Başbakan Erdoğan, cumhurbaşkanıadayını bu ay sonuna kadar açıklayacaklarını söyledi. Viyana'da gurbetçilere seslenen ve mutlaka sandığa gitmelerini isteyen Erdoğan, 30 Mart seçimlerinde muhalefetin bölgesel başarılar kazandığını söyledi. Erdoğan, bir kez daha Gezi Parkı'na gönderme yaptı, olaylara destek veren sanatçılara "sevsinler sizin gibi sanatçıyı" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'nin (UETD) 10'uncu kuruluş yıldönümü etkinlikleri için Avusturya'nın başkenti Viyana'ya gitti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'nin (UETD) 10'uncu kuruluş yıldönümü etkinlikleri için Avusturya'nın başkenti Viyana'ya gitti.
COŞKULU KARŞILAMA
Öğle saatlerinde Viyana'ya ulaşan Başbakan Erdoğan ve beraberindeki heyet, geniş güvenlik tedbirleri eşliğinde konaklayacağı Viyana Grand Otel'e geçti. Erdoğan'ı, burada, UETD'nin Viyana ve bazı Avrupa ülkelerindeki yöneticileri ile Türk vatandaşları karşıladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Viyana'ya Avrupalı Türk Demokratlar Birliğinin (UETD) 10. kuruluş yıl dönümü etkinliklerinin düzenlendiği Albert-Schulz Salonu’na girdi. Salon içinde ve dışında binlerce kişi Erdoğan'ı alkışlarla karşıladı.
ÇİRKİN KAMPANYA
Başbakan Erdoğan'ın Albert-Schulz Salonu'ndaki etkinlikte yaptığı konuşmada, Almanya ziyaretini hatırlattı kimsenin bu ziyaretlerden farklı bir anlam çıkarmamasını istedi. Köln ziyareti öncesi Alman medyasında haklarında çirkin bir kampanya başlatıldığını söyleyen Erdoğan, buna rağmen 24 Mayıs'taki toplantının büyük bir çoşkuyla, en küçük bir gerginlik olmadan tamamlandığını hatırlattı. İşte Erdoğan'ın Viyana'daki konuşmasından bazı satır başları;
"İÇ SİYASETE MÜDAHİL OLMAYIZ"
Bizim hiçbir ülkenin iç politikasında gözümüz yok. İç siyasetine müdahil olmayız. Bizim tek meselemiz var, o da sizlersiniz. Sizlerin hakkını savunmak için sizlerin sorunlarını çözmek için ne gerekiyorsa onu yaptık, onu yapıyoruz, yapacağız. Avrupa’da yükselen ırkçılığa karşı islamofobiye karşı sizleri savunmak, sizlerin hakkını göz etmek bizim en tabii vazifemizdir. Hem sizlerin, hem Avusturya makamlarının, hem de Avrupa’daki tüm ülkelerin şuraya dikkatlerini çekiyorum. Türkiye artık eski Türkiye değildir. Türkiye çok büyük bir değişim yaşadı ve yaşamaya devam ediyor. Türkiye kronik sorunlarını tek tek çözerek 21. Yüzyılı şekillendirecek bir ülke olma yolunda kararlılıkla ilerliyor. Türkiye ekonomisi kriz dönemlerine ilk çeyrekte yüzde 4,3 oranında büyüme kaydederek 2023 hedeflerine ilerliyor.
"SEVSİNLER SİZİN GİBİ SANATÇIYI"
Şu anda Türkiye artık yardım alan değil, yardım eden bir ülke. Yani 45 milyon dolar ediyordu bizden önce, onunla övünüyorlardı. Ama şimdi hamdolsun 3 milyar doları aştık, buradayız. Veren el alan elden hayırlıdır, buradayız. Bitmedi, öyle bir atak ki artık yatırımlarda durmak yok yola devam diyoruz. Türkiye’de Gezi olayları yaşadık değil mi? 17 Aralık olaylarında yaşadıklarımızı biliyorsunuz, 25 Aralık’ı biliyorsunuz.
Ne diyordu: “Hâlâ anlamıyor musun mesele ağaç değil.” Bunu diyen neydi? Sözde sanatçı, sevsinler sizin gibi sanatçıyı, ne sanatçısı. Mesele ağaç değil diyordu, çünkü bunu diyemez ki, 12-13 ağacı alıyorsun başka yere dikiyorsun. Biz iktidarımızda 3 milyar fidan ve ağaç dikmiş bir iktidarız. Kardeşlerim biz çevreci bir iktidarız bunu böyle biliniz.
Geçen gün bir Başbakan ziyaretimizdeydi. Bana aynen şu ifadeyi kullandı. “Uzun yıllar oldu” dedi “İlk defa geliyorum. Ankara’nın ne kadar yeşillendiğini gördüm” dedi. Tanıyamamış. “Her şeyin değiştiğini gördüm” dedi.
