Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ülke gündemindeki demokrasi dışı arayışları üstü örtülü olarak eleştirdi. Erdoğan, "Biz direksiyondayız, gaza basıyoruz ama birileri gelip frene basıyor, birileri gelip debriyaja basıyor, vitesi kucaklıyor. Bir başkası geliyor direksiyona müdahale etmek istiyor." dedi.
Erdoğan, Memur-Sen tarafından düzenlenen Uluslararası Demokrasi Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Balyoz Eylem Planı'yla ilgili önemli mesajlar verdi.
Erdoğan, Türkiye bir yandan çok hızlı bir şekilde değişim ve dönüşüm yaşarken, diğer yandan bazı gündem maddelerini, bazı tartışma konularını bir türlü eskitemediğini ve aşamadığına işaret ederek, "Neredeyse 100 yıldır, hatta ondan daha fazla süredir bu ülke döne döne irtica kavramını tartışıyor. Laiklik kavarımının anlamı, özü hedefi amacı belliyken yaklaşık 100 yıldır bizde tartışılıyor. Takiyye gibi sivil vesayet, sivil diktötürlük kavramlar ısıtılıp ısıtılıpülkenin gündeme taşınıyor. Milli irade tartışma konusu yapılmak isteniyor. Sivil döktatörlür, sivil faşizm gibi kavramlar gündemden bir türlü çıkmayır. Şöyle bir altını karıştırırsan altından belli tipler çıkıyor." dedi.
Erdoğan, son haftalarda gündeme gelen 'sivil diktatörlük', 'tek parti faşizmi', 'sivil vesayet', 'sivil faşizm' gibi kendilerine yönelik eleştirilerin benzerlerinin Adnan Menderes ve Turgut Özal'a yapıldığını hatırlattı.
Türkiye'de belli kesimlerin zihniyetinin değişmediğini anlatan Erdoğan, "Türkiye büyüyor, kalkınıyor, ilerliyor. Bunlar tekamül adına numune olacak bir tavır ortaya koyamıyor. Çok partili hayatımız merhum Menderes'e çok şeyler borçlu. Bize 'tek parti diktötürlüğüne Türkiye gidiyor' iftirasını atanlar önce aynaya bir baksınlar. Bu ülke tek parti diktatörlüğünü yaşadı, kiminle yaşadı. CHP ile yaşadı. O diktatörlük döneminde CHP'nin il başkanları aynı zamanda o ilin valisi, belediye başkanıydı. Bunları bu ülke gördü, yaşadı. Şimdi hangi yüzle kalkıp da onların o yanlış düşünce kuruluşları bunu savunabiliyor. Ayıp oluyor ayıp, bu millet bunları yutmaz artık." diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye'de değişimin lokomotifi olan bir siyasi hareketi sivil faşizmle itham edenler, demokrasinin gelişmesini istemeyen ve statükodan geçinen, demokratik değişime tahammül edemeyenler olduğunu kaydetti. Erdoğan, şunları söyledi: "Dediler ki 5 yıl çok. Biz geldik 5'i 4'e indmedik mi? Dedik ki taze olsun, böyle gitsin bu iş. Nasıl oluyor da bunun adı sivil faşizm, tek parti diktası oluyor. Bunun önünü açan biziz. Onlar koltuğa yapışmak istedikleri halde, millet onlara 5 yıl iktidarda kal dedikleri halde 3.5 yılda kaçıp gittiler, kalamadılar. Bu iş biraz da beceri işi. Bu iş, tahammül, başarı ister."
Kendilerinin çok çirkin kampanyalara, iddialara, ithamlara maruz kaldıklarına dikkat çeken Erdoğan, "İktidara geldiğimiz günden beri ortaya atılan bu iddiaların tamamı, sanaldır, iftiradır, niyet okuma gayretidir." dedi.
KÖŞE YAZARLARINI ELEŞTİRDİ
İktidarları döneminde 11 bin kilometre yol yaptıklarını anlatan Erdoğan, "7 yıldır yapılan bu olmuştur. Türkiye'yi bölünmüş yol ağlarıyla örüyoruz. 11 bin kilometre yol ağını koyduk, yaptık. Başbakan böyle diyor ama bu yollar hep çukur. Bu yollar hep dökülüyor, bu yollar hep şöyle, böyle. İnsaf ya. Şurada cumartesi günü Elmadağ ölüm rampalarının açılışını yaptık. Köşende şunu bir yaz. Yok yazamaz, yazmaz. İşte bu cibiliyetin gereğidir. Çünkü bunlar doğruyu takdir etmek gibi bir şey bunlarda yok. Ama önemli olan milletin takdiridir." diye konuştu.
"KİTLELERE KORKU EMPOZE EDİLİYOR"
Kitlelerin korkutulduğunu, kitlelere korku empoze edildiğine dikkat çeken Erdoğan, "Ülkemizin bir yerinde bu kara propangandanın etkisinde kalarak iktidar hakkında farklı mülahazalara gidenlen var. Korkutma çok ciddi bir istismar zemini üretiyor. Statükonun can simidi olarak değişimin önünü kesmeye çalışıyorlar. Hangi meseleye el atmaya kalkarsanız önünüze korku tüccarları çıkıyor." şeklinde konuştu.
