Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 17-25 Aralık sürecinde TÜRGEV'e yönelik yolsuzluk iddialarının algı operasyonu olduğunu söyledi. TÜRGEV'in her yaptığı hizmette yanında olacağını ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin eğitimde bulunduğu yerin, arzu ettiği ve hayal ettiği yer olmadığını kaydetti.
Erdoğan, TÜRGEV'in düzenlediği iftarprogramında açıklamalar yaptı. TÜRGEV'e yönelik bazı basın yayın organlarında çıkan yolsuzluk iddialarının doğru olmadığını söyleyen Erdoğan, vakfın ısrarlı biçimde siyasi tartışmaların içine çekilmeye çalışıldığını kaydetti. Saldırının nedenini, gençlerin inanç, tarih ve kültürleri ile medeniyetleri konusunda elde edecekleri müktesebatları olduğunu ifade eden Erdoğan, "İşte tam da bu sebeple TÜRGEV'e sahip çıkıyor, hizmetlerinin yaygınlaşmasını arzu ediyoruz" diye konuştu. İşte Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları;
TÜRGEV'İN EN YAKIN ŞAHİDİYİM
Bu vakfın (TÜRGEV) hayırlı bir niyetle ve hayırlı hizmetler için kurulduğunun, bugüne kadar da böyle çalıştığının en yakın şahidiyim. Bugüne kadar attığı her adımda, yaptığı her hizmette TÜRGEV'in yanındayım, bundan sonra da yanında olmaya devam edeceğim.
EĞİTİMDE HAYAL ETTİĞİM YER BU DEĞİL
Eğitim alanındaki kapasite ve fiziki alt yapıdaki sorunları geride bırakmaya başladık. Maalesef bugün eğitimde geldiğimiz yer benim kesinlikle arzu ettiğim ve hayal ettiğim yer değildir. Bunun için daha çok gayret göstereceğiz.
GENÇLERİ AİLEDEN ÇOK İNTERNET ETKİLİYOR
Zihinlerle birlikte gönülleri de doyuran bir eğitim anlayışına ihtiyacımız var. Çünkü günümüzde çocukları ve gençleri ailesinden, eğitim kurumlarından çok televizyon, internet, sosyal medya gibi iletişim araçları etkiliyor. Bu iletişim araçlarını da en etkili şekilde kullanarak, yeniden aileyi ve eğitim kurumlarını güçlendirmeliyiz
EVLATLARIMIZ KENDİ KÜLTÜRÜMÜZÜN MÜZİĞİNİ DİNLEMELİ
Aile ve eğitim kurumları tarafından boş bırakılan zihinler iletişim araçları vasıtasıyla süratla dolduruluyor. Çizgi fimlerinden, müzikten, bilgisayar oyunlarından başlayarak evlatlarımızın hayatı ve dünyayı öğrenmesine etkili olan tüm araçları kendi eğitim sürecimizin bir parçası haline dönüştürmeliyiz.
Evlatlarımız popüler kültürün kendisine dayattığı değil kendi kültürümüzün müziğini dinlemeli."