"DEMİR AĞLARI BİZ ÖRDÜK"
Hani Gazi Mustafa Kemal demir ağlara çok düşkündü. Biz ördük biz. Şu anda raylarını bile 10 metreden fazla yapamayan bir Türkiye vardı. Biz şimdi 70 metre uzunluğunda ray imal ediyoruz. Onlar perçinle yapıyordu, biz kaynak sistemiyle yapıyoruz. Neden? İnsanımızın trenle yolculuk esnasında rahatsız olmasını istemiyoruz. Tangır tungur gitmeyecek, böyle hiç gürültü yapmadan gitsin istiyoruz. Artık öyle ilkel vagonlar falan yok. Türkiye’de artık bunun da üretimini başlattık ve yüksek hızlı tren. Şu anda Eskişehir-Ankara çalışıyor. Ankara-Konya çalışıyor. Konya-Eskişehir çalışıyor. İnşallah bir iki hafta içerisinde Eskişehir-İstanbul’u da açıyoruz.
SURİYE'DEKİ İÇ SAVAŞ
Avrupa’nın kendi değerlerini ayaklar altına alarak susmasına rağmen, biz hakkı savunduk. Suriye, dört yıldır zalim bir rejim. Kendi halkını koyun boğazlar gibi boğazlıyor. 200 bini aşkın insan hayatını kaybetti. Masum çocuklar annelerinin kucaklarında hayata gözlerini yumdu. O tertemiz iffetli kadınlar, alçak bir rejimin haydutları tarafından tecavüze uğradılar. Bu insanlık dramı karşısında çoğunluk yine susmayı tercih etti. Batı sustu, dünya sustu, gözlerini yumdu. Ama biz susmadık, biz gözlerimizi yummadık. Suriye’den gelen bir milyon sığınmacıya vatanımızın kapılarını açtık. Ekmeğimizi onlarla paylaştık. Suriye’deki hak mücadelesini var gücümüzle savunduk, devam ediyoruz. Öbür taraftan Filistin. Neredeyse bir asırdır Filistin topraklarında devam eden zulme sesini en çok yükselten, Filistin davasını en güçlü şekilde destekleyen yine bizler olduk.
“KEFENLER GİYİLİP YOLA ÇIKILMAZ”
İşte şimdi Irak. Şu anda Irak yanıyor. İnsanlık dramı yaşıyor. İnsanlar bir kez daha evlerini şehirlerini terk ediyor. Çocuklar ölüyor, kadınlar ölüyor, masum siviller hayatını kaybediyor. Dünya, Avrupa yine seyrediyor. Biz o ateşi söndürmek için, ateşin üzerine gidiyor, Irak’taki herkese durun siz kardeşsiniz diye uyarılarımızı yapıyoruz. Ne demek Sünni, ne demek Şia? Yahu siz Müslüman değil misiniz? Bir insan Şii olduğu için öldürülmez, Sünni olduğu için öldürülmez, kefenler giyip yollara çıkılmaz. Kim sizi vatanınızdan kovuyor? Kimse. Peki sizin yaptığınız nedir? Yakışıyor mu? Biz hakkın tarafında her zaman mazlumun tarafında olduk, olmaya devam edeceğiz.
IRAK HÜKÜMETİ KORUYAMADI
Irak hükümeti başta konsolosumuz olmak üzere personelimizi vatandaşımızı koruyamadı, korumadı. Şu anda IŞİD’in elinde olan 80 vatandaşımızı oradan çıkarmak için son derece hassas bir mücadele veriyoruz. Hiçbirinin kılına zarar gelmeden, oradan çıkıp ülkemize ulaşması için hassasiyetle hareket ediyoruz. Basra konsolosluğumuzu boşalttık. Hassasiyetimiz devam ediyor. Türkiye’de CHP ve MHP, onların yandaş medyası, bizim oradaki vatandaşımızın can güvenliğini tehdit edecek tavır içine girdiler. Son derece sorumsuz açıklamalar, yayınlar yapıyorlar. Dışardaki kadar içerdeki sorunla da mücadele ederek sorunu çözmeye çalışıyoruz. İnşallah hayırlı bir neticeye de varacağız.
“KUCAKLAYAN CUMHURBAŞKANI”
Şunu da bilmelerini arzu ediyorum, Türkiye, Türkiye içindeki ufuksuz bir takım medya vasıtasıyla öğrenilemez. İşte 30 Mart’ta çıkan sonucu sizler de gördünüz değil mi? CHP kumsallarda varlık gösterebildi. MHP siyasal Türkçü. HDP doğu ve Güneydoğu’da o da siyasal Kürtçülük yaptı. Ama Ak Parti 81 vilayetin 81inde varlık gösteren tek parti oldu. biz 77 milyonun partisiyiz. Onlar lokal mevzi partiler. Biz, birileri çıkıyor. Kucaklayan bir lider, kucaklayan bir cumhurbaşkanı… Kimmiş o? Kucaklamak diyorsan, niye Güneydoğu’da kaldın? Kucaklaman diyorsan niye kumsallarda kaldın? Birisi 25-26’da, ama AK Parti yüzde 50’nin partisi oldu.
Mutlaka sandığa gitmenizi istiyorum. Sizler yetmez, eşinize dostunuza anlatın gerçekleri. Adayımızı ay sonunda açıklayacağız. Adayımıza Avusturya’daki kardeşlerimize çok çok yüksek oranda destek geleceğine inanıyorum.