Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fikret Bila, Erdoğan'ın açıklamalarına köşesinde yer verdi. Türkiye'nin IŞİD'e karşı askeri harekete katılmasına ilişkin olarak konuşan Erdoğan, Türkiye'nin terör tehdidiyle karşı karşıya kaldığı takdirde hudutları koruyan askerin harekete geçeceğini duyurdu. Cumhurbaşkanı, askerin böyle anlarda gerekli olduğunun altını çizdi.
"TEZKERE İLE BİRLİKTE ADIM ATACAĞIZ"
Koalisyon manasında mı söylüyorsunuz yoksa saldırıları desteklemek manasında mı?
Koalisyon manasında da var, koalisyonun attığı adımların amacı noktasında da var. Yani burada tabii birinci derecede teröre, terör örgütlerine ve IŞİD’e karşı bir tavır; bunun üzerinde hassasiyetle duruluyor. Şu anda Amerikan Kongresi de bu konuda olumlu yaklaşımlar sergilemiş vaziyette. Bizim de biliyorsunuz ayın 2’sinde bu konuyla ilgili tezkere Meclis’e gelecek. Ve Meclis’teki tezkerenin, şu anda benim tahminim şahsen tezkerenin çıkışıyla birlikte de zaten bizim de gerekli adımları atmamız gerekiyor. Zira şu anda Suriye’den 140 bin Kürt kökenli vatandaş Türkiye’ye girmiş vaziyette. 40 bine yakın yine Ezidi Türkiye’ye girmiş vaziyette. Yani 1.5 milyonu toplamda bulduk. Bu tabii çok büyük bir potansiyel. Bu potansiyeli bölgede ne kadar absorbe edebiliriz, o ayrı bir sorun. Onun için de bizim üzerinde ısrarla durduğumuz konu, bir uçuşa yasak bölge ilanı, güvenli bölge ilanı, üzerinde ısrarla durduğumuz eğit-donat (eğitim-donatım) konusu. Ve bütün bunlara yönelik çalışmalarda da öyle zannediyorum ki mutabakat sağlanacaktır.
Şu anda görüşmeler zaten devam ediyor.
"NE YAPACAĞIMIZA BİZ KARAR VERECEĞİZ"
Tezkere çıkar çıkmaz adımları atmamız lazım dediniz.
Şu anda zaten bu tür görüşmeleri biz kendi içimizde de yapıyoruz. Yani bunlara bizim hazırlıklı olmamız lazım. Burada, ikinci, üçüncü sınıf bir ülke konumunda değiliz. Burada birinci derecede etkilenen ülke konumundayız. Birinci derecede etkilenen konumundaki bir ülke tabii ki önce ne yapacağının kararını kendisi bir defa vermesi lazım.
"TAMPON BÖLGE DEĞİL, GÜVENLİ BÖLGE"
Özellikle tampon bölge, güvenli bölge, burayla ilgili bir takım çalışmalar var mı?
Yani tampon demeyelim, güvenli bölge demek daha isabetli olur; Suriye tarafında bir güvenli bölge.
Bunun çalışmaları yapıldı mı Türkiye açısından?
Olmaz olur mu tabii yapıldı.
25 km derinliğinde deniliyor...
Şimdi, arkadaşlar bunlar tabii medyanın yazdıkları. Öyle şeyler vardır ki belli bir noktaya kadar sırdır. Ondan sonra sır olmaktan çıkar. Ama sır olduğu anda bunu açıklarsanız ondan sonra bu sırrın esiri olursunuz. Bu da tabii kararlı bir tutum içinde işin üzerine gidilmesi gerekiyor.
"GEREKTİĞİ ANDA GEREĞİNİ YAPACAĞIZ"
Sizin bu görüşlerinize muhalefet eden ülkeler yok muydu?
Yok. Sadece Süleyman Şah Saygı Türbesi’nin zaten 38 km kadar orada bir mesafesi var. Şu anda oradaki hassasiyetimiz devam ediyor. Ama bütün bunlarla beraber girişler devam ediyor. Bütün bu girişlere tabii bizim şu anda tedbirlerimizi almamız gerekiyor. Şu anda da tabii hükümetimizin yaptığı, bu tedbirleri belirlemek ve gerekli gördüğü anda da gereğini yapmaktır.
"SİLAHLI KUVVETLERİMİZ BÖYLE ANLARDA GEREKLİDİR"
Rehinelerin kurtarılmasından sonra politika değişikliğine gidiyoruz diyebilir miyiz? Mesela askeri veya siyasi harekete katılmak gibi bir açıklamanız oldu. Bu Türkiye’de çok tartışıldı.
Arkadaşlar, şu anda bölgede karşımızdaki.. Ne dedik biz, tüm terör eylemlerine karşı hassasiyetimiz var. Terör eylemlerine karşı olan bu hassasiyetimiz, ha bilinmelidir ki, eğer burada askeri bir harekat olacaksa; bizim hudutlarımız kim tarafından korunuyor, asker tarafından; dolayısıyla böyle bir tehdit altında olduğumuz zaman askeri harekat buna karşı yapılacaktır. Yani asker, Silahlı Kuvvetlerimiz bize nerede gereklidir? Böyle anlarda gereklidir. Sınırlarımız tehdit altına giriyorsa bu adımların da atılması lazım.
"DÜĞMEYE BASILMA ANI ÖNEMLİ"
Askeri harekattan kastınız, hava harekatının dışında kara harekatı mı?
Burada tabii, bir NATO ülkesi olarak NATO’daki ortaklarımızla her türlü adımın düşünülebileceği gibi, bunun hava boyutunu kim yürütür, kimlerle beraber yürütür; kara harekatını kim yürütür, kimlerle beraber yürütür; bunların planlamasını şu anda ilgili ülkeler bir araya gelerek zaten yapıyorlar. Bu çalışmalar yapılıyor şu anda. Ama düğmeye basılma anı, burada çok önemli. Ki biliyorsunuz bazı hassasiyetler sebebiyle ABD Irak’taki gelişmelerde tavrını ortaya koydu ve özellikle barajlar bölgesinde doğabilecek tehlikelerden dolayı oralarda hava bombardımanlarını yaptı. Onlar yerinde olmuştur. O hava bombardımanlarının olduğu anda biz her türlü insani yardımı Kuzey Irak’taki tüm gruplara yaptık. Türkmenlere, Araplara, Ezidilere, hepsine yaptık. Peşmergelere aynı şekilde yaptık. Ve o püskürtülmüş oldu. Yani bugün Kuzey Irak çok ciddi bir sıkıntıyla karşı karşıya kalabilirdi. Tabii henüz bitti mi bitmedi. Bu süreç devam ediyor. Bunun Suriye’ye doğru yeniden yansıması oldu. Suriye’deki yansımayla ilgili de şu anda adımlar atılıyor. Ama önümüzdeki süreç hassas bir süreçtir. Bu hassas süreçte de... Mesela Cidde’deki toplantıya 40 ülke katılmıştı. Ama şimdi destek sayısını; koalisyon demiyorum, desteğin 104’e çıkmış olması önemlidir. Bu sayı belki daha da artacaktır.
Koalisyonun içinde yer alanların durumu farklılık arz edebilir. Burada mesela Arapların olması önemli. Cidde’de 10 tane Arap ülkesi vardı. O sayı da şimdi artıyor. Bunları döner dönmez tekrar yapacağımız toplantılarda değerlendireceğiz.