalar olsa da kara teslim olmadık. Tedbirsizliği her şeye mal etmemek lazım.
Karla mücadeleye çok para gitti mi?
Giden paranın kıymeti yok. Fazla gitmedi. Yolların açıklığı önemli. Bizdeki gibi kış şartları olan ülkelerde hayat durdu. Bakın havaalanlarımız hep açık kaldı, yollarımız da sürekli açıldı.
Peki, halk iyi bir sınav verdi mi?
Eğitim şart. Yollar niye kapanıyor, kabak lastiklerle, yazlık lastiklerle yollara çıkılıyor da ondan. Takozsuz, zincirsiz yola çıkıyor, kayıyorlar. Yolu bloke ediyorlar.
Sayın Bakan, sizinle buluşmamız, ulaştırmanın zor koşullarına karın ve kışın en yoğun zamanına rastladı. Sizin alanlarınıza giren hava, kara ve deniz taşımacılığında kötü durumlar yaşandı ama her zamanki gibi İstanbul trafiği sık sık kilitlendi. Acaba, siz İstanbul Belediye Başkanı olsanız bu trafik kâbusunu nasıl çözerdiniz?
İstanbul ölçeğindeki büyük şehirlerin hepsinde bırakın kış şartlarını, yaşanan olumsuzlukları, felaket veya bir olağanüstü durumu, trafik her zaman vardır. Londra’da, Paris’te, New York’ta trafik tıkır tıkır işliyor diyenin alnını karışlarım. İşlemiyor, işlemez de. Bunlar büyük şehirlerin ve yaşayanların peşinen kabul etmesi gereken bir şey. Neyi konuşmamız lazım? İstanbul’da katlanılabilir bir trafik yükünden bahsetmemiz lazım. Yani, çekilebilir trafik. Bunun üstünde olursa trafik yürümüyor demektir.
Trafiğin katlanabilir olabilmesi için İstanbul’dan geriye göç mü gerekiyor?
Göç demiyorum ama tedbir alacağız. İstanbul’da trafik çok tıkandı, ‘Hadi, buyurun gidin’ diyecek halimiz yok. Çözüm üretmek bizlerin görevi. Bakın Marmaray’ı yapıyoruz. 2013’te bitecek. İstanbul-Ankara hızlı trenini yapıyoruz. Şimdi Kartal-Kadıköy metrosu bu sene nisan ayında devreye girecek. Levent tarafında da yapılıyor. DudulluÇekmeköy yolunun ihalesi yapıldı. Marmaray’ın hemen yanında bir tüp geçit daha yapıyoruz. Oradan da araçlar geçecek. Ve 3’üncü köprü yola çıkıyor. Bütün bunları aldığımızda belli bir rahatlama olacak.
Kısaca soruyorum, 2013’ten sonra İstanbul trafiği rahatlayacak mı? Halka, böyle bir müjde verebilir miyiz?
Kısmen rahatlar. Marmaray başlı başına bir günde 1,5 milyon insanı iki yaka arasında taşıyacak. Bu çok önemli bir şey. Raylı sistemin payı yüzde 8’lerden yüzde 30’lara çıkacak. Deniz zaten olabildiğince yapılıyor. Çok fazla artırma şansımız yok. İstanbul’un trafiği sadece yol problemi değil.
Ankara için Keçiören metrosuyla ilgili önemli bir protokol imzaladınız. Büyük şehirlerde metro yapımını Hazine mi üstleniyor? Sırada İstanbul mu var?
İstanbul var, İzmir, Adana var. Zamanlama ile ilgili herhangi bir şey şimdilik söylemem. Onlar taleplerini yapıyor, biz bütçe planlamalarına göre bu talepleri değerlendireceğiz. Kanun şunu getiriyor; Bakanlık olarak biz de yapabiliriz, belediyeler de yapabilir. Onların yapma yetkisini elinden almıyoruz. Eğer biz yaparsak daha sonra yatırım tutarını kapatana kadar metro gelirlerinin yüzde 15’i her yıl Hazine’ye verilecek.
Belediyelerin bütçeleri, metro yapmaya yeterli gelmiyor değil mi?
Yetmiyor ama bizim de bütçemiz sınırlı, sonsuz değil. Bir öncelik sıralaması yapacağız, ona göre de uygulayacağız.