Bosna Hersek Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi'nin Boşnak üyesi Bakir İzzetbegoviç, Bosnalı Sırpların gazetesi olan "Glas Srpske"ye verdiği mülakatta, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın görünüşte birleşmez olan 'batı ile doğu', 'İslamiyet ile laiklik', 'geleneksel ve modernizmin' birleşmesi için formül bulduğunu söyledi.
İzzetbegoviç geçen hafta gerçekleşen Türkiye ziyaretinde söylediği Başbakan Erdoğan'ın "sadece Türklerin değil, bütün Müslümanların lideri olduğu" sözlerinin sorulması üzerine şu açıklamaları yaptı:
* Ben Erdoğan'ın sadece Türklere ait olmadığını, sadece onların lideri olmadığını ifade ettim ve dünyadaki bir milyarı aşkın Müslümanın kendisinin kısa sürede sağlığına kavuşmasını arzu ettiğini dile getirdim. Tabi ki kendisinin Müslümanlar arasındaki liderliğinden bahsediyordum, çünkü dünya çapındaki Müslümanlar Erdoğan'ın küresel anlamda, onların çıkarları için yaptığına büyük değer vermektedir. Kendisi Müslüman milletlerin özgürlük ve demokrat hükümetlerin kurumalarına yönelik çabalarını desteklemektedir. Aynı zamanda Erdoğan, başarılı bir şekilde batıdaki hükümetlerle işbirliği de sağlamaktadır.
* Erdoğan'ın, görünüşte birleşmez olan 'batı ile doğu', 'İslamiyet ile laiklik', 'geleneksel ve modernizmin' birleşmesi için formül bulduğunu düşünüyorum. Bu çalışma, Türkiye'nin ekonomik ve siyasi gücü olmasına yol açtı ve dünya genelindeki Müslümanlara ilham verdi. Birileri beğenir veya beğenmez fakat bu böyledir.
* (Bu sözler ile Osmanlı'nın Balkanlar'a geri dönmesi için çağrı yaptığı eleştirileri) Bosna-Herseklilerin, bölgede sadece iyilik yapan bir ülkenin liderlerine iyilik ve sağlık istememesi için bir sebep görmüyorum. Türkiye, hem Mostar ve Vişegrad Köprüsü gibi gerçek köprüleri hem de siyasi, manevi ve insanlar arası köprüleri ayağa kaldırıyor.
* Türk diplomasisinin, Sırbistan, Bosna-Hersek ve Hırvatistan arasındaki işbirliğinin ulaştığı düzeye katkısı büyüktür. Türkiye, Saraybosna ile Belgrad arasındaki diyaloğun kurulmasına büyük çaba gösterdi ve ülkemizi AB ve NATO'ya götürecek reform sürecine destek vermektedir.
* Türkiye'nin rolü konusundaki şüphecilik için sebep göremiyorum. 21. asırda, Osmanlı Türkiye'si geçmişe aittir, bizim ise modern, küresel anlamda etkili ve iyi niyetli Türkiye ile iyi ilişkiler kurmamız gerekmektedir.