"YASAMA ORGANININ YETKİSİNE MÜDAHALE OLDUĞUNU HALK GÖRÜYOR"
Türkiye'de eline mikrofonu alanın demokrasi dediğini anlatan Erdağan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ülkemizde azınlıkların meseleleri var mı var, ekonomik sorunlar var mı var. Ayak bağı olan pek çok sorun alanları va. Çözelim dediğiniz zaman ortada hiç kimseyi bulamıyorsunuz. Peki bu ülkede Anayasa sorunu var mı? Var. Bu noktada hemfikikiriz. Gelin çözelim. Türkiye'ye yakışan bir anayasayı hep birlikte yapılım diyorsunuz. Hayır biz yanaşmayız. Sizi de yanaştırmayız diyorlar. Niye çünkü bir 367, 411 deneyimi yaşandı. Çekiniyorlar. Çünkü bu ülkede yasama organının yetkisine müdahalenin olduğunu görüyor halk. Bu sıkıntı veriyor. Statükoyla bu ülke nereye gidebilir. Değişime, dönüşüme her türlü yeniliğe direnek bu ülke nereye ulaşabilir. Kürsüye çıkan,eline mikrofon alan herkes demokrasi diyor. Ama iş bu noktaya geldiğinde ortaya engeller, bariyerler çıkıyor."
Erdoğan, köşelerinde koalisyon dönemlerine methiyeler düzenler olduğunu ve televizyon ekranlarında koalisyon dönemlerine özlemlerini dile getiren müteakit siyasetçilerin bulunduğunu kaydetti.
Muhalefet partilerinin erken seçim istediğine de cevap veren Erdoğan, seçimin tarihinde yapılacağını söyledi. Erdoğan, "Artık olayları çok yakından takip eden ve Ziya Paşa'nın o meşhur bir sözü var. Sen herkesi kör, alemi sersem mi sanırsın? Bunlar kendileri unutuyor, herkesi de unuttu zannediyor." dedi.
"TÜRKİYE'DE ÇOK CİDDİ BİR MUHALAFET SORUNU VAR"
"Bu ülke çetelerle mücadele edenin de kim olduğu iyi biliniyiyor. Çetelere avukatlık edenin de kim olduğu çok iyi biliniyor." diyen Erdoğan, şunları söyledi: "Şurada Ergenekon var. Kimin Ergenekon'da bu süreci takipetmesi gerektiğine inandığını, kimin de Ergenekon'a avukatlık yaptığını, hatta milletvekillerini göndermek suretiyle adeta bunların avukatlığına soyunduğunu benim milletim görüyor. Türkiye'de asla ve asla iktadar sorunu yok. Çok ciddi muhalefet sorunu var. Demokrasilerde en az iktidar kadar en az muhalefet de önemlidir. Degişime direnen, her reforma ayak direten, aka kara diyen, statükodan beslenen, elitist bir muhalefeti karşısınızda bulunuyorsunuz. Ülkesinin tamamını kuacaklayamayan, ülkesinin tamamına hitap edemeyen, belli illerin, belli bölgelerin dışına çıkamayan bir muhalefet Türkiye için ne üretebilir?"
Erdoğan, 7 yılda nelerle karşılaştıklarının çok iyi bilindiğini ve takip edildiğini vurgulayan Erdoğan, "Yasa çıkaracağız, hayır. Anayasayı değiştireceğiz, hayır değiştirelmezsin. Cumhurbaşkanı seçeceğiz, hayır seçemezsin. Çetelerle mücadele edeceğiz, hayır edemezsin. Bütün bunları yaşadık, yaşamaya devam ediyoruz."dedi.
"DİREKSİYONA MÜDAHALE ETMEK İSTİYORLAR"
Kendilerinin yola çıkarken yasaklarla, yolsuzlukla ve yoklukla mücadeleyi ortaya koyduklarını ve bunların yapılması için altyapının gerekli olduğunu ifade eden Erdoğan, "Biz direksiyondayız gaza basıyoruz ama birileri gelip frene basıyor, birileri gelip debriyaja basıyor, vitesi kucaklıyor. Bir başkası geliyor direksiyona müdahale etmek istiyor. Çağdaş demokrasilerde demokratik unsurların her birinin yeri, yetkisi, sorumluluğu bellidir ama sorunların üstüne gittiğimizde statükoyla karşıloyıyoruz. Değişime direnen bir anlayışla karşılaşıyorsunuz." diye ifade etti.
"EMANETE UZANAN ELLERE HESAP SORMAK BOYNUMUZUN BORCU"
Yedi yıl boyunca dik durduklarını söyleyen Erdoğan, "Bundan sonra da dimdik duracağız. Eğilmedik, bükülmedik. Bundan sonra da asla elğilmeyecek bükülmeyeceğiz. Biz ilkeli siyasetten yanayız. Bu millete hayal kırıklığı yaşatmadık. Bu millet Seçimler yoluyla millet bize emaneti verdi vakti zamanında alacak olan da milletin ta kendisidir. Kim ki o emaneti gasp etmeye yeltenir karşısında önce bizi bulur, sonra da milletin kendisini bulur. Milletin emaneti kutsaldır. O emanete uzanan ellere dur bakalım demek bunun da hesabını hukuk çerçevesinde sormak hepimizin ortak boynumuzun borcudur. Kirli senaryolarla, çirkin oyunlarla, tahriklerle kışkırtmalarla hiç kimsenin varabileceği bir yer yoktur. O dönemler açılmamak üzere kapanmıştır. Tek başımıza da kalsak milletin emanetini, milletin egemenliğini demokrasiyi hukuku her şart altında korumaya devam edeceğiz. Demokrasiyi muhafaza etmek, standartlarını yükseltmek her kuruluşun sivil toplumun kuruluşlarının, basının görevidir." şeklinde konuştu.
Konuşmasında, 'demokratik açılım"la ilgili yaptıkları çalışmalardan bahseden Erdoğan, şunları söyledi: "Psikolojik, sosyolojik önlemleri var. Bu adımları atıyoruz. Aramıza nifak sokmakisteyen ve bu meseleleri görmezlikten gelenlere karşı da hepbirlikte somut adımları atıyoruz. Kısa vadede yapacaklarımızı zaten yapmaya başladık. Orta vadede olanların adımları ataılıyor. Uzun vadede olanlar da genelde anayasa değişikliği gerektirdiği için zamanımızı alıyor, alacak. Bu Meclis Anayasa değişikliği yapamaz dediler neden dedik? Halbuki Anayasa değişikliğini yaptı fakat ne yazık ki Meclis, halkın iradesiyle oluşan bu Meclis'e bu iradeyi kullanma noktasında ne yazık ki olumsuz yaklaşan zihniyetler bu ülkede siyaset yapıyor, muhalefet görevini üstleniyor. Yandaşlarıyla beraber böyle bir çalışmanın içerisine giriyorlar. Hani kuvvetler ayrığılı vardı, yasama, yürütme, yargı vardı. Örneğin yargı denetleme yetkisine haizdir. Biz de aksini savunmuyoruz. Siyaha beyaz dendiğinde şaşırıp kalıyoruz.
Bu Meclis uzaydan mı geldi, uzaylılardan mı oluştu. Allah aşkına bu kadar kendini inkar et olur mu? Bu millete göbeğini kaşıyan adam diyeceksin, bidon kafalı diyeceksin. Milletin tercihini küçümseyeceksin, aşağılayacaksın. Milletin iradesi ile oluşmuş Meclis yok sayacaksın. Ondan sonra da kalkıp milletin iktidiranı sivil diktayla suçlayacaksın. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. Sivil dikta tartışması çıkaranlara bir bakın sivil anayasaya ve refaranduma karşı olduklarını görürsünüz. Ben siyasi olarak her türlü bedeli göze aldım. Yeter ki ülkem kazansın. Gerekirse partim kaybetsin diyorum. Böyle bir anlayış sergiliyorum Onlar kalkıyorlar o eski tek partili, baskıcı günlere dönmenin hayalini kuruyorlar. O günler eskide kaldı."
Cumhuriyetin ilanından bu yana TBMM'de yalnızca bir kez 1924'te milletvekillerinin hür iradesiyle bir Anayasa meydana getirildiğini hatırlatan Erdoğan, 1961 ve 1982 anayasalarının darbeler sonrasında yapıldığını vurguladı. Türkiye'nin her zaman sivil anayasa özlemi içinde olduğunu belirten Erdoğan, Türkiye'nin hala bunun sıkıntılarını ve sancılarını yaşadığını kaydetti. Erdoğan, bu sıkıntıları ve sancıları aşmanın herkesin beklentisi olduğu, bunları aşmak için bazı adımlar attıklarını ve bazı dirençle karşılaştıklarını bunları aşacaklarını belirtti. Yetkiyi milletten aldıklarını anlatan Erdoğan, konuşmasına şöyle sürdürdü:
"Milletimizin iradesini temsil ediyor, milletimiz adına hizmet ediyoruz. Sorumlulğumuz milletimize karşıdır. Hesap vereceğ1imiz esas merci yegane merci de miletimizin ta kendisidir. Başkaları sırtını farklı yerlere dayasın. Bizim varlık nedenimiz millettir. Tek dayanağımız, tek umudumuz da millettir. Önümüze hangi engel çıkarılırsa çıkarılsın. Milletimizin desteği, katkısı, hayır duası arkamızda olduğu müddetçe bir kararlı bir şekilde yürümeye devam edeceğiz. Biz kendi iktidarımızı kökleştirmemin değil, millet iktidarını kökleştirmenin gayreti içerisindeyiz. Türkiye'nin aydınlık geleceğine önemli adımlar atıyoruz. Gelecek nesiller, bugünkünden çok daha demokratik, çok daha itibarlı bir ülkede yaşayın. Bizleri hayırla yadetsin istiyoruz. "